Kurumlar vergisi beyannamesinin doldurulmasında dikkat edilecek konular
Kurumlar vergisi beyannamesinin hazırlanmasında dikkat edilecek konularla ilgili bu üçüncü makalemiz. Bu makalede, yatırım teşvikleri ve ilgili konular özetlenmiştir.
Yatırım indirimi
Gelir Vergisi Kanunu'nun 2008 yılı sonu itibariyle kullanılmamış yatırım indirimi hakkını ortadan kaldıran düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi sonucu, daha önce indirilemeyen yatırım indirimi tutarının indirimi olanaklı hale gelmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi kararının 2010 yılında yayımlandığını dikkate alarak, 2009 yılı kazançlarının vergilendirilmesinde yatırım indiriminden yararlanılamayacağı yorumunu yapmış ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesini de buna göre tasarlamıştır.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi'nin kararı sonrasında, 6009 Sayılı Kanun'la Gelir Vergisi Kanunu'nun yatırım indirimiyle ilgili geçici 69'uncu maddesi değiştirilmiş, değişiklik hükmü 2010 yılı kazançlarından itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararı ve Gelir İdaresi Başkanlığı'nın görüşünün anlaşılması sonrasında, kurumların üç farklı uygulama yaptıkları görülmüştür.
. Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda 2009 yılı için yatırım indiriminden yararlananlar,
. Bir kısım kurum, risk almamak adına yatırım indiriminden yararlanmayarak, ancak beyannamesini ihtirazı kayıtla vererek konuyu yargı mercilerine taşıyanlar.
. Bir kısım kurumlar ise Gelir İdaresi'nin görüşüne uyarak yatırım indiriminden yararlanmayarak ve vergilerini ödeyenler.
İzleyebildiğimiz kadarıyla, 2009 yılı kazançlarının vergilemesinde yatırım indiriminden yararlanan kurumların tamamı incelenmiş ve yararlanılan indirim nedeniyle bu kurumlara ek tarhiyat yapılmıştır. Bu tarhiyatlar tespit edebildiğimiz kadarıyla halen yargı aşamasındadır ve kesinleşen yargı kararı henüz yoktur.
Bu kurumların davalarını devam ettirmeleri durumunda yargı kararlarına göre işlem yapılacak, davanın kazanılması halinde 2009 yılı için herhangi bir işlem yapılmayacak, kalan yatırım indirimi tutarı ise 2010 ve devamı yıllarda dikkate alınacaktır. Davalardan vazgeçilerek 6111 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılması da mümkün olup, bu durumda 2009 yılında yararlanılan ancak yapılan tarhiyat nedeniyle iptal edilen yatırım indirimi tutarı 2010 ve devamı yıllarda dikkate alınabilecektir.
2009 yılı beyannamesini ihtirazı kayıtla veren ve dava açan kurumların, yargı kararı doğrultusunda hareket edecekleri ve davayı kazanmaları durumunda ödedikleri vergiyi iade alacakları düşünülmektedir. Bu kurumlar kalan yatırım indirimi için 2010 ve devamı yıllarda yatırım indiriminden yararlanmaya devam edebileceklerdir. Davadan vazgeçilip, 2010 ve devamı yıllarda yatırım indiriminden yararlanılması da mümkündür.
Gelir İdaresi'nin yorumu doğrultusunda 2009 yılında yatırım indiriminden yararlanmayan kurumların, yasal düzenleme çerçevesinde yararlanabilecekleri tutar dikkate alınarak, endekslenmiş değeriyle 2010 ve devam eden yıllarda yatırım indiriminden yararlanmaya devam etmeleri mümkündür. Bu grup kurumlardan 2009 yılında kazancı olanların, yatırım indiriminden yararlanmamış olmaları, 2010 ve devamı yıllarda yararlanacakları indirim tutarını etkilemeyecektir.
Her ne şekilde olursa olsun, 2010 yılı kazançları nedeniyle yatırım indiriminden yararlanılması durumunda, yararlanılacak indirim tutarının, duruma göre yeniden değerleme veya ÜFE artışı oranında artırılarak dikkate alınması gerekmektedir.
2009 ve 2010 hesap dönemleri için dikkate alınacak yeniden değerleme ve ÜFE artış oranları aşağıdaki gibidir:
GVK mülga 1-6. maddeler kapsamında yatırım indirimi uygulaması GVK mülga 19. madde kapsamında yatırım indirimi uygulaması
Endeksleme ölçüsü Yeniden değerleme oranı ÜFE artış oranı
2009 hesap dönemi endeksleme oranı %2.2 %5.93
2010 hesap dönemi endeksleme oranı %7.7 %8.87
Öte yandan, 6009 Sayılı Kanun'la yapılan düzenlemeyle, yıl sınırlaması kaldırılmış ancak bu defa da yararlanılacak yatırım indirimi tutarı kazancın %25'i ile sınırlandırılmıstır. Maliye Bakanlığınca yayımlanan tebliğde, ilgili kazancın %25'inin sınırlamasının tespitinde, ilgili dönemde yatırım indirimi istisnası uygulanacak kazanç tutarının yatırım indirimi uygulanmadan önceki zarar mahsubu ile tüm indirim ve istisnalar düşüldükten sonraki tutar olacağı belirtilmiştir. Bu tanım gerçekte kanunda geçen "ilgili kazanç" kavramını bizce karşılamamakta, "safi kurum kazancı" kavramına daha yakın görülmektedir. Bu yönüyle tartışmaya açıktır.
İndirimli Kurumlar Vergisi
Teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar için indirimli kurumlar vergisi oranı uygulanabilmektedir. Maddenin uygulamasıyla ilgili olarak halen yayımlanmış bir genel tebliğ veya sirküler bulunmamaktadır. Bu nedenle, tereddütlü çok sayıda konu ile ilgili olarak Gelir İdaresinin yorumu bilinmemektedir.
Aşağıda, ana başlıklar itibariyle konu özetlenmiştir.
a) İndirimli Kurumlar Vergisi oranları
Bölgelere göre, 31.12.2010 tarihine kadar başlanan yatırımlar için uygulanacak yatırıma katlı oranları ile indirimli kurumlar vergisi oranları aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Bölge Bölgesel uygulama Büyük ölçekli yatırımlar
Yatırıma katkı oranı (%) Uygulanan KV oranı (%) Yatırıma katkı oranı (%) Uygulanan KV oranı (%)
1 20 10 30 10
2 30 8 40 8
3 40 4 50 4
4 60 2 70 2
Yatırıma başlamanın tanımı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin 2009/1 Sayılı Tebliğin 11'inci maddesinde yapılmıştır.
Tebliğde yapılan düzenlemeye göre;
- Teşvik belgesinde öngörülen yatırıma başlama tarihi kural olarak teşvik belgesi için Müsteşarlığa veya sanayi odasına müracaat tarihidir.
- Yatırıma başlanıldığının kabul edilebilmesi için, arazi-arsa alımı, altyapının hazırlanması, inşaata başlama, makine ve teçhizat temini gibi harcamalardan bir veya birkaçının gerçekleştirilmesi şarttır. Ancak teşvik belgesinin ilk düzenlendiği tarihteki sabit yatırım tutarı esas alınmak üzere; bölgesel uygulama kapsamında gerçekleştirilen yatırımlarda teşvik belgesinde kayıtlı sabit yatırım tutarının en az %10'u oranında, büyük ölçekli yatırımlarda ise en az 5 milyon Türk Lirası tutarında harcama yapılması halinde yatırıma başlanılmış sayılır.
- Yatırım projesine ilişkin fizibilite yapmak ve şirket kurmak yatırıma başlama sayılmamaktadır.
2010 yılında yatırım harcaması yapılmasına rağmen, tebliğde tanımlanan şekilde 31.12.2010 tarihine kadar yatırıma başladığı kabul edilmeyen yatırımlar için yukarıdaki tabloda yer alan oranlar uygulanmamaktadır. Bu yatırımlar kapsamında 2010 yılında yapılan yatırım harcamaları için uygulanacak oranlar aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Bölge Bölgesel uygulama Büyük ölçekli yatırımlar
Yatırıma katkı oranı (%) Uygulanan KV oranı (%) Yatırıma katkı oranı (%) Uygulanan KV oranı (%)
1 10 15 25 15
2 15 12 30 12
3 20 8 40 8
4 25 4 45 4
b) İndirimli Kurumlar Vergisi oranının uygulanacağı kazanç
İndirimli kurumlar vergisi oranı, teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazanca uygulanabilmektedir.
İndirimli oranın sadece yeni yatırımdan elde edilecek kazanca uygulanması, yeni yatırımdan elde edilen kazancın diğer kazançlardan ayrı olarak hesaplanmasını gerektirmektedir. Komple yeni yatırımlarda bu hesap yapılabilir olmakla birlikte, diğer yatırım cinslerinde bu hesabı yapmak kolay olmayacaktır. Bu zorluğu gidermek üzere yapılan düzenlemede, aşağıdaki yöntem öngörülmüş olmakla birlikte, bu yöntemin uygulamasının da oldukça zorlu olacağı ve gelecekte tereddütlere ve ihtilaflara yol açacağı görülmektedir.
Yapılan düzenlemeye göre;
- Tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilebilmesi halinde, indirimli oran bu kazanca uygulanacak,
- Kazancın ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise indirimli oran uygulanacak kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanması yoluyla bulunacaktır.
Yapılan düzenlemeyi formüle edecek olursak;
İndirimli oran uygulanacak kazanç tutarı = (Yapılan tevsi yatırım tutarı / Toplam sabit kıymet tutarı ) x Toplam kazanç tutarı
olmaktadır.
Açık olmamakla birlikte, Gelir İdaresi'nin yorumunun;
- Formülün payında yer alan "yapılan tevsi yatırım tutarı" kavramının, indirimli kurumlar vergisi açısından yatırım harcaması kabul edilen, teşvik belgesi kapsamında yapılan harcama tutarını,
- Formülün paydasında yer alan "toplam sabit kıymet tutarı" ifadesinin ise, teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırım harcamaları dahil, amortisman konuna giren iktisadi kıymetlerin toplam tutarını,
ifade ettiği düşünülmektedir.
c) İndirimli Kurumlar Vergisi oranı uygulamasına başlama tarihi
Kurumlar Vergisi Kanunu'na eklenen 32/A maddesi hükmüne göre, indirimli kurumlar vergisi oranı uygulamasına, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren başlanacaktır.
Buna göre, teşvikten yararlanmaya başlamak için yatırımın tamamlanması ve tamamlama vizesinin yapılmış olması koşulu bulunmamaktadır.
Teşvik uygulama sırası
Kurum kazançlarının vergilendirilmesinde;
- Geçmiş yıl zararlarının mahsubunun beş yılla sınırlı olması,
- Yatırım indirimi ve Ar-Ge indiriminin ise belirli bir yılla sınırlı olmaksızın tamamen indirilinceye kadar devredebilmesi olanağının bulunması,
bu indirim ve istisnaların uygulama sırasını oldukça önemli hale getirmektedir.
İndirimi belli bir süreyle sınırlanan geçmiş yıl zararlarının öncelikle dikkate alınmasına yasal bir engel yoktur. Bu çerçevede kurumlar vergisi matrahının tespitinde öncelikle geçmiş yıllar zararları dikkate alınabilir.
Mevcut yasal düzenlemelerde açıkça olmasa da Gelir İdaresi Ar-Ge indiriminden yararlanan kurumların, aynı zamanda yatırım indiriminden yararlanması halinde, öncelikle Ar-Ge indiriminin, daha sonra da yatırım indiriminin uygulanması gerektiği görüşündedir.
Kurumlar vergisi beyannamesinin mevcut formatının öncelikle zarar mahsubu, sonra Ar-Ge indirimi, daha sonra da yatırım indirimi istisnası uygulamasına göre yapılmış olduğu da dikkate alınarak bu sıraya uyulabileceği düşünülmektedir.