Kurumlar vergisi beyanname düzenleme notları (1)
Kurumlar vergisi beyannamesinin zamanında verilmemesi veya doldurulmasında yapılabilecek basit hatalar, telafi edilemeyecek sorunlara, risklere veya hak kayıplarına neden olabilir. 1 Nisan itibariyle başlayan kurumlar vergisi beyan dönemi, beyan süresinin son gününün resmi tatil olması nedeniyle, 27 Nisan 2015 günü akşamına kadar devam edecektir. Bu ve izleyen makalelerde beyannamenin hazırlanmasında dikkat edilecek bazı konulara yer verilecektir. Bu makalede beyanname düzenlerken dikkat edilmesi gereken; pratik ve özellikle şekli bazı konulara yer verilecektir.
1) Beyannamenin süresinde verilmesi
Beyanname yasal süresi içinde verilmelidir. Beyannamenin yasal süresinde verilmemesinin usulsüzlük cezası yanında başka sonuçları da olabilir. Örneğin zararlı bir şirketin başka bir kuruma devredilmesi durumunda, devralan kurumun devralınan zararı mahsup edebilmesi için, son beş yılın beyannamesinin yasal süre içerisinde verilmiş olması gerekmektedir. Beyannamelerin süresinde verilmemesi bu çerçevede şirketinizin değerini ciddi ölçüde düşürebilir.
2) Beyannamenin tam olarak doldurulması
Beyannamede yer alan doldurulması gereken bütün alanlar mutlaka doldurulmalıdır. Özellikle istisnalara ve zararlara ilişkin satırların doldurulması önemlidir. Kazanç olmasına rağmen istisnalardan yararlanılmaması, bu hakkı geri getirilemez şekilde yok etmektedir. Bu çerçevede örneğin, kazanç olmasına rağmen, herhangi bir nedenle yatırım indirimi hakkının kullanılmaması, bu hakkı ortadan kaldırmaktadır. Kullanılmayan bu hakkın ne beyanname sonradan düzeltilerek ne de sonraki yıllarda kullanımı olanaklı değildir.
3) Zarar mahsubunda şekli şartlara dikkat
Geçmiş yıl zararlarının mahsubu, beş yıllık süre sınırlaması yanında;
- Mahsubun yapılacağı beyannamede her yılın zarar tutarının ayrı ayrı gösterilmiş olması,
- Mahsup edilecek geçmiş yıl zararının ilgili olduğu dönemin beyannamesinde yer alması,
şartlarına bağlıdır.
Bu şekli koşullar nedeniyle;
- Zararlı yıllarda zarar tutarının ilgili satırlarda mutlaka yer almasında,
- Zarar mahsubu yapılmayan yıllara ait beyannamelerde de geçmiş yıllar zararlarının ayrı ayrı gösterilmesinde,
yarar vardır.
Ayrıca, kazanç varsa zarar mahsup hakkı mutlaka kullanılmalıdır. Gelir İdaresi, mahsup hakkı kullanılmamışsa bu haktan vazgeçildiği ve mahsup edilmeyen zararın bir daha mahsup olanağının olmadığı görüşündedir.
4) Matrah artıranlarda zarar mahsubu kısıtlıdır
2011 yılında 6111 sayılı Kanun’dan yararlanarak matrah artırımında bulunanların, matrah artırımında bulundukları yıllara ilişkin zararlarının yarısının mahsup olanağı yoktur.
Dolayısıyla, 2009 yılı için matrah artırımında bulunulmuşsa, artırım yapılan yıla ilişkin zarar tutarının % 50’sinin 2014 yılı beyannamesinde indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı unutulmamalıdır.
5) Ar-Ge indiriminde dikkat edilecek konular
Ar-Ge indirimi 5520 sayılı Kurular Vergisi Kanunu veya 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında yapılabilmektedir.
5520 ve 5746 sayılı Kanun’larda düzenlenen teşvikin ismi ve oranı aynı olmakla birlikte, bu iki Kanun’un uygulamasında temelde bazı farklılıklar vardır. Bu farklılık örneğin;
- Teşvike başlama zamanı,
- İndirime esas harcamaların kapsamı,
- İndirilemeyen tutarın sonraki yıllara devri,
gibi konularda ortaya çıkmaktadır. Ar-Ge indiriminden yararlanırken hangi Kanun kapsamında kalınacağı sayılan farklılıklar nedeniyle önemlidir.
Öte yandan, Ar-Ge indirimiyle ilgili olarak beyannamede beş ayrı satır yer almaktadır. Yukarıda da ifade edildiği gibi, bu satırlardan gerekli olanların mutlaka doldurulmasına dikkat edilmelidir.
6) Taşınmaz ve iştirak hissesi satanlarda kazanç fona alınmalıdır
Kanunda yer alan şartlar çerçevesinde, taşınmaz ve iştirak hissesi satışından elde edilen kazançların % 75’i kurumlar vergisinden müstesnadır.
Yasa gereği, satıştan elde edilen kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması gerekmektedir.
Fon hesabına alınma işleminin, beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerektiği unutulmamalıdır.
7) Yurtdışı inşaat işlerinden sağlanan kazançlar için kayıt
Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar kurumlar vergisinden istisnadır.
İstisnadan yararlanmak için, yurt dışında yapılan kapsamdaki işlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu yoktur. Ancak kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi unutulmamalıdır. Kurumlar vergisi beyannamesinin hazırlanmasında dikkat edilecek konuları yazmaya devam edeceğiz.