Kurumlar GSK anlaşmalarını peş peşe iptal ediyor

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR [email protected]

Başta özel hastaneler olmak üzere, sağlık kuruluşlarının önemli bir bölümü Genel Sağlık Kurumu (GSK) ile olan sözleşmelerini feshediyorlar. Bunun bu noktaya varacağını bundan aylarca önce söylemiştik, bunu söylerken de çıkış noktamız elbette falcılık değildi. Konuyu biraz bilen birisi, sağlık hizmetlerinin asgari maliyetini tahmin etmekte zorlanmaz. Hemen aynı örneği vererek devam edelim. Acıbadem International Hospital'ın Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Yıldırım'ın sözleriyle açıklayalım: "Bugün için devletin özel hastanelerdeki idrar tahliline verdiği ücret 1 YTL'dir. International Hospital yakınlarından geçen bir vatandaş "sıkışsa", karnesiyle gidip International Hospital'da idrar tahlili yaptıracağım diye başvursa, ihtiyacını ücretsiz olarak giderir, üstüne bir de idrar tahlili alır". Bu durumda biz de sorarız, GSK'nın bu ücretlendirme sistemi sizce sürdürülebilir midir?

Seçmene "yalakalanmak" hevesiyle yapılan hatalar

Yakın zaman içerisinde Diyabet Cemiyeti de GSK ile olan anlaşmasını feshetmek yoluna gidecek. Özel büyük hastaneler anlaşmalarını zaten çoktan sonlandırdılar. Bu sonlandırma kararları özel hastanelerin ya da dernek/vakıf sağlık kuruluşlarının sigortalı hastalara sağlık hizmeti vermemek direncinden kaynaklanmıyor. GSK'nın verdiği ücretlerle bu hizmetin sürdürülmesi mümkün değil, üstüne üstlük bir de hastalarla yaşanan tartışmalar var. AKP hükümeti seçmene hoş görünmek için (aslında bunun adı yalakalanmaktır) "sevk sistemini kaldırıyoruz, işte bütün özel hastaneleri de hizmetinize sunuyoruz" dediğinde, değirmenin suyunun nereden geleceğini hesaplamak istemedi. Bunun sürdürülemez olduğunu söyleyen Birol Aydemir (GSK'nın "müstafi" başkanı) gibi başarılı bürokratları gözünü kırpmadan feda etti. Her zaman söylediğimiz gibi "aklı" reddetti.

Üniversite hastaneleri bile aklı reddediyor!

İşte bütün mesele de burada. Aklı reddettiğiniz zaman, yaptığınız iş eninde sonunda geri teper. Yanlış hesap Bağdat'a kadar gitse bile geri döner. İnanınız aynı şey yakın zaman içerisinde üniversite hastanelerine de sıçrayacak. Üniversite hastanesine başvuran bir hastaya devletin ödemeyi vaat ettiği ücret "hepsi dahil" 65 YTL düzeyinde. Bu rakamla muayene ücreti, akciğer grafisi, kan tahlilleri temel işlemlerin hepsinin karşılanması talep ediliyor. Söz konusu işlemlerde sadece muayenenin ücret bedeli düşürülebilir, akciğer grafisi için film gerekir, kan tahlillerinin tanı kitleri ücreti mukabili dışarıdan alınır. Bu bedellerin 65 YTL ile karşılanması mümkün değildir. Dahası bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) gibi incelemelerin bedelleri de benzer fiyatlandırma politikalarıyla saptanmıştır. Arada ortaya çıkan farkı bir süre sineye çekebilirsiniz. Ama bir yerde bıçak kemiğe dayanır. Bu durumda ya GSK sözleşmesine feshedersiniz ya da hastaneniz batar.

Türkiye'de en önemli eksiklerimizden biri de akıl sahibi insanların seslerini çıkartmadaki cesaretsizlikleridir. Üniversite hastaneleri GSK ile sözleşme yaparken neden sesini çıkartmaz ki, "işi yapacak olan" zaten onlar? Hükümetle "iyi geçinmek" adına, "akla" aykırı olan bir şeyi üniversite hastaneleri bile imzalamaktan kaçınmıyorsa, Türkiye'de artık bir şeylerin kökten sorgulanması zamanı gelmiş demektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar