Kurum kimliği ve çalışan ilişkisi

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

Başlangıç notu: Geçen hafta kurum kimliği konusunda yazmıştım. Bu hafta da aynı konuda yazmaya devam ediyorum.

Firmanın çekiciliği nereden geliyor?

Beyaz eşya üreten bir firmanın satış elemanlarına bir eğitim veriyordum. "Bu firmada çalışmanın cazibesi nedir?" sormuştum. Birisi şöyle dedi: "Anadolu'nun hangi şehrine gidersem gideyim, bizim firmanın bir bayisi var. O tabelayı görünce, kendimi evimde hissediyorum." Bir başkası: "Bizim ürünlere her yerde rastlıyorum. Kendimi büyük bir ailenin bir ferdi olarak görüyorum. Bu da beni mutlu ediyor" Bir diğeri: "Nerede çalışıyorsun sorusuna verdiğim cevap üzerine ilk söylenen, örneğin: "Aa, kaç yıldır kullandığım çamaşır makinesini yapan firma" oluyor.

Farklılık mesajı

Eski bir reklam şöyle idi: "Yok birbirimizden farkımız. Ama biz Osmanlı Bankası'yız." Söz konusu banka, çok hoş bir biçimde farklılığını ortaya koyuyordu. (Gerçekten Osmanlı Bankası farklı bir banka idi. Ama onu satın alan hızlı bankacılar(!) yılların bankasını kısa bir sürede müze haline getirmeyi başardılar) Kurum kimliği ile her firma farklılığını iddia eder, bunu bangır bangır haykırır. "Ben buyum. Şu ürünü yapıyorum. Şöyle yapıyorum. Benim yoğurt yeme biçimim budur. Ben farklıyım" der. Bunu söylerken mesajı iki tarafa verir. İçeriye ve dışarıya. Dışarıda müşteriler, tedarikçiler, iş ortakları ve diğer paydaşlar vardır.Amaç belli bir imaj yaratmaktır. Müşterinin sizi seçmesini sağlamaktır. Diğer paydaşların size olumlu bakmalarını sağlamaktır. Her yerde aynı amblem ve logo ile sürekli kendinizi hatırlatırsınız.

Kurum kimliğinin içe yansıması

Kurum kimliğinde mesajın verildiği ikinci taraf çalışanlardır. Çalışanlar tarafını geniş bir yelpaze olarak düşünebiliriz. Şu an çalışmakta olanların yanında, çalışacak olanlar ve eski çalışanlar bu yelpaze içinde yer alırlar. Önce "çalışacak olanlar" kategorisine bakalım. Firmalar ihtiyacı olan elemanları asker celbi gibi çağırmazlar. İnsanlar firmalara hür iradesi ile başvurur. İşte kurum kimliği ile firmanın yansıtılan kişiliği insanları firmaya cezp eder. İnsanlar güçlü kurumlarda çalışmak ister. Yansıtılan güçlü imaj, insanları firmaya çeker.

Çalışmakta olanlar için ise güçlü kurum kimliğinin çok önemli işlevleri vardır. Birincisi, kurum kimliği "biz" kavramını güçlendirir. Kişi kendini, büyük bir ailenin bir parçası olarak görür.Yukarıda sözü edilen satıcılardan birisi "Bizim ürünlere her yerde rastlıyorum. Kendimi büyük bir ailenin bir ferdi olarak görüyorum.Bu da beni mutlu ediyor" diye bundan söz ediyordu.

Kişi, çalıştığı yerle gurur duymalıdır. Kişi, güçlü kurum kimliği olan bir firmada çalışıyorsa, göğsünü gere gere "Ben şu firmada çalışıyorum" der. Ve çevredekiler o kişiye daha değişik bakarlar. Çünkü o kurumun kimliğini oluşturanlardan birisi de o kişidir. Güçlü kurumlar seçicidir. Herkesi aileye katmazlar. Dışardan bakan birisi "Eğer kişi bu güçlü aileye katılmışsa belli özellikleri olmalı" diye düşünür. Bu nedenle çalışanlar, güçlü kurum kimliği olan yerlerde kendi kimliklerinin de güçlendiğini bilir.

Güçlü kurum kimliği olan firma, genelde ekonomik olarak da güçlü firmadır. Güçlü firmalar iş dünyasının fırtınalarına dayanırlar. Fırtınalı ortamlarda kişiler sağlam gemilerde seyahat etmeyi tercih eder. İşte bu nedenle çalışanlar, özellikle kriz ortamlarında güçlü firmalarda kalmayı isterler.

Kişi kurum kimliği güçlü bir yerde çalışmışsa, o kuruluştan ayrılsa bile, bu deneyim özgeçmişine bir olumlu not olarak girer. Kişi, yeri geldiğinde hep o çalıştığı güçlü kurumdan söz eder. Güçlü kurumlar eski aşklar gibidir, kolay unutulmaz.

Kurum kimliği oluşumu

Kurum kimliği önemli bir konudur. Ancak kurum kimliği ağaçta yetişmez, dışardan alınmaz. Kurum kimliğini o kuruluşun çalışanları oluşturur ve bu kuşaktan kuşağa gelişir. "Hadi arkadaşlar, bir kurum kimliği oluşturalım" diyerek de kurum kimliği oluşturulmaz. Esas olan özdür. Öze dayalı olmayan sözler ve eylemler tutarlılık göstermez. Bu nedenle, güçlü bir kurum kimliği için önce kurum gibi kurum olmak gerekir. Bunda da güçlü bir inanç, tutarlılık ve öz ile aynı hizadaki söz ve eylem gerekir. Yoksa kurum kimliği denen şey bir kuru kağıt parçası üstündeki amblem ve logo alarak kalır. Ve firmanın bir şöyle bir ilanını görebiliriz. "Kimliğimizi kaybettik, yenisini alacağımızdan eskisinin hükmü yoktur" Bunu görenler de sorar: "Kimlikleri var mıydı ki?"

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019