Kurum içi girişimcilik ile büyüyün
Türkiye’de bence ihmal edilen bir konu var; “kurum içi girişimcilik”. Bir başka ifade ile “kurumsal girişimcilik”. Konunun ülkemiz şirketlerinde, öncelikli olarak görülmediği ya da tam olarak hakkıyla yürütülmediği düşüncesindeyim.
Elbette 2014’lerin başından itibaren işle alakalı ciddi yatırımlar yapan, verim almayı başarmış İş Bankası, Vodafone, Doğuş, Anadolu Grubu, Boyner gibi örnekler de var, ancak şirketlerimizin büyük çoğunluğunda bu konuda adım atılmıyor veya çok basit adımlar atılıyor. Oysa kurumsal girişimcilik, geleneksel sektörlerde yerleşik, belirli bir ölçeğe ulaşmayı başarmış, kurumsallaşma yolculuğunda belirli bir noktaya ulaşmış şirketlerin büyüme hızını artıracak bir strateji.
Geleneksel şirketler sahip oldukları bürokrasi, silolarla yönetim ve risk almaktan kaçınma kültürleri nedeniyle konuyla ilgili mesafe alamıyorlar. Oysa, geldikleri noktada ciddi büyüme oranları yakalamak için ya yurt dışında faaliyet göstermeleri ya da kurum içi girişimcilik sonucu yeni girişimler üretmeleri gerekiyor.
Kurumsal girişimcilik nedir?
Kurumsal girişimcilik, mevcut bir kuruluş içinde yeni fikirlerin, süreçlerin, ürünlerin veya hizmetlerin inovasyon odaklı olarak geliştirilmesi olarak tanımlanabilir. Bu kavramı en iyi Steve Jobs’ın Macintosh projesi için söylediği şu sözlerin tanımladığını düşünüyorum: “…. bir grup insan özünde garaja geri dönüyordu, ama büyük bir şirkette”. Yani kurumsal bir yapı içinde Silikon Vadisi deyimiyle, “garaj girişimleri” oluşturmak.
Kurumsal girişimciliğin zorluğu
Potansiyeline rağmen kurumsal girişimciliğin uygulanması oldukça zor. Neden derseniz, kurumsal şirketler tipik olarak inovasyondan ziyade istikrar ve kontrol için tasarlanmış yapı, süreç ve kültürlere sahiptir. Bu unsurlar fikir üretme, deneme, esneklik ve özerklikle gelişen girişimcilik faaliyetlerinin önünde önemli engeller oluşturur.
Başarısızlık korkusu da bir başka zorluktur. Kurumsal bir ortamda, başarısız bir girişimin potansiyel sonuçları umut kırıcı olabilir ve bu da risk alma konusunda isteksizliğe neden olur. Buna ek olarak, yeni projeler için ayrılan kaynaklar genellikle hızlı getiri sağlaması gereken yatırımlar olarak görülür ve bu da kurum içi girişimciler üzerinde aşırı baskı yaratır.
Son olarak, kurumsal girişimciliğin başarısını ölçmek zor olabilir. Başarının genellikle kârlılık ve büyüme ile ölçüldüğü startup'ların aksine, kurum içi girişimcilik projeleri hemen meyve vermeyebilir. Bazı şirketlerin sabrı yetersiz kalabilir.
Başarılı kurumsal girişimcilik için bazı öneriler
Girişimci bir kültür geliştirin: İnovasyona, risk almaya ve başarısızlıktan ders çıkarmaya değer veren bir kültür oluşturmak çok önemli. Bu, çalışanların yeni fikirler önerme ve deneme konusunda kendilerini özgür hissedecekleri güvenli bir ortam oluşturulması ile mümkün olabilir. Ayrıca, bu girişimler ve getirilerine karşı sabırlı olmak gerekiyor.
Net süreçler ve yapılar oluşturun: Fikirleri önermek, test etmek ve ölçeklendirmek için iyi tanımlanmış süreçler ortaya koymak, iç girişimcilere yol gösterir. Fikirleri aşamalı olarak filtreleyen ve rafine eden bir model olan “inovasyon hunisi” ve kurum içi girişimcilik yazılımları bu konuda yardımcı olabilir.
Destekleyici bir ödül sistemi uygulayın: Kurumun ödüllendirme sistemi, yenilikçi düşünceyi ve hesaplı risk almayı tanımalı ve teşvik etmelidir. Bu, finansal ödüllerin yanı sıra terfi, görünürlük ve iş zenginleştirmeyi de içerebilir.
Açık inovasyondan yararlanın: Dış fikirlere ve iş birliklerine açılmak kuruluşun yenilikçi potansiyelini önemli ölçüde artırabilir. Bu, startuplar, üniversiteler veya müşterilerle ortaklıkların yanı sıra kitlesel kaynak kullanımını da içerebilir.