Kurultay sonrası yapılacak çok iş var
CHP'nin olağanüstü kurultayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun partideki konumunu pekiştirmesiyle sonuçlandı. Kurultayda cereyan eden olaylar siyasal değişme konusunda bir 'örnek olay' teşkil ediyor.
Toplantıya katılan delegelerin hemen hepsi eski yönetim tarafından belirlenmiş kişilerdi. Partinin eski genel başkanı ve genel sekreterinin delegeler üzerinde bir hayli etkili olacağı düşünülüyordu. Fakat olamadılar. Delegeler partilerinin değişmeden oylarını arttıramayacağının bilincindeydiler.
Görevlerinden ayrılmayı bir türlü kabullenemeyen eski görevlilerin aldığı cılız alkışlar, delegelerin değişim arzusunu paylaştıklarını tereddüde mahal bırakmayacak biçimde gösterdi. Artık çok sayıda yeni yüzün yer aldığı bir parti meclisi var. Merkez yürütme kurulunda da, olasılıkla bu kişiler arasından seçilecek yeni yüzler egemen olacak.
Kurultayda sayın genel başkanın yaptığı konuşma, daha önce de işaret ettiğimiz bir zaafın da net olarak gözlenmesine fırsat verdi. CHP'nin üzerinde çalışılmış, iyi hazırlanmış, topluma anlatılacak, seçmeni kolaylıkla ikna edecek projeleri bulunmamaktadır. Nitekim, Sayın Kılıçdaroğlu'nun kurultayda yaptığı konuşma geleceğe dönük ve projeler temelinde ayrıntılandırılmış bir resim çizmekten ziyade insanların hoşuna gidebilecek, fakat korkarım ki inandırıcı bulunmayan, bir kısım vaatlerin sıralandığı bir sunuş izlenimi yarattı.
Önerilen uygulamaların hangi kaynaklardan finanse edileceğine ilişkin olarak, kendi adını teminat olarak göstermesiyse özellikle yadırgandı. Sayın Kılıçdaroğlu'nun henüz siyasette lider olarak uzun bir sicili bulunmuyor. Kendisinin milletvekili olduğu süre içinde partisi iktidara ortak değildi. Bu durumda, siyaset adamı olarak daha önceki icraatının bundan sonra yapacaklarına karşılık gösterilmesi olanağı da herhalde yoktur.
CHP eski yönetim sırasında unutmuş gözüktüğü sosyal demokrasi kavramını yeniden hayata geçirmeğe yönelirken, bunun devletin ihtiyacı olan ve olmayana dönük bir cömertlik girişimi olmaması gerektiğini hatırlamalıdır. Amaç en az kaynakla en çok sosyal fayda sağlamaktır.
Örneğin, zaten yüksek olmayan okul harçlarını kaldırmak, çoğu böyle bir ödemeyi yapabilecek kişiye ihtiyaç duymadıkları bir kolaylık sağlamaktır. Buna karşılık, yoğun maddi sıkıntısı olan öğrencilere verilen destek genellikle onların mübrem ihtiyaçlarını dahi karşılayacak düzeyde değildir. Desteğin hedefi onlar olmalıdır. Keza, belirli bir gelir düzeyinin tutturamayan ailelere asgari ücret tutarında yardım vaadi, acaba insanların çalışmak yerine böyle bir maddi yardımı tercih etmelerine yol açmaz mı?
Partinin yapacaklarını somutlaştırma gereği hemen her alanda kendinin hissettiriyor. Demokratikleşme, özgürlüklerin genişletilmesi, yargının durumu ve nasıl düzeltileceği konuları, dış politikamız (kurultay konuşmasında hemen hiç değinilmedi) ve Kürt sorunu partinin daha açık tavır ifade etmesi gereken sorunlar. Söylenenlere göre, parti kısa süre içinde icraatına yön verecek bazı çalışmaların sonuçlarını kamuoyuna açıklayacakmış. Bu bilginin doğru olmasını dilerim. Seçmenlerimiz giderek olgunlaşıyor. Ne yapacağını iyi tasarlamamış görünen bir kadroya destek vermeğe gönülsüz.
En netice, kurultay sonrası yapılacak çok iş var. Vakit kaybetmeden kolları sıvamak gerek.