Kuru ve enflasyonu ‘beklemek’ artırıyor (2)

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

“Yüksek kur mu zararlı, yüksek faiz mi?” sorusunun yanıtı, “Her ikisi de zararlı”... Tıpkı, “Enflasyon olabilir, yeter ki büyüme artsın...”, “Kur yükselebilir, sonuçta ihracat artar…” şeklindeki iki yorumun uzun vadede yanlış ve zararlı olduğu gibi...

★ ★ ★

Yazıya, “Enflasyonun ikinci plana atıldığı/atılacağı bir süreçten geçeceğiz… Para politikası dışında, kamu harcamalarının da dahil olduğu “maliye politikasıyla” talep artışı sağlamaya çalışacağız…

Elimizin en rahat olduğu kalem olan maliye politikalarına, tüketici güveninin de yükselmesini sağlayacak parametre olarak bakacağız…” diye başlamıştık geçtiğimiz hafta…

Dolar kuru 3.40’lı seviyelerdeydi…

“Enflasyonla büyümenin, sonuçları çok daha kötü olur” şeklinde haklı tepkiler geldi okuyucularımdan…

Yazımın devamında altını çizmiştim bu tespitlerin ama ters açıdan bakarak, tekrar anlatayım…
★ ★ ★

Rezerviniz yoksa (-ki olsa, bu noktalara gelinmezdi) tek silahınız faizdir...

O silahı da zamanında kullanmanız akılcıdır...

★ ★ ★

Rezerv dedik ya... En büyük, hatta ‘tek’ sorunumuz o...

Rezerv biriktiremedik...

Neden?

Çünkü elleri topyekün taşın altına sokmadık... Siyasetçi kendi derdine düştü, işadamı kendi derdine, genci/ yaşlısı kendi derdine…

En büyük yanlışımız mı?

Kamu çalışanlarını artırdık…

Üretmeyi küçük bir bölüme yükledik... O küçük bölümü, yani rezerve katkı yapanları zor durumda bıraktık, üretmekten soğuttuk...

Üretimin temeli olan gençleri kolaycılığa alıştırdık. Eğitemedik. Tanıdık ve siyasi ilişkilerle iş, mevki, makam sahibi olmaya alıştırdık...

Mesleği, liyakatı, çalışarak bir yerlere gelmeyi unutturduk…

Bugünlere zemin hazırladık…

Ve…

Rezerv biriktirme zorunluluğundayken, rezervden yedik!

★ ★ ★

Yerken de bekledik!

Örnek mi? Döviz kuru…

1.80-2.85 arasını, “İyi bir şey olacak ve buradan dönecek…” diye bekleye bekleye geçirdik...
Sonrası malumunuz...

★ ★ ★

Kısa vadeli çözüm de çok basitti aslında...

Daha önce defalarca yaşamıştık; Brezilya, Azerbaycan gibi yaşayanları da görmüştük...

★ ★ ★

Merkez Bankası faiz indirince, faizler düşmüyorsa…

Karar alıcıların, dolar kuru 1.90’lı seviyelerdeyken, “Bu seviyeden dolar alanın eli yanar” diye yönlendirmelerine rağmen, dolar kuru bugün 3.90’lı seviyelere yükselebiliyorsa…

“Yüksek kur mu zararlı, yüksek faiz mi?” sorusuna, “Her ikisi de zararlı” yanıtı verilemiyorsa…
Vatandaşlar, günü kurtarmaya odaklanmışsa ve bunun için bir zararlıyı seçme zorunluluğundaysa…

Bir ‘sonuç’ yaşanıyor demektir…

O sonuca nasıl gelindi?

Başta anlattığım gibi…

Tek sorun, yüksek değerle satacak ve bu sayede sermaye/tasarruf/rezerv biriktirecek mal ve hizmeti üretememektir… Bunun için temelden başlamak gerekir…

Gençlerimizi meslek ve fikir sahibi yapacak bir sisteme geçtiğimiz; meslek ve fikir sahibi işçimizin kazancını, prestijini ve haklarını, kamu çalışanının önüne geçirdiğimiz gün, tüm sorunların çözümü için adım attık demektir…

★ ★ ★

Ürettiğin ve sattığın tükettiğinden fazlaysa, yani cari fazlan varsa, sen müdahale etmedikçe paran kıymetli kalır… Ancak bu yolla sürdürebilir bir ‘refah’ sağlarsın, günü kurtarmak adına ‘zararlı’ şeyleri seçmek zorunda bırakılmazsın…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kayıtdışına rağbet! 13 Aralık 2024