Kuru soğan yeni yılda 10 lira olur mu?

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Kuru soğan önümüzdeki aylarda daha çok gündeme gelecektir. Depolarda yeni sezona yani nisan-mayıs ayına kadar Türkiye'nin tüketimini karşılayacak kadar soğan olmadığı tahmin ediliyor.

Depolardaki üründe görülen yoğun çürüme nedeniyle, yeni yılda piyasaya arz edilecek kuru soğan miktarının düşmesi ve fiyatın kilo başına 10 liraya kadar yükselmesi bekleniyor.

Kuru soğanda görülen hastalığın ve çürümenin nedeni tohum mu?

Geçen hafta Antalya'da gerçekleştirilen Growtech Fuarı'nda da ana gündem konularından birisi kuru soğandı. Konuştuğumuz hemen herkes "ne olacak bu soğanın hali" diye sordu. Birçok okurumuz, depolara yapılan baskınların anlamsızlığını hatırlattıktan sonra, "Soğan bu mevsimde depoda olur, depoda olmazsa sorun olur" sözlerimiz ve doğru bilgilendirme için teşekkür etti.

"Soğan neden böyle oldu?"

Yıllardır tanıdığımız, çalışmalarını yakından izlediğimiz ve tarımda teknoloji kullanımı konusunda öncülük yapan Dr. Hasan Ünal, sahibi olduğu Rito Tohumculuk'un fuar standında soğana çok geniş ve özel yer verdi. Kocaman harflerle "Türkiye'nin soğanına talibiz" yazısı altında yüzlerce kilo soğan sergiledi. Fuarın hemen girişindeki standı ziyaret edenler; "Hocam, buraya da baskın yapabilirler" esprisi ile yaşanan durumun vahametini özetliyordu.

Hasan Ünal, herkesin görebileceği şekilde; "Soğan Neden Böyle Oldu?" başlığı ile bir de tabela asmış. Tabelada yazılanlar soğan tohumunun önemini özetliyor:

"Soğanların depoda çürümesindeki en önemli nedenlerinden biri, üretimde F1 tohumlarından olmaması gereken şekilde üretilen ve satılan F2 tohumlarının kullanılmasıdır.

F2 tohumları üretimde kullanıldığı zaman elde edilen soğanlar arasında olgunlaşma süreleri bakımından 3 çeşit soğan bulunur. F1 hibridinin anasına benzeyen, babasına benzeyen ve son olarak F1 hibrit gibi olan üç tip soğanında olgunlaşma zamanı farklıdır. Çünkü bu 3 tip soğan arasında erken olgunlaşanlar olduğu gibi geç olgunlaşan soğanlar da bulunur. Farklı zamanlarda olgunlaşan bu 3 tip soğandan birinin veya ikisinin olgunlaşmadan çuvala girmesi çürümeye neden olmaktadır.

Çürüme ürün kaybına neden olmakta ve ürün kaybı da piyasada az miktarda soğan bulunmasına ve soğan fiyatının artmasına neden olmaktadır.

Diğer taraftan F1 çeşitler için bu tür riskler yok denecek kadar azdır. F1 hibrit soğanlarda tüm soğanların olgunlaşma zamanı homojen olarak aynı anda olup sorunsuz bir şekilde bozulma-çürüme olmadan depolanabilir ve ürün kaybı meydana gelmez."

Teknoloji ile tohum değişti

Soğan depolarına yapılan baskın, stokçuluk, hastalık, çürüme ve daha bir çok yönüyle tartışılan kuru soğanda en önemli faktörlerden birisinin tohum olduğunu anlatan Hasan Ünal'dan daha detaylı bilgi isteyince şunları söyledi:

"Bundan 10 yıl öncesine kadar standart tohumlardan soğan üretilirdi. Yani soğan eken çiftçi kendi ürettiği soğandan tohumluk ayırır ve ekerdi. Hibrit tohum yoktu. Son yıllarda verimi artırmak, kaliteli ve belli standartlarda üretim yapmak için dünyanın önde gelen üreticileri hibrit soğan tohumu geliştirdi. Japonya, Çin, Hollanda hibrit tohumdan soğan üretimine geçti.
Türkiye'de hibrit soğan üretimi yok. Hibrit soğan tohumu elde etmek çok uzun bir süreci ve yatırımı gerektiriyor. Türkiye için pazar küçük. Domates gibi değil. Domates para kazandırıyor. Ama soğan tohumu öyle değil. Bu nedenle uluslararası, global büyük tohum firmaları bu yatırımı yaparak hibrit (F1) soğan tohumu üretiyor. Nunhems, Monsanto, Japon Takıı Seed gibi firmalar bunu yapıyor. Yüksek maliyeti nedeniyle Türkiye'de tohum firmaları hibrit üretimine girmiyor. İthal ediliyor.

Olgunlaşması farklı soğanlar aynı çuvalda çürüyor

İthal edilen F1 tohumundan F2 soğan tohumu çoğaltılıyor. F2 tohumlardan üretilen soğan homojen değil. Olgunlaşma ve hasat süreleri farklı. Bir bölümü 120 günde, bir bölümü 140 günde bir bölümü 160 günde olgunlaşıyor. Bunların hepsini aynı anda hasat ederek aynı çuvala, depoya koyarsanız bir süre sonra çürümeler başlar. Türkiye'de bu olay yaşanınca Japonya'ya, Hollanda'ya sorduk. Hepsi bunun tohumdan kaynaklandığını söylüyor.

Türkiye'de 10'a yakın hibrit tohum satan, 20'ye yakın F2 soğan tohumu satan firma var. F1 soğan tohumları pazarın ancak yüzde 6'sına sahip. Kalan yüzde 94'ü F2 tohumu veya standart yerel çeşitler oluşturuyor. F1 tohumu daha pahallı, ancak dönümde 2 ton daha fazla ürün alınıyor."

Hasan Ünal'ı dinledikten sonra, 50 metre ötedeki MTN Tohumculuğun standında şirketin kurucu ortağı Ata Tan ile F2 tohumunu konuştuk. Bandırma'da 30 yılı aşkın süreden beri soğan tohumculuğu alanında faaliyet gösteren, iç piyasa ve ihracat için üretim yapan MTN Tohumculuk aynı zamanda Tarım ve Orman Bakanlığı " Özel sektör Araştırıcı Kuruluş" yetkisine sahip.

Çiftçinin alım gücü kalmadı

Ata Tan'a göre, soğanda yaşanan hastalığın tohumculukla ilgisi yok. Türkiye'de yaşanan çürüme, hastalık sorununun bu yıl Azerbaycan, Rusya ve Bulgaristan'da da yaşandığını söyledi. F1 tohumun homojen olduğunu ve bu tohumdan üretilen soğanların aynı anda hasada geldiğini anlatan Tan özetle şunları söyledi: "F2 tohumları tabii ki aynı homojen yapıya sahip değil. Bu nedenle soğanlar aynı zamanda yatmıyor, aynı dönemde hasada gelmiyor. Gönül ister ki herkes F1 soğan tohumu ile üretim yapsın. Fakat F1 tohumunun kilosu 250-300 dolar, Yerli tohumun fiyatı 150-200 lira. Bu nedenle çiftçi ithal tohumu alamıyor.

Dolar arttı diye gübre, ilaç her şeye zam yapıldı. Dolar 7 liradan 5 liraya yani yüzde 25 geriledi ama çiftçinin girdi fiyatında düşüş olmadı. Stokçuluktan daha kötüsü bu.

Burada asıl önemli olan çiftçinin alım gücü. Alım gücü kalmadığı için çiftçi gübre, tohum, ilaç alamıyor. Ürününe bakamıyor. Bu nedenle Soğan eken çiftçi sayısı azaldı. Çünkü para kazanan çiftçi değil. Tüccar bu yılki durumu erkenden gördü. Çiftçiden soğanı 1 liraya aldı. Şimdi 2.5 liraya satıyor. Tüccar şimdi sağlam soğan bulamadığı için fiyatlar yükseliyor.

Kimse bu kadar kısa sürede çürüme olacağını beklemiyordu. Normalde çürüme yüzde 15'i geçmez. Ama bu sene yüzde 30-35 çürüme var. Böyle giderse ocakta soğan 10 lirayı bulur. İthalat için soğan bulmak zor. Kazakistan'da sağlam soğan var. Belki buradan ithalat yapılabilir. Azerbaycan deniliyor ama orada sağlam soğan yok."

Özetle, soğanı daha çoook konuşacağız. Sorunun çözümü depoda olması gereken soğanlara baskın yapmak değil. Tohumdan başlayarak sofraya kadar zincirin her halkasında çözüm üretmektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar