Kurşun kalem nasıl yapılıyor?
Kalem ve kâğıt, vazgeçilmez ikilim... Evde kocaman bir çekmece onlarla dolu. Renk renk, çeşit çeşit kalemler. Ve tabii ki dolmakalemler ve onların da rengârenk, ne yazık ki yeterince kullanmadığımdan sık sık kurumaya yüz tutan mürekkepleri... Raflarda farklı kalitelerde biribirinden güzel kâğıtlar. Ve de kurşunkalemler... Kendimi bildim bileli kullandığım; ancak, nasıl yapıldıklarına geçtiğimiz günlerde ilk kez tanık olabildiğim kurşun kalemler...
Tarihçesini araştırmıştım, taa 1500'lerin ortalarına kadar gidiyordu ilk kurşun kalem kullanımı, çünkü yazmayı sağlayan grafit bulunmuştu. Bununla koyunlar işaretleniyordu. Zamanla, daha rahat kullanılması için üzeri sarılmaya başlanmış, bir müddet sonra da tahta çubuklardan yararlanılabileceği keşfedilmişti. Bugünküne benzer kalemlerin yapılışı ise 18. yüzyılı bulmuştu. Kaspar Faber, 1761'de ilk Faber kalemi üretmişti.
Çok özetle bu bilgilerle gittim Anadolu Grubu ile Alman Faber-Castell A.G.'nin ortaklığı olan Adel Kalemcilik'in fabrikasına... Önce Genel Müdür Evrim Hizaler'le sohbet ettik, sonra beni büyüleyen rengârenk dünyaya geçtim. Kuruşlarla satılan kurşun kalemlerin üretimindeki emeği bizzat gördüm ve kalem deyip geçmememiz için, sizlerle de paylaşmak istedim:
Önce, kalemin ortasında yer alan ve yazmamızı sağlayan mine denilen kısımla başlayalım:
Kalem minesi grafit, kil ve emprenye kimyasallardan oluşuyor. Grafit, mineye rengini veren kristalleşmiş bir kömür. Kil, kalem minesinin şeklini ve dayanıklılığını sağlamak için kullanılıyor. Taşların, havanın da etkisi ile aşınması sonucu oluşuyor. Emprenye kimyasallar ise mineye ilave dayanıklılık ve pürüzsüz yazım kalitesi sağlıyorlar. Bu karışım preslenip pürüzsüz hale getiriliyor ve 900 derecede fırınlanıyor. Sonra da balmumu banyosundan geçirilerek uygun yazım kalitesine getiriliyor.
Burada grafit, kil dengesi önemli: Eğer grafit daha fazlaysa yumuşak, daha pürüzsüz ve koyu renk yazı yazan kalemler; kil fazlaysa sert ve daha açık renk yazan kalemler üretiliyor.
Sıra kalemlerin lata denilen tahtalarında. Bunlar kavak, ıhlamur gibi ağaçlardan elde ediliyor ve bir latadan, üretilecek olanın profiline göre, 10 adete kadar kurşun kalem oluşturulabiliyor. Önce lata üzerine yuvalar açılıyor, sonra özel bir yapıştırıcı buralara enjekte ediliyor, ardından mineler, alt lata üzerindeki bu yuvalara yerleştiriliyor. Üzerinde yapıştırıcı bulunan üst lata da kapatılarak sandviç şekli oluşturuluyor. Bu sandviç, üzerindeki yapıştırıcı kuruyana kadar kurutma fırınlarında basınç ile sıkıştırılıyor.
Daha sonra bu latalar, üretilecek kalemin şekline göre (yuvarlak, altıgen, üçgen) biçimlendiriliyor... Tabii bütün bu anlattıklarım, makineler tarafından yapılıyor, başlarındaki ustalarca da denetleniyor.
Sonraki aşamada astar ve vernik ile örtülüyorlar. Her verniklenme ve ardından boyama işleminden sonra -sanıyorum iki kez vernik, dört kez boya veriliyordu - fırınlarda veya taşıyıcı bantta kurutuluyorlar.
Peşinden üzerlerindeki yazılar basılıp bir de halogram yapıştırılıyor. Son olarak da kalemtraşlarda açılan kalemler, ambalajlanmaya hazır hale geliyorlar.
Kısaca anlatmaya çalıştığım bu prosedürü keyifle izledim... Fabrikadan çıkarken kaleme saygım, daha da artmıştı...