Geçen haftaki yazımı "kurmayların kumanda etmeye başlamalarının örgütlerde karmaşalığa yol açtığını" söyleyerek kapatmıştım. Bu karmaşanın en hafif hali bir sürü toplantı ile vakit kaybı, ağır hali ise sonu gözükmeyen iç savaşlardır. Üst yönetim işini yapmayınca pazarlama ve üretim de işini yaparken zorlanır.
Yani üst yönetim doğru iş tanımı yapmayıp, açık strateji geliştirmezse pazarlama ve üretim işlevleri kendilerine verilse bile (ki bu hemen hemen olanaksızdır) yetkilerini gerektiği gibi kullanamazlar. Şirketin ne iş yaptığının doğru tanımlanması bu nedenle çok önemlidir.
İş tanımı konusunu daha önce işlemiştim. İş tanımı sadece şirketin ne iş yaptığını anlatmakla kalmaz, stratejisini ve dolayısıyla pazarlama ve üretim işlevlerinin tanımlarını da yapar. İş tanımı yapmadan komuta-kurmay ayırımı yapamaz, yetki dağılımından verim alamazsınız. Bunu bir örnekle açıklayayım.
Hafızası güçlü okurlar Rosenbluth şirketini hatırlayacaklardır. Dokuz dil bilen Macar göçmeni Marcus Rosenbluth'un kurduğu Rosenbluth International Inc. Dünyanın üçüncü büyük seyahat şirketiydi. 3 bin çalışanı, 40 ülkede 200'den fazla ofisi vardı ve yıllık satışları 3 milyar doları aşıyordu. Ekim 2003 tarihinde Rosenbluth'ların son yöneticisi Hal Rosenbluth şirketi 400 milyon dolara satarak ABD'nin artık tıkanmış sağlık hizmetleri konusunda çözümler getirebileceğine inandığı için bu konuya yelken açtı. Marcus şirketini kurduğu 1892 yılında işini 'ABD'ye göçmek isteyenlere bilet satmak' yerine 'göçmen ailelere yerleşim hizmeti satmak' olarak tanımlamıştı.
1950 yılında şirket iş tanımını 'ABD'ye göçerek oraya yerleşmiş aileleri Avrupa'daki akrabalarıyla buluşturmak' olarak yeniden tanımladı. 1970 yılında iş tanımını 'Özellikle kurumsal müşterilere seyahat konusunda bilgi sağlanması' olarak değiştirdi. 1892 yılı iş tanımındaki anahtar sözcük yerleşim hizmeti, 1950 yılında göçmenleri akrabalarıyla Avrupada buluşturmak, 1970'da ise kurumsal müşterilere seyahat bilgisi. Şimdi düşünün, şirket aynı şirket ama 1890'da pazarlama ve üretim işlevlerinin tanımı ne? 1950'de ne? 1970'de ne olmalı? Bunlar aynı mı? Bu işlevlerin kaynak gereksinimleri aynı mı? İşlev yöneticilerinin gereksinim duyacakları kurmay hizmetlerinin tanımı ile bu hizmetleri yürütecek kişilerin nitelikleri aynı mı? Aynı derseniz çok yanılırsınız.
İlk tanımdan başlayalım. İş tanımı üretimin işini yerleşim hizmeti üretmek ve dolayısıyla pazarlamanın işini de bu hizmeti pazarlamak olarak tanımlıyor.
Strateji de pazarlamanın işini yapabilmesi için üretimin yapması gerekenler olarak tanımlandığına göre üretim işlevini yönetenlerin iki önemli konuda mutlaka üst yönetim ve tercihan pazarlamayla oturup kara vermesi gerekecek. Birinci konu hizmetin pazarlanabilmesi için sahip olması gereken özelliklerinin tanımlaması, ve ikinci olarak bu özelliklere sahip hizmeti üretebilmek için (üretim teknolojisi, kalite, maliyet, üretim-teslim zamanı) gerekecek insan gücü, finansman, stratejik işbirlikleri ve ilişkiler, bilgi ve know-how, tesis ve alt yapı gereksinimlerinin hesaplanması. Pazarlama işlevini yönetecek olanlar da üst yönetimle ve tercihan üretimle oturup iletişim, dağıtım ve satış konularında aynı kararları verecekler. Bu kararları verirken, ki buna stratejik planlama denilir, eğer varsa, kaynaklar konusunda uzman kurmaylara ister danışırlar ister danışmazlar. Danışırlarsa iyi olur. Danışmazlarsa ille de kötü olacak diye bir kural yoktur.
Lafı uzatmadan gerçekte yapılandan bir örnek vereyim. Yerleşim hizmeti üretebilmek için göçmeni ABD'ye getirmek yetmeyeceğine, oturma ve çalışma izni de almak gerekeceğine göre şirket, bir sürü başka şey yanında yasal yolları bilen göçmenlik avukatları (insan gücü) ve bürokrasi bilgisi (bilgi know-how) kaynaklarının vasıflarını, maliyetini ve ne zaman lazım olduğunu kararlaştırarak stratejik planlamasını yaptı.
İşte bu karar tercihan içeriden veya dışarıdan kurmaylara danışarak verildikten sonra üst yönetim kaynakların tedariki, kullanım ve dağıtımı, ve denetimi işinde üretim işlevi sahibini 'yetkilendirerek' kendi denetimi işiyle uğraşır. Kurmaylar da bundan sonra sorulmadıkça üretimin işine burunlarını sokmazlar. Şirketlerde kimin elinin kimin cebinde olduğunun anlaşılamadığı durumlar 1) üst yönetim stratejik planlama işini ya hiç yapmayınca ya da kötü yapınca ve çoğunlukla bunun uzantısı olarak da 2) kurmaylar üretim ve pazarlama silolarının işlerine burunlarını sokunca ortaya çıkar.
Sağlıcakla kalın
Dipnot:
1 Gereğini yapmak Dünya, 30 Kasım 2011 ; Tanımsız iş yapmanın dayanılmaz cazibesi, Dünya 07 Aralık 2011 ; Cazibe, niyet ve cesaret, Dünya 14 Aralık 2011 ; Dediklerimi yaptınız da ne oldu?, Dünya 21 Aralık 2011.