Kurların enerji sektörüne etkileri…

Recep ŞENYURT
Recep ŞENYURT DÜNYANIN ENERJİSİ [email protected]

 

Döviz kurunda kısa sürede meydana gelen artışlar, hayatın her alanında olduğu gibi enerji sektöründe de etkilerini göstermeye başladı. Birim maliyetler arttı, ciddi oranda zamlar beklenir oldu. 

Kurdaki artışların, tüketicilerin ödediği faturalardan, özelleştirmelerin ertelenmesine, daha önce özelleştirilen ya da yatırıma başlanan tesisler için finansal sıkıntılara kadar bir çok etkisi bulunmakta. 

Ocak ayında olduğu gibi Şubat ayında da doğalgaza zam yapılmayacağını söyleyen Enerji Bakanı, enerji maliyetlerinin arttığını sağır sultanların bile duyduğunu, bunun sürekli konuşulmasını doğru bulmadığını, kurdaki artışlardan kaynaklı olumsuzlukları yerli kaynaklarla dengelemeye çalıştıklarını ifade ediyor. Bakanın açıklamalarına bakılır ise mart ayının da zamsız geçirilmesi muhtemel görünüyor. Ancak bunun sürdürülebilir bir durum olmadığı da ortada. Bir kaza olmazsa seçimlere kadar zamsız geçirilmesi hedeflenen sürecin sonucunda tüketicileri, doğalgaz, elektrik ve petrol ürünleri başta olmak üzere bir çok alanda zamlar bekliyor görünmekte. 

Tüketiciler için, zamsız geçirilen her gün kâr gibi görünmekle birlikte sübvansiyonun 76 milyondan toplanan vergilerle sağlandığını yani her halükarda dolaylı da olsa bu bedelin vatandaşlar tarafından ödendiğini de hatırlatmakta fayda var.

Merkez Bankası kayıtlarına göre 2013 yılı başında 1.77 seviyelerindeki dolar kuru 6. ayda 1.89’a çıkmışken bu günlerde ise dolar kuru 2.25 seviyelerinde seyretmekte. Enerji fiyatlarına son dönemlerdeki kur artışlarının yansıtılması halinde dahi yüzde 15’ler gibi bir zam görünmekte. 

Son günlerde yaşadığımız gelişmeler ve kurlardaki artışlar bir yandan enerji maliyetlerini yukarı taşırken diğer yandan özelleştirme süreçlerinde ertelemelere neden oluyor. Kemerköy, Yeniköy, Çatalağzı ve Yatağan Termik Santralleri için şartname alan çok sayıda firmanın gündemdeki olağanüstü gelişmeleri ve kurlardaki hareketliliği gerekçe göstererek Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na (ÖİB) başvurup teklif süresinin uzatılması yönündeki taleplerini ÖİB, bu ihaleleri nisan ayına erteleyerek kabul etmiş oldu. 

Aynı sorun, daha önce ihalesi yapılmış ya da yatırıma başlanmış alanlarda finansal problemler olarak karşımıza çıkmakta. 1,85-1,90 liralık dolar kuruna dayanılarak yapılan fizibiliteler kurun bu günlerde 2,27’lere çıkmasından dolayı reel olmaktan çıkmış durumda. Bu da; proje maliyetleri ve sermayenin geri dönüşüm süreleri başta olmak üzere, projelerin yapılıp yapılmaması, kaybedilen zaman için alternatif maliyetler gibi birçok şeyi etkilemekte. Hesaplarını o günün koşullarına göre yapan firmalar bugün gelinen noktada ciddi zararlara uğrayacak gibi görünmekte. 

‘Ne var bunda, herkes hesabını iyi yapsın ya da yapsaydı’ denilebilir. Bireysel anlamda bunu söylemek mümkünse de bu söylemin doğru olduğunu söyleyebilmek zor görünüyor. Özelleştirme ihalelilerine girerek yüz milyonlarca dolarlık tekliflerle işi alan firmaların yerel ve ulusal ölçekte kredilerle bu ihalelileri finanse etme yoluna gittiklerini ve bu firmaların sahiplerinin ötesinde milli birer değer olduklarını da unutmamak lazım. 

Sonuç olarak kurlardan ve yaşamakta olduğumuz olağanüstü gelişmelerden dolayı Türkiye’nin enerji maliyetleri artmış ve bunun ciddi yan etkileri görülmeye başlanmış durumda. Hem enerji ithal edeceğiz hem de artan bu faturayı ödemeyeceğiz diyemeyeceğimize göre kendimize yeni ve yenilenebilir çözümler bulmamız gerekiyor.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar