Küreselleşme otobanında çiçeği burnundaki bir sektör, organik tarım

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]



Organik Tarımın Ekonomisi - IV

Bir Türkiye gerçeği; "kışkırtılmış tüketim, bastırılmış üretim". Büyüme ivmemiz hafif bir fon müziğinden öte bir yüksek volümle bölgeyi etkisi altına almış durumda... Küresel rekabetle dans ediyoruz. Yumuşak mı sert mi indik, ineceğiz derken, müzik birden duruyor. Dans eşimizi uğurlayıp masamıza döndüğümüzde, işte yemeğimiz de gelmiş: Bir kaç yılda bir kırdırılıp kırdırılıp önümüze konulan, ticaret açığı temcit pilavı. İstisnasız bu kez de yemek zorundayız. Denenmişi deneyip duran tarihle inatlaşmamız, bu kez de karşısında tekerrürü buluyor. Maalesef, küresel rekabeti artırmadan büyümek yanılgısının çıkmaz sokağında bir kez daha buluveriyoruz kendimizi. Öyleyse rekabet ve enerji başlıklarının önemini anlayalım ve hem küresel rekabetteki cazibemizi artıralım, hem de enerjiye bağımlılığımızın belini kıracak; akılcı üretim, tasarruflu tüketim uygulamalarını gündemimize alalım. Denenmişi denediğimiz geleneksel büyüme modelimizi bir kenara koyup, bu kez de rekabet ve enerji adımlarını uygulayan modelimizi deneyelim; bakalım ne olacak?

Ekonomimizde öne çıkan sektörleri gözden geçirelim. Önce üretim grubu: Otomotiv, tekstil, enerji, metal ana, taşa dayalı, petrokimya, dayanıklı tüketim, boya, gübre tarım, ilaç, kağıt, mobilya. Ancak bunlar, sürdürülebilir küresel rekabetten yoksundur. Ya hizmetler sektörü grubunda? Burada da; perakende ticaret, bilişim, telekom, medya sektörlerinden hiçbirisi; sürdürülebilir küresel rekabet üstünlüğü yolunun yolcusuna bir koltuk değneği olamıyorlar. Yıllar geçmiş, biz yine tecrübelerimizle büyüme kapısındayız. Doğru deneyim anahtarı, her kapıyı açsın diliyoruz; ancak krizde, baltanın unutuyorsa da ağaç hatırlıyor: Gelişmişler daha fazla kar elde etmek güdüsüne yenik düştükleri yerde mevzuat, denetim, kontrol ihtiyacını unutuyorlar. Oysa BRIC ve diğer gelişenler, sık sık yaşadıkları krizlerin acısından aldıkları olsa gerek, çok iyi hatırlıyor. Toplumlar da insanlar gibi; başarılarından çok az, başarısızlıklarından çok fazla şey öğreniyor. Gelişen ülkeler gelişmişlerden iki temel farklılıkla ayrıştılar; 1) ticaret fazlası ve 2) finans sektörü.

Krizin ilk günlerinden itibaren mikro ekonomik tedbirlere eğilmiş olsaydık, ticaret açıklarımız, finans sektörünce kazanılmış artıları bir çırpıda silip süpüremezdi. Finansta kazanılan artılar, bizi bu konuda uzmanlık ihraç eder konuma taşıdı. Bir anda terfi ettiriverdim. Öyleyse, bizim küresel rekabet üstünlüğümüz neler? Üretimde gıda ve tarım sektörleri; hizmette finans, inşaat, turizm ve lojistik sektörleri...

Analitik tercihimiz organik tarım

Enerjide neden bu kadar dışa bağımlı bir ülkeyiz hiç düşündük mü? Yanıtı 5 başlık altında toplanıyor: 1) Enerji üretim politikalarımızdaki çarpıklık: Kuzey, Batı, kuzey-doğu komşularımızın nükleer yayılım risklerini görmezden geldik. Ta ki, Çernobil'in dumanları Karadeniz'i vurana dek... 2) Cumhuriyetin ilk yıllarında karayollarını tercih edip demiryollarındaki deneyimimizi görmedik. 3) Lojistik sektörünün demiryoluna göbekten bağlı olduğunu öngöremedik. 4) Demiryolu çıkışı olmayan deniz ulaşımı olmayacağını, böylece de en büyük kozumuz üç yanı denizlerle çevrili olma üstünlüğünü kullanabilmenin mümkün olamayacağını tahmin edemedik. 5) Gelir dağılımındaki çarpıklığın tüketim bacağındaki başıboşluğun, enerji tüketimimizi hızla artırıyor olmasına aldırış etmedik...
Türkiye bu dönemde büyüdü, ama sadece büyüdü. Bu büyüme, küllük benzeri bir büyümeydi: Ne denli olduysa, o denli çöp biriktirdi. Küreselleşme gerçeğinde ithalata dur, ihracata geç demek; olsa olsa bir kavşaktaki trafik ışığı olabilir. Oysa yaygınlaşan küreselleşme; kuşun ancak başka bir kuşla avlanabildiğini hatırlattı. Şanlıurfa bölgesindeki organik tarım kümelenme uygulaması sıradan bir başlangıç değil; küreselleşmiş global ekonomide, ülkemizin en önemli kozu... Bu başlangıcın ardından, organik tarım sektörü mutlak bir global rekabet üstünlüğü kazanana dek gitmeli. Bu adım, lojistik ve turizme de örnek olabilir. Kimbilir...
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar