Küreselcilerin gücü tükeniyor
ARKA PLAN / Mehmet Uğur Civelek Son bir ay içinde gelişmiş ekonomilerde yaşanan bazı gelişmeleri yan yana koyduğumuzda ortaya tuhaf bir görüntü çıkıyor: Serbest piyasa anlayışının temel ilkeleri açısından yapılmaması gerekenlerin normal hale geldiği ve yozlaşmanın aşırı boyutlara çıktığına tanık oluyoruz. ABD Merkez Bankası bir yandan enflasyon tahminini yukarı çekerken kısa vadeli faizleri olağan dışı bir hızla düşürüyor; İngiltere'de bir banka kurtarılıyor, başka bir deyişle kamulaştırılıyor; kredi değerlendirme şirketi "Standart and Poor's" henüz uygulamaya konmamış bir çözüm planını dikkate alarak önemli iki tahvil sigorta şirketinin AAA notunu teyit ediyor... Tüm bunlar paniği önleyerek günü kurtarmak için beklentileri yöneterek piyasaları manipüle etmek adına yapılıyor: Oysa böyle bir yapay denge arayışını serbest piyasa anlayışı lanetliyor, zira etkinliğin buharlaşıp sorunların ağırlaşması kaçınılmaz hale geliyor. Bir an için konuya olumlu tarafından bakalım ve şöyle düşünelim; İngiltere söz konusu bankayı kurtarmasa yıkıcı bir paniğin ortaya çıkması ve büyük tahribat yaratması olasılığı çok yöksekti. Yapılan iş serbest piyasa anlayışına aykırı, fakat görece küçük bir bedel ödenerek daha büyüğünden kaçıldı. Yine ABD Merkez Bankası kısa vadeli faizleri hızla düşürüp, negatif reel faizler kapısını açmasa riskten kaçış eğilimi güçlenerek paniğe dönüşecek, büyük bir kaosa yol açacaktı, bu tavırla kendi itibarını riske atarak çok büyük bir bedel ödenmesini şimdilik önledi. Kredi değerlendirme konusunda da hukukçular gibi katı bir tutum sergilense ve adı geçen kurumların kredi notu düşürülse büyük bir felaket yaşanacaktı, anlayışlı tavır sayesinde gün kurtarıldı! Yukarıda özetlediğimiz, serbest piyasa anlayışına aykırı kararla yalnız bir koşulda kabul edilebilir, bundan sonra benzeri durumların yaşanmaması için çok katı kararlar alınır ve normalleşme için olağan dışı kararlı bir tavır sergilenir. Bu aşamada sormak gerekiyor söz konusu kurumların bundan sonraki tercihleri böyle mi olacak? Şeklen evet, fiilen kesinlikle hayır. Bu kadar net bir cevap sizi şaşırtmasın. Eğer böyle bir tavır sergilenir ise küresel ekonominin büyük bir hızla daralacağı ve finansal yapının çökeceği biliniyor, onun için biraz zaman kazanmak adına temel ilkeler tüketiliyor. Başka bir deyişle yanlış yapanlar ödüllendirilip, doğru yapanlar cezalandırılmış oluyor. Krize bağlı güç kaybı, egemenlik kaybı gibi endişeler, yanlış tercihler ve yozlaşmanın ardındaki itici güç oluyor. Gelişmeler kurumsal yapının edilgen hale geldiğini, kendi ürettiği sorunları çözemediğini, kendi varlığını veya başkalarını riske atarak sorunları ağırlaştırma pahasına günü kurtarmaya çalıştığını gösteriyor. Böyle bir ortamda tüm değerler şeklen var olsa da özünün tükenmesi kaçınılmazdır. Yanlış yapanların ödüllendirildiği, ödül almak azminde olanların bu rotaya girdiği bir düzende adalet ve medeniyet gibi kavramlardan bahsedilemez. Böyle bir ortamın, kısa vadede farklı görünse bile, kazananı olamaz... Güçlüler kısa vadede haklı çıkabilir ama uzun vadede ne ektiler ise onu biçmek zorunda kalırlar. Bugünkü olumsuzluklar yeni değil, temel ilkeler uzunca bir süredir tüketiliyor...