Küresel ticaret savaşlarına rağmen piyasalar sakin …
Dünya ekonomisinin devi ABD ve dış ticaret ortakları arasındaki kavga kızışıyor. ABD’nin Çin’in teknoloji ihracatına 50 milyar dolarlık gümrük vergisi getirmesi sonrası küresel dış ticaret savaşı başlaması ihtimali göz ardı edilmeyecek durumda.
Çin’e karşı verilen 337 milyar dolarlık dış ticaret açığını azaltmak ve ABD üretimini desteklemek için konulan vergiler piyasalar için sürpriz değil. Başkan Trump seçim kampanyasından beri Çin, Kanada, Avrupa Birliği ve Kanada ürünlerine yüksek vergiler koyacağını tekrarlıyor.
Seçim kampanyası sırasında verilen sözlerin sonradan unutulacağına inanan yatırımcılar bu açıklamaları ilk başta çok fazla umursamadı. Ancak demir çelik (%25) ve alüminyum (%10) ürünleri ile başlayan, Çin’in teknoloji ürünleri (50 milyar dolar) ile devam eden korumacı tedbirler işin şakaya gelir yanı olmadığını gösteriyor.
ABD’nin G7 toplantısı sonrası yapılan küresel ticareti destekleyici açıklamaya imza atmamasını Başkan Trump’ın anlık öfke patlaması olarak gören piyasalar yanılıyor. Serbest ticaretin savunucusu ve küresel büyümenin ana motoru ABD mazide kaldı. Onun yerine, korumacı tedbirlerle dış ticaret açığını azaltmak isteyen bir ABD geldi.
Çin tarafından yapılan ilk açıklama ABD’nin getireceği vergilere karşı aynı miktarda misilleme yapacaklarına işaret ediyor. Çin’in koyacağı ilave vergiler soya fasulyesi, sığır eti gibi Trump’a oy veren kesimin canını acıtacak ürünlerle başlayacak. Kömür, petrol gibi Cumhuriyetçileri destekleyen iş çevrelerine zarar verecek ürünler ile devam edecek.
Bundan sonra ne olacak? Alınan tedbirlerin korumacı bir savaşa dönüşüp dönüşmeyeceği Çin’in ve Avrupa birliğinin atacağı adımlara bağlı olarak belirlenecek. Trump yönetimi ABD ve Çin’in cevap vermesi durumunda çok daha sert adımlar atacaklarını vurguladı.
Trump yönetiminin açıklamaları ABD’nin 190 milyar dolarlık otomotiv ithalatına ek vergi getireceğine işaret ediyor. ABD’nin ithal binek araçlara uyguladığı %2.5 vergiye karşın bu oran Çin’de %25, Avrupa Birliğinde %10, Güney Kore’de %7 düzeyinde.
Trump yönetiminin bundan sonraki ilk adımı otomotiv ithalatına uygulanan gümrük vergilerini rekabet dezavantajını ortadan kaldıracak şekilde yükseltmek olacak. Meksika, Kanada, Japonya, Almanya, Güney Kore ve Çin otomotiv ürünlerine getirilen vergilerden en çok etkilenen ekonomiler olarak öne çıkıyor.
G7 toplantısı sonrası imza krizi ile başlayan, ABD ve Çin arasındaki dış ticaret savaşı ile devam eden bu gelişmelere karşı piyasaların tepkisi şaşılacak kadar sınırlı oldu. Son aylarda, ABD hisselerindeki düzeltme fiyatlardan ziyade, fiyat kazanç oranlarındaki gerileme yoluyla gerçekleşti. İhracatçı şirketler iç piyasaya yönelik üretim yapan şirketlere göre daha iyi performans gösterdi.
Fed’in faiz artışına devam edeceği sinyaline ve doların güçlenmesine rağmen hisse senedi, kredi, gelişmekte olan ülke varlıkları gibi riske duyarlı varlıklarda güçlü bir satış baskısı görmüyoruz. Bahsettiğimiz tabloyu bozan tek gelişme Türkiye varlıklarındaki şiddetli değer kaybı.
Merkez Bankası’nın son iki ayda politika faizlerini 500 baz puan artırmasına rağmen Türk lirası bayram tatiline %6 değer kaybederek girdi Hisse senedi, tahvil ve CDS piyasalarında da en kötü performans gösteren gelişmekte olan ülkeler arasında yer aldık.
Türk lirasında yaşanan değer kaybı ile başkanlık ve milletvekili seçimine bir haftadan az zaman kala, enflasyonun %12’nin üzerine yükseldiği siyaseten ve iktisaden zor bir dönemde karşılaştık. 24 Haziran seçimlerinin galibi kim olacak bilemiyoruz. Ancak kendisini ekonomi ve piyasalar cephesinde zorlu bir sınavın beklediğini görüyoruz.