Küresel sorunlar ve bulaşıcı istikrarsızlıklar

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Euro Bölgesi'nde yaşanan son siyasi gelişmeler kısa vadede günün kurtarılmasına yardım edebilir ve bu yönü ile finansal piyasaların kısmen rahatlamasına yardım edebilir, fakat orta vadede sorunların farklılaşarak ağırlaşacağı gerçeğini değiştiremiyor, belirsizlik ve kırılganlıktaki olumsuz eğilimlerin yönünün değiştiremiyor. İtalya ve Yunanistan'da yaşanan kabine değişiklikleri yeni önlem paketleri konusundaki yaşama sürecinin hızlanması kimseyi aldatmasın; mucize beklenmesin. Belgede yaşanan olumsuzluklar küresel düzeydeki ağırlaşmış sorun ve dengesizliklerden bağımsız değildir. Alınan önlemlerin ekonomik faaliyetleri daraltıcı etkisi nedeniyle borç sorununun büyümesi önlenemeyecek gibi görünmektedir. Finansal piyasalar ve alacaklarile borçlu ekonomilerin halkları arasındaki çıkar çatışmasının daha da alevlenmesini önlemek ve istikrarsızlık tehdidini azaltmak adına pek bir şey yapılmamıştı. Etkili ve yetkili kesimler ile yönlendirilmeye çalışılan büyük çoğunluklar arasındaki güvensizlik artmaktadır; aksi taktirde önlemlerin referanduma sunulması önreisine gelen tepkilerin daha farklı olması beklenir idi...

Ekim ayı başından bu yana sermaye ve emtia piyasalarındaki riskten kaçınma eğilimine bağlı satış baskısı önemli ölçüde azalmış görünüyor. Finansal piyasaların zorladığı yeni parasal genişleme dalgsalarının bu süreçte etkili olduğu düşünülebilir. Son haftalarda ekonomi ve finansal gündeminin üst sıralarına ipotek koyan gelişmeler ise parasal genişlemenin önündeki engellerin temizlenmeye çalışılması niteliğindedir. Fakat bu kezde zaten yükselmekte olan enflasyon baskısı bardığı taşıracak dinamik haline dönüşmektedir. Geçmişin gelişmiş ekonomilerinin büyüyememesi yanı sıra enflasyon ve işsizliklerinin artması bir kabus senaryosudur ve gidiş bu yöndedir. Gelişmişlerdeki eğilimler gelişmekte olanları da belli bir gecikme ile aynı yönde etkileyecek ve kırılganlık kaçınılmaz olarak artacaktır. Ağırlaşmış sorunlar nedeniyle dibi büyük deliklerle kaplı para havuzunu doldurmaya çalışmanın maliyeti çok ağır olacak gibi görünmektedir.

Küresel düzeyde talep daralmasının daha fazla geciktirilemeyeceği bir döneme koşulmakta ve sistemik risk artmaktadır. Artan enflasyon baskısı ve maliye politikalarını sıkılaştırmak zorunda kalan ekonomi sayısının hızla artması bu sonuçta etkili olmaktadır. Bu süreçte rekabet koşullarının olumsuzlaşmaya devam etmesi, faaliyet gelirlerinin daha seri bir şekilde erimesi, sorunlu kredilerin geometrik bir hızla artması, alınan tüm önlemlere rağmen bütçe açıkları büyür iken borç sorunlarının ağırlaşması ortaya çıkan kısır döngünün hem sebebi hemde sonucu durumundadır. Parasal genişleme kısa vadede gerçeği yansıtmayan bir görünümün yaratsada orta vadede bu kısır döngünün büyümesine ve tki alanını genişletmesine katkı yapmaktadır. Bu tablonun güven bunalımını zaman içinde derinleştirmesi ve istikrarsızlık potansiyelini arttırması kaçınılmazdır. Geniş kesimlerin algalamalarını büyüp onları körleştirerek tepki vermelerini önlemeye çalışmak çözüm değildir.

Orta uzun vadede İtalya ve Yunanistan'da yaşanan siyasi irade değişikliklerinin mevcut olumsuz eğilimler üzerindeki etkisinin sıfır olma ihtimali çok yüksektir. Kısa vadede geniş kitlelerin tepkisi kısmen azalacak, alacaklıların şartlarının kabulü para akımlarının bir ölçüde devamını sağlayabilir fakat bu durumun kalıcı olması mümkün değildir. Bu şekilde geniş kitleleri daha zor yaşam koşullarına alıştırabilirsiniz, fakat ekonomik daralmayı ve devamında yaşanacakları önleyemezsiniz... Rekabet koşullarının olumsuzlaştığı ve talep daralması tehlikesinin büyüdüğü bir ortamda sıkı maliye ve giderek gevşeyen para politikası kombinasyonu işe yaramaz, orta vadede kırılganlıktaki artışı engelleyemez. Sadece daha büyük patlamalar ve istikrarsızlık için enerji biriktirilmiş olur. Belli ki Arap Baharı olarak nitelendirilen Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde yaşananları kapsamlı bir şekilde analiz edip dersler çıkarmak kimsenin işine gelmemiş...

Evet denize düşen yılana sarılır misali kısa vadeye odaklanarak sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarıyoruz. Başka ekonomilerin zor duruma düşmesini fırsat olarak görmeye çalışıyor; bu durumun sürdürülebilir olmadığını çok kolayca unutturmaya çaba harcıyor ve bindiğimiz dalı kesmekte olduğumuzu göremiyoruz. Olumsuzlukları abartıyor, acı gerçekleri görmezden gelerek gündem belirliyoruz. Herkesi aptal yerine koymanın en büyük gaflet olduğunu farkedemiyoruz. Yeni parasal genişleme dalgalanma seviniyoruz: yaşasın cari açığı bir süre daha finanse edebileceğimiz! Fakat önemli ihraç pazarlarının içine düştüğü durumu emtia fiyatlarında enflasyon baskısını arttıran dinamikleri pas geçiyoruz. Olumlu olanların mı yoksa daha olumsuz olan gelişmelerin mi daha önemli olduğu konusuna kafa yormuyoruz. Sorunları ağırlaştırıp işin içinden çıkılmaz hale getirmek için koşmaya devam ediyoruz...

Ne diyelim: bindik bir alamete gidiyoruz... Küresel sorunların diğer ekonomiler gibi bizi de etkilediğini görmek, duymak ve bilmek istemiyoruz... Korkular devreye girince aklın yolu bir olmuyor, şaşıyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar