Küresel sorunlar ancak küresel işbirliğiyle çözülebilir

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

IMF ve Dünya Bankası’nın İlkbahar toplantısında gündemin en önemli konusu son yıllarda alışıldığı üzere yine büyümeydi. Büyümenin önünün açılabilmesinin yapısal reformlara bağlı olduğunu belirten katılımcılar, ekonomilerdeki iyileşmenin devam etmesi için birlikte çalışmanın gereğine işaret ettiler. Uluslararası Para ve Finans Komitesi, ülkelere dikkatlerini kısa dönemden uzun döneme çevirmeleri; dengeli, sürdürülebilir ve istihdam arttırıcı büyüme için yapısal reformlara ağırlık vermeleri tavsiyesinde bulunuyor. Komitenin toplantısına başkanlık eden Singapur Maliye Bakanı Tharman Shanmugaratnam küresel anlamda ekonomik iyileşme için politikalarda yeni bir dengeye ihtiyaç olduğu görüşünde. IMF’nin görüşlerine tercüman olan Singapurlu bakan yapısal reformlara ağırlık verilmesi konusunda tavsiyede bulunurken, resesyondan çıkışta önemli rol oynayan politikalardan, özellikle gevşek para politikasından vazgeçme konusunda acele edilmemesini hatırlatıyor. FED’in bu konuda acele ettiği söylenemez. Dozu azalmakla birlikte gevşek para politikasına devam ediliyor. Avrupa cephesinde ise gelişmeler, ECB’nin hayli geç kalınmış olmakla birlikte daha aktif olarak devreye girmeye hazırlandığı yönünde. Enflasyonun hedef oranların altında seyrettiği, işsizliğin hala çok yüksek olduğu gelişmiş ekonomilerde gevşek para politikasına kırılganlıklar tamamen giderilene kadar devam etmekten başka yol görünmüyor.

***
Önümüzdeki bir kaç yılın, özellikle cari açık sorunları olan, enerji açısından dışa bağımlı yükselen piyasa ekonomileri için zor geçeceği muhakkak. Bu ekonomilerde olumsuzluk sinyalleri giderek artıyor. Sermaye çıkışlarının faiz ve kurlar üzerinde yarattığı baskı ve enflasyonist beklentilerdeki artışa bakılırsa, önümüzdeki yıllarda mütevazı büyüme hızlarıyla yetinmekten başka yapacak bir şey yok. Ekonominin yasalarına uygun olmayan kararlar ise sorunları çözmek bir yana daha da ağırlaştıracaktır. Orta ve uzun vadede büyüme için teknoloji yoğun yatırımlara ağırlık verilmesi şart. Öte yandan, ülkelerin gelişmişlik düzeyleri, ekonomik ve sosyal sorunlarının çeşitliliği dikkate alındığında yapısal reformlar ülkeden ülkeye farklılık gösterecektir. Yapısal reformlar denince, akla ilk gelenler açık veren devlet bütçelerinin iyileştirilmesi, bankacılık sisteminin güçlendirilmesi ve işgücü piyasasında istihdam artışına yol açacak düzenlemeler. Bütçelerin denkleştirilmesinde harcamaların azaltılmasının tek başına yetmeyeceği düşünüldüğünde vergilerde artış kaçınılmaz. Vergi artışı aynı zamanda gelir bölüşümünün iyileştirilmesi için de gerekli. Ekonomi ağırlıklı bu reformlara eğitim ve sağlık alanlarındaki reformları da katmak gerekiyor. Büyümenin sürekliliği bu iki alanda yapılacak köklü değişikliklere de bağlı.
***
IMF Başkanı Christine Lagarde’ın küresel ekonominin sorunlarının sadece oran olarak değil, aynı zamanda dengeli, yaşamın hemen her alanını kapsayan bir büyüme modeliyle çözülebileceği yolundaki tespiti önemlidir. Resesyon öncesi dönemlerde olduğu gibi bazı ülkeler sürekli cari açık verirken, diğerlerinin sürekli fazla verdikleri bir ekonomik yapı sürdürülebilir olmamanın ötesinde adil de değildir. Sadece gelir artışı şeklinde yapılan büyüme tanımının yetersiz olduğu; istihdam, çevre, sağlık ve eğitim gibi yaşamın birçok alanında iyileşmeye yol açacak; herkesin yararlanabileceği geniş kapsamlı bir büyümeyle sorunların çözülebileceği öteden beri tartışılan bir tez. 250 milyonu aşkın insanın işsiz olduğu, gençler arasında işsizliğin astronomik rakamlara ulaştığı, zengin-fakir arasındaki uçurumun giderek genişlediği bir dünyada sorunların çözümünün global yaklaşımlar gerektirdiği açık.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016