Küresel risklerin sonu geldi (mi)

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

 

2008 yılında başlayan küresel krizin dipten dönüşü  beklenenden çabuk oldu. Kriz beklenenden daha sığ bir düzeyden döndü. 2009 yılının son çeyreğinde başlayan dipten dönüş  2010'da krizin sonlandığı, ulusal ekonomilerin yeniden büyümeye başladığı gibi bir görüntü vermeye başladı.
Görüntü diyorum çünkü hikayenin sonu pek de beklendiği gibi olmadı. Kriz çıkışında yükselen büyüme oranları çok geçmeden yeniden gerilemeye başladı. Görüntü değişti. 2012 yılı küresel ölçekte bir yavaşlama yılı oldu.
Dünya ekonomisinin krizden bir hamlede çıkamaması beklentileri tekrar bozdu. Risk algısını yeniden yükseltti. Risk iştahı azaldı. Dünya ahvalindeki bu ters dönüş yaygın oldu ama ülkeler arasında belirgin farklar  da oluştu.  Gelişmiş ülkelerde büyümenin yeniden yavaşlaması daha belirgin oldu. Bunlar küresel kriz sonrasının sorunlu ekonomileri olarak anılmaya başlandı.
Gelişmiş ülkeler grubunda  da öyle tek düze, bir örnek  bir  yavaşlama olmadı.  Avrupa Birliği açık ara öne çıktı, büyüme hızı çok yavaşladı, bazı ülkelerde negatife döndü.   Yunanistan bu bağlamda simge ülke haline geldi.  Avrupa'yı ABD izledi.
 2011 ve sonrasında dünya ekonomisinin risk haritası yapılırken Yunanistan'ın bütçe açıklarının finansmanı ve borçların çevrilmesi sorunları ilk sıraya yerleştirildi. ABD'de kamu maliyesi üzerindeki siyasi çekişme ve bu bağlamda ortaya çıkan mali uçuruma yuvarlanma olasılığı  da  ikinci sıraya yerleşti. O  tarihten bu yana küresel risk deyince bu ikisi akla gelir oldu.
                                                   *               *               *
ABD ve Yunanistan'da ortaya çıkan sorunlar aynı olmasa bile akraba sayılır. Her iki ülkede de risk ürettiği düşünülen meseleler kamu maliyesi kökenli.  Yunanistan'da kriz sürecinde daha da büyüyen mali açıkların beslediği kamu borçlarının  finansmanının nasıl ve kimin tarafından yapılacağı  sorunu  var.  Bu artık ekonominin  sorunu olmaktan çıkıp AB çapında bir siyasi mesele haline gelmiş durumda.
ABD'nin sorununda da değişkenler benzer. Kamu açığı  ve kamu borçlanması burada da baş rollerde. Ama sorun yaratan mekanizma farklı. Burada kamu açığının büyüyüp borçlanmayı çığrından çıkartmasının önüne geçmek için yasayla oluşturulan otomatik dengelenme  mekanizması her sene problem yaratıyor. Yıl sonuna doğru borçlanma limitinin aşılmaması için gereken gelir arttırıcı, harcama kısıcı önlemler gündeme geliyor. Bu konuda yönetim ile muhalefet arasında  uzlaşmazlık ve yoğun siyasi tartışma oluyor. Belirsizlik ve gerilim büyüyor. Siyasetin ürettiği  gerilim ekonomiye de yansıyor. Son yıllarda bu hep oluyor.

Aslında, her iki  ülke açısından temel risk olarak algılanan unsur kamu maliyelerindeki perişan durum değil.  Bunlardaki  perişanlığın çözülememesi halinde sorunun öteki ülkelere de bulaşması ve zaten yavaşlayan dünya ekonomisini yeniden dibe vurdurması olasılığı küresel risk olarak algılanıyor. Dolayısıyla bu iki ülkenin maliyesindeki sorunlar  çözülmediği ya da çözüleceği yönünde güçlü siyasi veriler ortaya çıkmadığı sürece küresel risk algısını kırmak mümkün olmuyor.                                                  

Bu yıl da benzer süreçler yaşandı. Kriz risk uzun süre kırılamadı. Kasım ayının son haftasında gelen haberler küresel risk sıralamasında en önde gelen Yunanistan ve ABD'nin mali sorunlarının çözüleceği yolunda gereken siyasi iradenin oluştuğu izlenimini veriyor.

AB maliye Bakanları  Yunanistan için yeni bir borç planını kabul etti. Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Komisyonu ve IMF'den oluşan troyka bu plana destek veren bir rapor açıkladı. Sanırım yeni yılda, en azından bir süre, Yunanistan sorununu duymayacağız. ABD'de ise yılın sonu yaklaşırken iktidar  ve muhalefet taraflarından bir çözüm bulunacağı yönünde güçlü sinyaller geliyor. Yeni yılla birlikte bu meselenin de rafa kaldırılacağını söyleyebiliriz.

Bu gelişmeler uzun süredir dünyanın başını ağrıtan küresel risklerin sonunun gelmiş olabileceğini ima ediyor. Eksikliklerini  çekeceğimizi sanmam ama uluslar arası aktörlerin bunların  yerine ne koyacaklarını da merak ediyorum doğrusu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018