Küresel piyasalar

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Yeşim SARIŞEN

YAPI KREDİ YATIRIM

Küresel risk barometresi olarak izlenen ve 2012 sonlarından itibaren etkili olan yukarı trend direnç bölgesini test eden S&P 500 endeksinin, büyüme yönlü fiyatlamalarla güçlü yukarı trendine devam ettiğini görüyoruz. Ayrıca son açıklanan ISM (Tedarik Yönetimi Enstitüsü) imalat gibi makro verilerin de olumlu büyüme görünümünü desteklediğini söylemek mümkün. S&P 500 endeksi 2013 yılında yüzde 29.6 yükselirken, gelişmekte olan piyasalar ise FED’in çıkış stratejisi endişeleri öncülüğünde geçtiğimiz yılı dolar bazında yüzde 5 kayıpla tamamlamıştı.

2014 yılına ise hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalar kar satışları altında başladı. Japonya ve Çin borsalarında Pazartesi günü görülen sert satış baskısı ön plandaydı. Bu hafta açıklanacak ve “tapering” takvimine yönelik detayların aranacağı FED tutanakları, ABD istihdam rakamları, ECB toplantısı, Draghi açıklamaları ve “Alcoa” finansalları ile birlikte ABD’de başlayacak dördüncü çeyrek bilanço sezonu, piyasaların geneli için haftanın en önemli konuları olarak sıralanabilir. 

Gelişmekte olan piyasalar tarafında mevsimsellik gereği para girişi olasılığı var. Yine de ABD’de açıklanacak makro verilerin özellikle kırılgan ve bir takım içsel dinamikler nedeniyle ayrışma olasılığı yüksek olan, bazı gelişen piyasalar için volaltilite yaratma ihtimalinin daha da arttığı söylenebilir. 

Bu doğrultuda da Cuma günü açıklanacak ABD tarım dışı istihdam rakamı ise, FED’in güvercince “tapering” olarak da ifade edilen Aralık toplantısındaki açıklamaları sonrasındaki en önemli veri olarak öne çıkıyor. Veride beklentiler ortalama 195.000 seviyesinde şekilleniyor. Çok güçlü rakamlar güvercince tapering’e ve bu doğrultuda da düşük faiz politikasına yönelik soru işareti yaratabilir. Öte yandan getiri eğrisinde kısa taraftaki gelişmeleri izlediğimizi belirtelim.

Bir süredir ifade ettiğimiz gibi 2014 yılında güçlü dolar ve dikleşen verim eğrilerinin de eşlik edeceği, daha yüksek büyüme, daha sınırlı likidite ortamına geçiş olasılığı bulunduğu görüşündeyiz. Bu, başta gelişmekte olan piyasalar olmak üzere, bazı gelişmiş ülke riskli varlıkları üzerinde de olumsuz etkilerini görebileceğimiz bir durum. Dolayısıyla da 2014 yılı dolardaki güçlenmenin devam edebileceği bir yıl olacak gibi görünüyor. Özellikle faiz artırımının ne zaman başlayacağına yönelik soru işaretleri ile birlikte verim eğrisinde kısa taraftaki seyrin daha ön planda olabileceğini belirtmekte fayda var.

Bu doğrultuda da FED’in Ocak ayında “tapering”’e başlayacağına dair açıklamaları sonrasında, ABD piyasalarında özellikle bono ve gelişen ülke piyasalarındaki hareketleri izlemeye devam ediyoruz. ABD Doları karşısında son üç yılın en düşük değerine ulaşan Tayland bahtı, Endonezya Rupiahı ile ağustos sonu seviyelerine gerileyen Malezya Ringgiti gibi bazı gelişen ülkelerin para birimlerindeki değer kaybı dikkat çekici olmaya devam ediyor.  Diğer taraftan ABD’de cuma günü 2 ve 5 yıllık tahvil faizlerindeki yükseliş de gözden kaçırılmamalı. ABD 2 yıllık faizleri yüzde 4’ün üstüne çıkarak, Mayıs 2013 başındaki seviyesinin iki katına ulaştı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017