Küresel para politikasında "mahkum ikilemi"

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

G8 ülkelerinin Japonya'da yaptıkları zirve toplantısında dünya ekonomisindeki yavaşlamadan ziyade küresel enflasyondaki yükseliş ön plana çıktı.

IMF Başkanı Strauss-Kahn G8 liderlerine yönelik yaptığı konuşmada petrol fiyatlarındaki yüzde 70 civarındaki artışın küresel büyümeyi 0.75-1 puan aşağı çekeceğini, ancak dünya ekonomisini bekleyen asıl tehlikenin dünya ekonomisindeki yavaşlama değil, küresel enflasyondaki artış olduğunu söyledi.

IMF Başkanı petrol ve gıda fiyatlarındaki artışın enflasyon üzerinde yaptığı etkinin gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olmasına rağmen bazı gelişmekte olan ülkelerde kısa dönemli reel faizlerin çok düşük tutulmasını eleştirdi.

Katılmamak mümkün değil. Küresel enflasyondaki artış gerçekten tehdit edici boyuta ulaştı. Merrill Lynch tarafından yapılan tahminlere göre 2008 yılı küresel enflasyonu 2007 yılına göre 3 puandan fazla artarak yüzde 5,8 seviyesine ulaşacak.

Toplam harcama sepetleri içinde enerji ve gıda gibi zorunlu tüketim mallarının ağırlığı daha yüksek olan gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun gelişmiş ülkelere göre daha fazla artması bekleniyor. Tahminlere göre gelişmekte olan ülkelerin enflasyonu 3,2 puan artarak yüzde 8,5'e çıkacak. Buna karşı gelişmiş ülkelerde fiyatlar 1,6 puan artarak yüzde 3,8'e ulaşacak.

Küresel enflasyondaki artış karşısında merkez bankalarının izlediği politikalar farklılaştı. İktisadi bir durgunluk tehlikesi ile karşı karşıya olan ABD Merkez Bankası ve deflasyon tehdidi ile karşı karşıya olan Japonya para politikasını gevşek bırakırken, enflasyondaki artışa karşı daha duyarlı olan Avrupa Merkez bankası para politikasını sıkılaştırdı.

Diğer yanda, harcama sepetleri içinde enerji ve gıda gibi zorunlu tüketim mallarının ağırlığı daha fazla olan gelişmekte olan ülke merkez bankaları para politikalarını sıkılaştırmaya başladı. Çin, Brezilya, Hindistan gibi ileri gelen gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları faizleri artırarak veya bankacılık sisteminin kredi yaratmasını zorlaştırarak para politikasını sıkılaştırıyor.

Mayıs ayı başındaki yazımızda enflasyonla mücadele konusundaki düşüncelerimizi yazmıştık. Küresel olarak artan enflasyon karşısında münferit ülkelerin sıkı para politikası uygulaması fayda sağlamaz. Enerji ve gıda fiyatlarındaki yükselişin enflasyon beklentileri üzerinde yaptığı tahribatın onarılması için G8 ülkelerinin ve büyük gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının para politikalarının uyumlu hale getirilmesi lazım.

Aksi takdirde oyun kuramında okuduğumuz "mahkum ikilemi"nde olduğu gibi yüksek enflasyonla yaşamaya mahkum oluruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019