Küresel panik...
Berna Seher Özdemir-Finansinvest
ABD'nin en büyük bankalarından olan Lehman Brothers'ın iflası, piyasaya yüksek tutarda ödeme zorunluluğu olan dünyanın en büyük sigorta şirketi AIG'e 85 milyar dolar kredi sağlanması, İngiltere merkezli mortgage sağlayıcısı HBOS'un yüksek fonlama ihtiyacı, Morgan Stanley'in Çin'den sermeye arayışları finans piyasalarına yönelik kaygıların artmasına, risk algılamalarının olumsuza dönmesine neden oldu. Küresel piyasalarda yaşanan likidite sıkışıklığı altı en büyük Merkez Bankası'nı yine birlikte hareket ederek piyasalara likidite enjekte etmeye zorladı. ABD, Avrupa, İngiltere, Japonya, İsviçre ve Kanada Merkez bankalarının likidite sağlamaya yönelik önlem paketleri hatırlanacağı üzere son bir yıllık dönem içinde daha önce de uygulanmıştı. Kısa vadeli de olsa dün piyasaların yatışmasını sağlayan bu gelişmenin yapısal çözüm olmaması önümüzdeki günlerde bu olumsuzlukla tekrar yüz yüze gelme ihtimalimizi artırıyor. Bu hafta yaşadığımız olumsuzluklar içerisinde en önemli bulduğumuz durumlardan biri de gelişmekte olan ülke piyasalarından hacimli çıkış yaşanmasıydı. Yavaşlayan global ekonomilerin tüketime olumsuz yansıma yapacağı beklentisi son dönemde petrol ve emtia fiyatlarının hızla gerilemesine neden oldu. 2000'li yılların başından itibaren özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde süren istikrarlı büyüme trendi bundan sonraki dönemde tehdit altında bulunuyor. 2007 Ağustos ayında ABD'de mortgage sektöründe başlayan sorunların daha sonra likidite ve finansal krize dönüşmesi global ekonomilerin geleceği hakkında soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Gelişmekte olan ülkelerin ABD, Avrupa ve Asya'nın gelişmiş ülkelerinden farklı yapısal özellikleri nedeniyle olumlu anlamda ayrışabileceği, gelişmiş ülkeleri etkisi altına alan sorunlardan aynı oranda etkilenmeyecekleri düşünülüyordu. Ancak, gelinen nokta itibariyle gelişmekte olan ülkelerin hisse senedi ve eurobond piyasalarının ABD'den başlayarak hızla tüm dünyayı etkisi altına alan olumsuz yatırım ortamından fazlasıyla etkilendiğini görüyoruz. Risk algılamalarının olumsuza dönmesiyle yatırımcıların likit kalma tercihlerini artırarak gelişmekte olan ülkelerden varlık satışı suretiyle yaptıkları çıkışlar bu ülkelerin piyasalarında bu hafta sert ve hacimli satış hareketlerinin yaşanmasına neden oldu. Gelişmekte olan ülkelerin borçlanma spreadlerinin bu hafta 2005 yılında bulundukları seviyelere geri geldiğini gözlemliyoruz. Önümüzdeki günlerde global yavaşlama endişesiyle gelişmekte olan ülke piyasalarından para çıkışının devam etme olasılığını yüksek buluyoruz.