Küresel otomotiv endüstrisindeki ağırlık merkezi Doğu’ya kayıyor

Koray ÖZTOPÇU
Koray ÖZTOPÇU Mobilitiye Doğru

Çin, artık sadece dünyanın en büyük pazarı değil, aynı za­manda küresel otomo­tiv sektöründe son tek­nolojiyle Ar-Ge merkezi haline geldi. Çin Oto­mobil Üreticileri Birli­ği’nin (CAAM) 13 Ocak Pazartesi günü yayınla­dığı verilere göre, 2024 yılında toplam 31,28 milyon araç üretti ve 31,44 milyon araç sat­tı. İhracatı ise yüzde 19,7 artışla 4,96 milyon adede yükseldi.

2024’te otomotiv endüstrisi nerede?

Çin, 2009’dan bu yana otomobil üretimi ve satışı açısından dün­yanın en büyük pazarı olarak kü­resel otomotiv endüstrisinde dö­nüştürücü bir güç haline gelirken, Çin’de satılan tüm araçların üç­te birinden fazlasını artık elekt­rikli araçlar oluşturuyor. Ayrı­ca bu segmentin yüzde 80’i Çinli şirketlerin kontrolünde bulunu­yor. Dünya genelindeki elektrikli araçların yüzde 60’ından fazlası ve elektrikli araç bataryalarının yüzde 70’i Çin’de üretiliyor.

Çin markaları, yurt içi binek araç satışlarının yüzde 63’üne sahip. Çin’de üretilen araçların yüzde 20’si ihraç ediliyor ve dün­yanın en büyük otomobil ihracat­çısı konumunda bulunuyor. Dün­yanın en büyük nüfusuna sahip olan Çin’deki mobilite talebi, in­ternet destekli çözüm üreten uy­gulamalar dahil, giderek daha çe­şitli bir çözüm sağlayıcı grubu tarafından karşılanıyor. Dünya­nın en büyük dijital ekonomisi­ne sahip olan Çin’in rekabetçi or­tamında, arabayı akıllı bir cihaz olarak gören yeni oyuncular orta­ya çıkıyor. Bu durum, zengin di­jital deneyimler sunan arabalar­la ürün yapılandırması üzerinde doğrudan bir etki yaratıyor.

Artan jeopolitik gerginlikler ve ticaret engelleriyle karşı karşı­ya kalan Çin, önde gelen marka­ları, üretim ve tedarik ayak izle­rini küreselleştirme çabalarını hızlandırarak, Çin malı ihracat­tan küresel pazarlara entegre bir yaklaşıma geçişi hızlandıracak gibi görünüyor.

Tüketici tercihleri değişti

İçten yanmalı motorla çalı­şan otomobiller, 1880’lerin orta­larında Almanya’da icat edilmiş olmasına rağmen, otomobillerin kitlesel ticarileşmesi, 20. yüzyı­lın başlarında ABD’de ortaya çık­tı. Henry Ford ile başlayıp sonra­sında ABD’nin büyük üç otomo­bil üreticisi sektöre liderlik etti. 1950’ye gelindiğinde, ABD dün­yadaki tüm otomobillerin dört­te üçünden fazlasını üretirken, Detroit küresel otomotiv endüst­risinin merkez üssü olarak kabul ediliyordu.

2. Dünya Savaşı’ndan son­ra, Almanya ve Japonya, başlan­gıçta kendi iç pazarlarına hiz­met etmek için otomobil üretim merkezleri olarak ortaya çıktı. Ancak, 20. yüzyılın sonlarında küresel ekonomiyi sarsan petrol arz şoklarıyla birlikte, otomo­tiv sektöründe ivme kesin olarak Doğu Asya’ya kaydı. Bu gelişme sonucunda, dünya çapındaki tü­ketici tercihleri, Japon ve daha sonra Koreli otomobil üreticile­ri tarafından küçük, uygun fiyatlı ve daha yakıt tasarruflu araçlara yöneldi.

Japonya’nın kaliteye, sürek­li iyileştirmeye ve tedarik zinci­ri yönetimine vurgu yapan yalın üretim sistemi, ABD otomobil üreticilerinin tarihsel hakimiye­tine varoluşsal bir meydan oku­ma oluşturdu. 1990 yılında Ja­ponya, ABD’yi geride bırakarak dünyanın en büyük otomobil üreten ülkesi konumuna geldi.

Sonraki 10 yılda ABD, dünya­nın en büyük otomobil üreten ülkesi konumunu geçici olarak geri kazandı. 21. yüzyılda Çin, 2000’den itibaren otomotiv en­düstrisinin ilgisini çekmeye ve küresel otomobil üreticilerinin önemli yatırımlarını almaya baş­ladı. Bugün, dünyada üretilen tüm otomobillerin yaklaşık üçte biri Çin’de üretiliyor.

Mobilite büyümede de önemli bir anahtar

Çin’in önde gelen küresel oto­mobil pazarı olarak ortaya çıkı­şının arkasında, mobilite sorun­larına farklı bir bakış açısı ge­liştirmesi yatıyor. 20. yüzyılın sonlarında, otomobil üreticileri gelişmiş kalite kontrol ve verimli tedarik zinciri yönetimi sayesin­de otomobilleri daha verimli bir şekilde üreterek önem kazandı. Ancak Çin öncülüğünde küresel endüstri, iş modelinin teknoloji tarafından dönüştürüldüğü daha temel bir değişim yaşıyor. Elekt­rifikasyon ve ortaya çıkan mobi­lite talebini karşılama ihtiyacı, Çin’in mobilite sektörünü inter­net ve iletişim teknolojisi oyun­cularını da destekleyerek büyüt­mesiyle birlikte, bu ekosistem­den daha büyük pay almasına yol açıyor.

Mobilite devriminin erken aşamalarını yaşadığımız bu dö­nemde, özellikle şehirlerdeki mobilite ihtiyacı, Çin’deki inter­net kullanıcı sayısının yaklaşık 1 milyarı aşması ve insan ya da mal hareketini içeren hizmetler sunan mobil internet platform­larının artarak büyümesiyle da­ha da karşılanıyor. Bu gelişmeler, bu alanın büyümesine ve otomo­tiv endüstrisindeki yatırımların artmasına katkı sağlıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar