Küresel mali kriz
Barış SÖZEN / Ak Yatırım
Bu haftaki yazımız yine yurtdışı odaklı olacak. Uzun yıllar dünyanın en büyük tüketicisi ile yine dünyanın en üretici iki ülkesine bakacağız. Mali krizde en dip noktayı gördük mü yoksa daha ulaşmadık mı bu soruların cevaplanması açısından bu iki ülkenin şu andaki durumlarının olduğu kadar bundan sonra alacakları tavırların da çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Amerika piyasası hakkında söylenebilecek çok konu var ama bu konular içerisinde net olarak belli olanlar şunlar; Amerika'da finansal kriz artık reel sektöre bulaşmış durumda, özellikle kredi daralması sonrasıda kısa vadeli finansman ihtiyacını gideremeyen firmalar ciddi sıkıntılar yaşamakta diğer yandan Amerikan ekonomisinin dinamosu olan tüketiciler de frene basmış durumda. Amerikan hanehalkının borçluluğu son yıllarda çok ciddi artmış durumdaydı ki hanehalkının harcanabilir gelirinin %140'ı kadar borçlu olduğu bir noktaya kadar gelmişti. Bu gelişmenin etkilerini krizin başında ve hatta belki de krizi tetiklemiş bir etken de olarak, mortgage ve tüketici faiz oranlarına da yansımış idi. En son nokta itibarı ile bu borçluluk oranının, yaratılmış kredilerin artık finanse edilemediği bir noktaya gelmiş olduğu gerçeği önümüzde duruyor imiş. Su an baktığımızda hem fiyatlamada hem miktarlarda kredilerde ciddi bir daralma gözükmekte. Hanehalkı güven endeksleri ile ne yazık ki 1987 ve 1974 seviyelerinde. Bununla beraber iyi haber olarak Amerikan Hazinesi artık olayın tüketici boyutunu ele almış durumda dolayısıyla o kanalda bir rahatlama yapılması gerektiğinin bilincinde. Diğer tarafta Çin'de ise hızlı bir daralma sürecine girildiği görülüyor,bu kriz boyunca yıllardır cari fazla veren Çin ve Uzakdoğu, Körfez ülkeleri ile beraber potansiyel sermaye kaynağı olarak düşünülmesine rağmen Çin'in kendi büyümesini finanse etme yoluna gideceği gözükmekte. Genel resme bakıldığında, sermaye ihtiyacı içinde olan Amerika ve birikmiş sermayesini bundan sonra kendisi için harcamayı düşünen Çin. Krizin akut noktası ister geride kalmış olsun ister bundan sonra görelim, finansman ihtiyacı bütün dünyada kendisini bir şekilde hissetirecek.