Küresel likidite ve jeopolitik gelişmeler
Banu Eriş / Finansinvest
Seçim belirsizliğini geride bırakan yurtiçi piyasalar diğer gelişen ülke piyasalarıyla birlikte Fed ve ECB beklentileri ile yön bulmaya başlamıştı. Ancak geçen hafta Suriye sınırında bir Rus uçağının angajman kuralları çerçevesinde düşürülmesi ile birlikte Türkiye’nin risk primi yeniden yükseliş gösterdi.
Küresel piyasalar ise genel itibariyle küresel likidite koşullarının destekleyici olup olmayacağına odaklanmış durumda. İlk faiz artırımına Aralık ayında başlasa bile, Fed’in sonraki dönemde ılımlı adımlar atması bekleniyor. Bunun yanı sıra Avrupa Merkez Bankası başta olmak üzere önemli merkez bankalarının büyümeyi desteklemek adına 2016 yılı boyunca genişlemeci politikalarını sürdürmesi olası gözüküyor. Dolayısıyla Fed’in faiz artırımı sürecine rağmen gelişen ülke piyasalarından yoğun sermaye çıkışları görülmeyebilir. Ancak dış finansman bağımlılığı ve iç sorunları olan ülkeler göreceli olarak geride kalacaktır. Bu açıdan cari açıktaki iyileşmenin devam etmesi olumlu olsa da, kısa vadede Rusya ile ilgili jeopolitik risk faktörünün azalması önem taşıyor. Orta vadede ise TCMB politikaları ve yapısal reformlarla ilgili ilerleme sağlanması yatırımcı ilgisi açısından belirleyici olacaktır.
Piyasalarda, hem küresel, hem de yurtiçi faktörlere bağlı olarak önümüzdeki dönemde dalgalı seyrin devamını bekliyoruz. TL varlıklar dönem dönem tepki çabası içinde olacaktır. Ancak jeopolitik ve makro faktörlere bağlı olarak kırılganlık sürecektir. Bu dönemde haber akışına bağlı olarak sert fiyat hareketleri görülebilir ve alım iştahı sınırlanabilir. Dolayısıyla kısa vadeli alım-satım pozisyonlarının stop loss disiplini ile izlenmesi ve orta vadeli yatırımlarda ise dengeli bir portföy oluşturulması uygun olacaktır.