Küresel krizden küresel balona

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Dünya borsalarındaki yukarı yönlü dalgalı seyir devam ediyor. Gelişmiş ülke ekonomilerinde iç talebin yavaşladığı yönünde gelen sinyallere rağmen yatırımcılar iyimserliğini koruyor. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) sihirli şapkasından bir tavşan daha çıkaracağına duyulan güven dünya borsalarında yükselişin sürmesini sağlıyor.

Beklenen tavşan kasım ayı başında ortaya çıktı. Fed ikinci parasal genişleme programıyla 2011'in ikinci yarısına kadar 600 milyar dolarlık (aylık 75 milyar dolar ) tahvil alımı yapacağını açıkladı. Fed kararını ekonomik büyümenin halen zayıf olmasına ve enflasyonun düşüklüğüne bağladı. 

Açıklanan alım miktarı 8.7 trilyon dolarlık para arzıyla kıyaslandığında aylık yüzde 0.86'lık bir büyümeye tekabül ediyor. Son 50 yılın aylık yüzde 0.55'lik büyüme ortalamasının oldukça üzerinde bir rakam.

Niceliksel gevşemeye devam edilmesi ABD ekonomisi için büyük önem taşıyor. Kasım başında yapılan seçimlerde Cumhuriyetçilerin temsilciler meclisinde çoğunluğu ele geçirmesi sonrasında ABD hükümetinin genişleyici maliye politikası kullanma imkanı kalmadı. Dolayısıyla ekonomiyi canlandırmak için para politikasının üzerine düşen görev arttı.

FED'in genişleyici para politikası uygulaması gelişmekte olan piyasalar için de büyük önem taşıyor. Küresel rezervlerin yüzde 65'i ve uluslararası döviz işlemlerinin yüzde 40'ı ABD doları üzerinden yapılıyor. ABD'nin genişleyici para politikası uygulaması küresel likiditenin bollaşmasını sağlıyor. Küresel yatırımcılar değer kaybeden dolar ile borçlanarak hızlı büyüyen ve yüksek getiri sağlayan gelişmekte olan ülke varlıklarına yatırım yapıyor ve yüksek getiriler elde ediyor.

Piyasalardaki aşırı iyimserlik damarlarındaki bol miktardaki likiditeden kaynaklanıyor. Reel ekonominin çok üzerinde bir hızla artan likidite sayesinde varlık fiyatları bugüne kadar gördüğü en yüksek seviyelere ulaştı. Hisse senedinden, tahvillere, emtialardan gelişmekte olan ülke varlıklarına  tüm piyasalarda spekülatif  balonlar oluştu.

Spekülatif balonlara güvenerek yatırım yapan yatırımcılara Minsky'nin" finansal istikrarsızlık" hipotezini hatırlatmak istiyoruz. Minsky'e göre (i) "Spekülatörlerin" ve "Ponzi borçlularının" çoğunlukta olduğu mali sistemlerde istikrarlı bir dengeye ulaşılamıyor (ii) uzun süre istikrarla para kazanılan sistemlerde "spekülatörlerin" ve ponzi borçluların" payı artıyor. Minski'nin ilk kuramı ilanı malum, ama ikinci kuramı bizi yakından ilgilendiriyor. 

Küresel piyasalar 2009 Mart'ından bu yana istikrarlı bir şekilde yükseliyor. Minsky'nin kuramına göre, mali sistem içinde "spekülatör" ve "ponzi  borçlularının" sayısı "sağlamcılara"  göre tehdit edici bir oranda  artmış durumda. Dalgalı günlere hazır olalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019