Küresel kriz ihracatı nasıl etkiler?
OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör Küresel kriz sonucu batı piyasalarında daralma bekleniyor. Daralma demek, yatırım ve tüketim harcamalarının kısılması demek. Batı ülkelerinde ekonomilerin daralması tabii ki öncelikle o ülke üreticilerini ilgilendiriyor ama, Batı ülkelerine ihracat yapanlar da bundan büyük ölçüde olumsuz etkilenecek. Özellikle ABD ekonomisi büyük ölçüde ithalata dayalı bir ekonomi. ABD'nin toplam ithalatında ise Çin'in ve diğer Asya ülkelerinin payı büyük. Bu gelişmeler karşısında iktisatçılar diyorlar ki, "Son on yılda, küreselleşme hareketi sonucu, gelişmekte olan bir çok ülke hem ihracatını çeşitlendirdi hem de ihracat pazarını yaydı. Gelişmekte olan ülkeler büyük ekonomilere değil, daha çok komşu ülkeler ile fakir ülkelere ihracat yapıyor. Bu nedenle küresel kriz onları Çin ve diğer Asya ülkeleri kadar etkilemeyecek." Acaba bu söylenenler doğru mu? Acaba gelişmekte olan bir ekonomi olarak Türkiye son on yılda ihracat pazarında Batı ülkeler ile bağını kopararak yeni pazarlara yönelebildi mi? Bu yazının altındaki tabloda son on yılda ihracatımızda değişik ülkeler ile ticaretimizin ağılıkları ve ağırlıkların değişimi veriliyor.. AB ülkelerine yapılan ithalat 1997 yılında toplam ithalatın yüzde 51.1'ini oluştururken 2007 yılında yüzde 56.4'üne yükselmiş. Demek ki biz ağırlıklı olarak Avrupa pazarına bağlıyız. Avrupa pazarındaki daralma bizi çok üzer. OECD ülkeleri grubu dikkate alındığında bu ülkelerin toplam ihracatdaki payları yüzde 61.3'e yükseliyor. Kuzey ve Güney Amerika ülkeleri ise Türkiye ihracatında büyük ağırlık taşımıyor. Bunun anlamı ABD'deki pazar daralmasının (sadece ABD pazarındaki daralmanın) toplam ihracat imkanları üzerinde etkisi az olacak. İslam Konferansı çatısı altında toplanan ülkelerle ihracatımızın toplamdaki payı on yıl önce yüzde 16.0 iken yüzde 18.9'a yükseldi Yakın ve Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracatın toplam ihracatdaki payı yüzde 10.7'den yüzde 14.0'e yükselmiş durumda. Tablo şunu gösteriyor ki bizim için ihracat pazarı Batı pazarı. Her ne kadar bu bağımlılık şimdilik risk teşkil ediyor ise de uzun dönemde çok iyi bir şeydir. Demek ki biz zengin pazarlarda mal satabiliyoruz. Zengin pazarlar diğerlerine göre daha istikrarlıdır. Hızla büyümese de belli bir büyüme gösterir. Katma değeri yüksek ürünlerin satılabileceği pazarlardır. Dikkat edilir ise Türkiye'nin Müslüman ülkelere kardeşçe, Yakın ve Ortadoğu ülkelerinde dostça yaklaşımı bu ülkelere ihracatın artmasını sağlamıyor. Dostluk başka alışveriş başka oluyor. Ülke gruplarına göre ihracatın değişimi toplam ihracatda ülke gruplarının payı (Yüzde) 1997 2007 AB ülkeleri (27 ülke) 51.1 56.4 OECD 59.4 61.3 EFTA 1.5 1.2 Bağımsız Devletler 13.3 9.4 Türk cumhuriyetleri 3.4 2.7 İslam Kon. ülkeleri 16.0 18.9 Kuzey Afrika ülkeleri 3.7 5.6 Yakın ve Ortadoğu 10.7 14.0 Diğer Asya 7.4 4.9 Amerikan ülkeleri 9.1 5.2