Küresel işsizlik ve Arap Baharı

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

 

Dünya 2008 yılında ekonomik kriz ile birlikte büyük bir işsizlik sorunu ile karşı karşıya kaldı. Nitekim 2012 yılına 200 milyon işsiz ile girildi. Bu işsizlerin 27 milyonu 2008 sonrası işsiz kalan, yani krizin işsizleri. Gelecek on yıl içinde küresel ekonomi 400 milyon yeni iş yaratmak zorunda, buna mevcut işsizleri de kattığımızda 600 milyon kişiye iş  bulmak durumunda. Aslında sadece iş yaratmakta yetmiyor, düzgün iş yaratılmalı. Çünkü şu anda 900 milyon işçi ailesini geçindirmek için günde 2 doların yani yoksulluk sınırının altında bir ücret ile çalışıyor. Bu işçilerin 456 milyonu günde 1.25 doların altında bir ücret ile yaşamını sürdürüyor.
 

Küresel kriz ile birlikte dünya da işgücüne katılma oranı da düşmeye başladı. 2002'de işgücüne katılım oranı yüzde 65.1 iken,  2007'de 64,8'e geriledi. İşgücüne katılım oranı 2011 yılına gelindiğinde yüzde 64.1'e kadar düştü. ILO'nun verilerine göre 2011 yılında 15-24 yaşları arasındaki gençlerin 74.8 milyonu işsiz. Bu rakam 2007'ye göre 4 milyon genç işsiz yaratıldığını göstermekte. Küresel kriz sonrası işsiz kalan gençlerin sayısı  6.4 milyonu bulmuş durumda. Bunun sonucunda da genç işsizlik oranı yüzde 12.7 düzeyine ulaştı. Çalışan gençlerinde önemli bir bölümü kısmi çalışma şeklinde (part-time) ya da geçici işlerde çalışıyor.
 

Arap Baharı coğrafyasında yani Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde genç işsizlik oranı, yetişkin işsizliğinin dört katına kadar çıkmakta, kimi bölgelerde genç işsizlik oranı yüzde 25'lere kadar yükselmekte. Yüksek işsizlik oranı uzun dönemde işgücü piyasasının düzelmesine ve potansiyel büyüme oranını olumsuz yönde etkileyecek bir olgu olarak karşımıza çıkmakta.


Ortadoğu bölgesinde 2011 yılında yüzde 4.9'u bulan yüksek büyüme oranlarına rağmen işsizlik oranı yüzde 10'un altına düşmedi. Arap baharının yaşandığı Suriye ve Mısır'da yüksek işsizlik oranı olayları körükleyen temel olgular arasında yer almakta. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde kadınların işgücü piyasasındaki durumları oldukça zor. Ortadoğu ülkelerinde kadın işsizliği ortalama olarak erkeklerden yüzde 2.3 daha yüksek. Kuzey Afrika ülkelerinde genç işsizlik oranı 2011 yılında yüzde 27.1'e ulaşırken, genç kadınlarda bu işsizlik oranı yüzde 41.0 kadar çıkmakta.
Bu ülkelerin işgücü piyasalarında gençler ve kadınların aleyhine ulaşan bu tablonun altında şu unsurlar yatmakta: 
- Yüksek nüfus artış hızı.
- Düşük okullaşma oranı. Özellikle kız çocukların okula gönderilmemesi, kadınların erken yaşta evlenmelerine ve çocuk anne konumuna düşmelerine neden oluyor.
- Okullarda eğitim niteliğinin düşük olması.
- Gelir dağılımın bozuk olması, okullaşma ve üniversiteleşme oranını aşağıya çekmekte.
- Eğitim niteliğinin düşük olmasından kaynaklanan düşük verimlilik.
- Din gibi sosyal yapılanma unsurlarının kadının aleyhine durum yaratması
Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin ortak noktaları İslam dinine inanıyor olmaları. Arap Baharı dediğimiz sosyal patlamada bu ülkelerde başladı. Bundan dolayı bu iki bölgeyi değerlendirirken, İslam ülkeleri formatı içinde incelemek anlamlı olur. Çünkü sıraladığımız sorunlar tüm İslam ülkelerinde geçerli. Dolayısıyla bu ülkelerde yeni baharlar söz konusu olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019