Küresel fonlar Türkiye için Londra’da buluşacak
Globalturk Capital Kurucu ve Yönetici Ortağı Barış Öney, Türkiye’nin ikinci bir dalga olarak ‘10 yıllık yatırım yapılabilir’ döngüsüne girdiğini düşündüğünü söyledi. Hükümetin uyguladığı yeni politikalarla öngörülebilirliğin arttığını ifade eden Öney, son 6-7 senedir Türkiye’ye yatırım yapmayan özel sermaye fonlarının; Avrupalı, ABD’li fonların Türkiye’yi artık radarlarına aldığını söyledi.
Barış Öney, Türkiye’nin yüzde 10 büyüdüğü 2010-2011 yıllarında dünyanın bütün yatırımcılarının burada olduğunu ve ciddi bir yabancı doğrudan yatırımcıların ve özel sermaye fonlarının ilgisi ile karşılaştığını hatırlatarak, “2026-2027 yıllarında da bu sermayenin yeniden akmaya başlayacağını düşünüyorum. Hatta 2025 yılının ikinci yarısından itibaren kredi notu artışlarıyla beraber yeni fonların gelmesini ve mevcut fonların yatırımlarını artırmasını bekliyorum. Büyük fonların yatırım iştahı son birkaç aydır arttı” dedi.
Rasyonel politikalar ve kur oynaklığına vurgu
Bu öngörünün gerçekleşmesi için döviz kurunun öngörülebilir olması gerektiğini ifade eden Öney, şunları söyledi: “Türkiye aslında yatırım yapılabilir ve yatırımlardan çıkılabilir bir ülke. Çıkış yapamadığın ülkeye yatırım yapmazsın. Bunun için de döviz kuru oynaklığı çok önemli. Kurun öngörülebilir olmasının arkasında da siyasi ve makroekonomik koşulların rasyonel ve doğru yürütülmesi, hem de dış politikadaki gelişmelerin sağlıklı yürütülmesi var. ABD’de faizlerin düşmesi ve yükselen pazarlarda hukuki ortamların iyileşmesi ile tekrar rotayı bu pazarlara çevireceklerdir. Bu konularda yaşanacak olumlu gelişmeler ile özel sermaye fonlarının tekrardan 10 yıllık bir döngü ile Türkiye’ye döneceğine inanıyorum” diye konuştu.
Öney, özel sermaye fonlarının özellikle ihracatçı ve dijital dönüşümünü tamamlayan veya o yolda ilerleyen sanayi, dünyayla rekabet edebilecek yazılım, e-ticaret, teknoloji, yenilenebilir enerji, sağlık sektörlerine geleceğini ifade etti.
Avrupalı şirketler kendi aralarında birleşecek
Bu arada dünyadaki gelişmelere de değinen Barış Öney, “Tabii ki yabancı sermayenin gelmesinde kendi ülkelerindeki gelişmeler de çok önemli. Bize gelen yabancı sermayenin yüzde 70’i Avrupa’dan geliyor. Avrupa şu anda sıkıntılı, ABD zaten son dönemde çok karıştı. Bu durumda ilk olarak Avrupa’daki şirketlerin kendi aralarında satın alma ve birleşmelerinin yaşanacağını düşünüyorum. Daha sonra da ABD’li ve Avrupa’lı şirketler arasında bu işlemleri göreceğimizi düşünüyorum. Bu nedenle oradan Türkiye’ye geliş bir müddet bu tür stratejik yatırımcılar tarafında daha uzayacak gibi görünüyor. Tam bu noktada özel sermaye fonları önem kazanıyor. Biz Avrupa kendini toparlayana kadar özel sermaye fonlarından yatırım almalıyız. Öte yandan, Ortadoğu’dan Birleşik Arap Emirlikleri’nden yatırım çekebiliriz” dedi.
Oturduğun yerden para kazanma dönemi bitti
Türk şirketlerinin yurtdışında yatırım yapmasıyla ilgili olarak ise Barış Öney, “Artık eskisi gibi sadece oturduğun yerde ihracatla para kazanayım çok zor. Yurtdışı pazarlarda kalıcı yatırımları veya Avrupalı, ABD’li şirketleri satın alma seçeneklerini araştırmaları ve değerlendirmeleri gerekiyor. Aslında Başkan Trump’ın politikalarından sonra bu Avrupalı ve Asyalı şirketler için de geçerli, çünkü ABD’nin getiriyor olduğu gümrük vergileri ve diğer kurallar, şirketleri buna mecbur edecek gibi duruyor.
Mesela Suudi Arabistan kendisi yatırım çekmeye çalışıyor. Petrol dışı sektörlere yatırım yapmak istiyorlar, biz gidip orada sanayi ve teknoloji yatırımları yapabiliriz. Suudi Arabistan’a örneğin fabrikalarında olan bazı hatları taşıyabilirsin. Ancak iş gücü yerine full otomasyonu olan üretim hatları kurmak önemli, çünkü ucuz iş gücü o ülkelerde bulunmuyor. Buna mukabil çok uyguna, örneğin yüzde 3 ile 10 yıllık döviz kredisi veriyor, arsa veriyor. Benzer şekilde Avrupa ve ABD’de üretim yapabilir orada şirket satın alabilirsin” diye konuştu.
Büyüklük sorunumuz var, şirketlerin birleşmesi lazım
Barış Öney, Türkiye’deki şirketlerin büyüklük sorununun önemine dikkat çekerek, şirketlerin küçüklüğü nedeniyle yabancı yatırımların ülkeye gelmesinin zorlaştığını belirtti. Küçük şirketlerin doğrudan yatırım çekme konusunda zorluk yaşadığını belirten Öney, yabancı yatırımcıların şirket alarak veya ortaklık kurarak Türkiye’ye yatırım yaptığını, ancak küçük ölçekli şirketlerin bu yatırımları çekmede güçlük yaşadığını söyledi. Öney, Türkiye’nin yabancı doğrudan yatırım çekmesi için şirketlerin birbirleriyle birleşerek ya da birbirlerini satın alarak konsolide olmalarının çok önemli olduğunu vurguladı.
Küresel fonlar Türkiye için Londra’da buluşacak
2015 yılından itibaren Türkiye’de yabancı özel sermaye fonlarıyla ilgili etkinlikler düzenleyen Globalturk Capital, 27 Şubat’ta Londra’da küresel özel sermaye fonlarının katılacağı bir konferans yapacak. Konferansa, Türkiye’den Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu gibi isimler katılacak. Ayrıca, İngiltere’den de bakan ve Londra Borsası Başkan Yardımcısı’nın katılması bekleniyor.
“Sırada 10 şirket var”
Globalturk Capital olarak şu anda yürüttüğümüz on tane projemiz bulunuyor. Bu projelerden iki tanesi, Türkiye’de yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcılara danışmanlık hizmeti. Geri kalan projeler ise Türk şirketlerine yatırımcı bulmakla ilgili. Ayrıca, fon yaratmak isteyen ve fon yöneten şirketlere de danışmanlık vermeye başladık. Yabancı fonlar ile işbirliği yaparak, Türkiye’de yatırım yapmalarını sağlamak için onlara destek olmaya başladık. Bu alanda sadece Türkiye’de değil, Orta Doğu’da da faaliyet gösteriyoruz. Şu an İstanbul’da üç farklı yönetim şirketine danışmanlık sağlıyoruz, bunlardan bir tanesi yurt dışında, diğer ikisi ise Türkiye’de.
Trump, yatırım bankalarının ‘war room’larını hareketlendirdi
Şu anda dünyanın en belirsiz ülkesi bir anda Amerika Birleşik Devletleri oldu. Trump, 20 Ocak’ta başkan olmasıyla geçmişte benzeri olmayan kararlara imza attı. O kararların etkisinin ne olacağını kimse tam olarak kestiremiyor. Bununla ilgili enteresan bir şey söyleyeyim; yatırım bankalarında “war room” yani savaş odası denilen bir kavram vardır. Satın alma birleşme operasyonlarında son noktalara gelindiğinde bankanın yöneticileri alıcı ve satıcının hissedarları ve danışmanlarını bu ‘savaş odası’na toplarlar ve karar alana kadar çıkmalarına izin vermezler. Trump’ın üst üste aldığı bu kararlardan sonra yatırım bankalarının war room’ları hareketlendi. Küresel bankaların CEO’ları kararların ne anlama geldiğini, yatırımcılar için ne ifade ettiğini değerlendirmek ve anlamak için tüm üst düzey yöneticilerini bu savaş odalarına toplayıp çalışıyorlar.
Halka açılmak kadar kapanmak da normal olmalı!
Yabancı kurumsal yatırımcılar son 10-15 yıldır halka arzlara ilgi göstermiyor. Bunun birkaç nedeni var. İlk olarak, Türkiye’deki şirketlerimiz küçük. Büyük halka arzların yapılabilmesi için şirketlerin yeterli büyüklüğe sahip olmaları gerekiyor. Yabancı yatırımcılar, en az halka açılacak kısmın 150-200 milyon dolar civarı olan halka arzlara geliyor. İkinci neden ise Türkiye’nin ekonomik durumu ve dövizdeki oynaklık. Fakat bu yılın ikinci yarısından itibaren eğer büyük şirket halka arzları gelirse, yabancılardan ilgi görecektir. Küçük şirketlerde de şöyle bir sorun var; ileride ortaklık yapmak istediklerinde veya özel sermaye fonlarından finansman sağlamak istediklerinde halka açıklık bir sıkıntı olabiliyor.
Çünkü halka açık olmayan çok uluslu şirketler veya kendi borsalarında halka açık olan şirketler halka açık şirketleri almak istemeyebiliyorlar. Bu nedenle halka açılmak kadar kapanmak da normal olmalı ve bu bir prestij kaybı olarak düşünülmemeli. Halka açıldıktan 3-5 yıl sonra şirketler büyüdükçe daha global bir oyuncu olmayı hedeflemesiyle halka kapanmayı ve bir özel sermaye fonu ile şirketlerini büyütmeyi, ya da bir çok uluslu şirketle ortaklık yapmayı tercih edebilir. Bu süreç kolaylaşmalı. Son olarak, halka arzlarda özel sermaye fonları çıkış yaparken, ortak satışları da normal kabul edilmeli. SPK bu iki konudaki düzenlemeleri iyileştirmeli.