Küresel fırsatlar kadar küresel riskler de önemli

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör Biz genelde küreselleşmenin fırsatlarına özeniriz. Ama bir gerçek var. Küreselleşme fırsatlar kadar riskler de içeren bir oluşum., "Ernst&Young denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetleri veren bir kuruluş. Dünyanın değişik ülkelerinde, bu arada Türkiye'de de uzun süredir temsil ediliyor. İşte bu kuruluş tarafından hazırlanan, "Stratejik İş Riskleri: 2008'in En Önemli 10 Riski" başlıklı raporun bulguları yayınlandı. Raporda 70 analist tarafından incelenen 12 ana sektör için söz konusu olan küresel riskler özetleniyor. Varlık yönetimi, otomotiv, bankacılık ve sermaye piyasaları, biyoteknoloji, tüketim ürünleri, sigorta, medya ve eğlence, petrol ve gaz, ilaç/ecza, emlak, telekomünikasyon ve altyapı hizmetlerinden oluşan bu sektörlerde olası riskler sıralanıyor. Raporu hazırlayanlar öne çıkan en büyük 10 iş riskinin piyasalara olası etkilerini anlatıyor. Ağır mali kayıplara yol açabilecek, rekabetçi pozisyonu ciddi ölçüde zedeleyebilecek stratejik risklerin sıralandığı listede, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 'gelişmekte olan ülkeler'in 2008'in ilk 10 risk alanı içinde yer aldığına dikkat çekiliyor. İlginç olan araştırmacıların yerel girişimcilerin global oyuncular karşısında daha avantajlı olduğuna işaret etmeleri. Riskin sadece 'tehdit' yarattığını belirten raporda, asıl zararın 'yanlış yönetim'den kaynaklandığı vurgulanıyor, buna karşın riskin fırsat yaratabildiğine de işaret ediliyor. Ernst&Young araştırmacılarının belirlediği 10 büyük risk şunlar: Yasal ve uyum riskleri: Tüm sektörlerde, bugün geçerli olan iş modellerinin kalıcılığı, gelecekteki yasal düzenlemelerle şekilleniyor. Birçok piyasada yasal yüklerin artmaya başlaması ve şirketlerin zincirlerini Avrupa, Kuzey Amerika ve BRIC ülkerleri ötesine kaydırmaları sonucu uyum konusunda yaşanan zorluklar ilk sırada yer almaya başladı. Global finansal krizler: Analistler çok az sayıda sektörün global boyutta finansal krizlerin etkilerinden kaçınabileceğini düşünüyorlar. Örneğin; biyoteknoloji ve altyapı şirketleri sermaye temininde sorun yaşarken, bankacılık, varlık yönetimi ve sigorta sektörlerindeki kuruluşlar piyasa hareketlerinden dolayı zarara uğrayabiliyor. Yaşlanan tüketiciler ve işgücü: Çoğu sektörde görülmeye başlanan ve stratejik bir risk olan işgücü ve tüketicilerin yaşlanması, özellikle varlık yönetimi ve sigorta gibi sektörlerde, talep yapısı büyük bir değişimden geçtiği için olumsuz etkiler doğuruyor. Otomotiv gibi sektörlerde de yaşlanan işgücü ciddi bir rekabet sorununu da beraberinde getiriyor. Bir diğer örnek olarak gösterilen sigorta sektörüne bakıldığında, emeklilik yaşına gelen insanların maddi ihtiyaçlarının dramatik değişiklikler gösterdiği gözleniyor. Gelişmekte olan piyasalar: Genel olarak mevcut pazarların olgunluğa ulaşması nedeniyle gelişmekte olan piyasalara yönelim artıyor. Gelişmekte olan piyasa şirketleri ise birçok sektörde globalleşmeye başlamakla birlikte, global şirketler bu piyasalarda diğer global oyuncularla rekabet ediyorlar. Sektörel konsolidasyon/Geçişler: Konsolidasyonlardaki artışı kısmen global birleşme ve satın alma işlemlerindeki patlama tetikliyor. Örneğin; telekomünikasyon sektöründe hız kazanan birleşme ve satın alma faaliyetleri her ülkede sadece birkaç oyuncunun kalacağı bir geçiş sürecine öncülük ediyor. Enerji krizleri: Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve kaynaklara erişim, altyapı hizmetleri ile petrol ve gaz sanayilerini kapsayan enerji sektöründe önemli bir stratejik risk halini alıyor. Stratejik işlemlerin yönetimi: Büyük bir fırsattan aceleyle faydalanabilmek için şirketler tarafından oluşturulan stratejiler yönetim risklerini oluşturulabiliyor. Maliyet enflasyonu: Global ekonomide bir süredir düşük düzeyde seyreden enflasyon oranının yükselmesi büyük bir risk olarak görülüyor. Radikal çevreci hareketi: Bu risk, kurumsal sosyal sorumluluk, çevre, ağır ekonomik ve yasal şartlar konusunda artan duyarlılık ve problemleri ifade ediyor. Tüketici talebinde değişim: İş dünyasının talep değişikliklerini öngörmesi, takip etmesi ve bu değişikliklere cevap vermesi, risklerin etkilerini azaltıyor ve hatta bunları fırsata dönüştürebiliyor. Örneğin; şu anda her türlü sektörde gündemde olan 'yeşil' ürün ve hizmetlere olan talebin görülmesi ve ona göre strateji oluşturulması gerekiyor. Raporu hazırlayanlar uluslararası piyasaları değerlendirmiş. Genelde uluslararası piyasalarda iş yapan şirketlerin riskleri öne çıkarılmış ama, dikkat edilir ise bu riskler bizim büyük ve orta kuruluşlarımız için ve hatta Anadolu'nun KOBİ'leri için de söz konusu olan riskler. İşadamlarımızın bu riskleri dikkate almasında büyük yarar var. Araştırmayı yapanlar ilk 10 güncel riske ek olarak ikinci derecedeki 5 riski de belirlemiş. Bu riskler sırasıyla (1) Nitelikli eleman ihtiyacı, (2) Salgın hastalıklar (3) Özel sermaye fonlarının yükselişi (4) İnovasyon eksikliği (5) Çin'de sorun yaşanması riskleri. Bu riskler küresel piyasaları etkileyecek riskler olarak sıralanmış.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018