Küresel ekonominin yeni savaş silahı tarımsal destekler mi?
İyi ki anlattılar...
Anlattılar da bilgilendik...
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı
Cahit Çetin...
Genel Müdürü Güngör Şarman...
TARİŞ Zeytin'in Genel Müdürü Cengiz
Dikmen...
28 bin üreticinin temsilcileri...
Ve Prof. Dr. Yaşar Uysal...
Hem uzman, hem çiftçi...
Geçen hafta toplandık...
Cahit Çetin söze, kendisini "besleyen,
büyüten ve okutan zeytin ağacına
borcunu" vurgulayarak girdi ama...
Ana konu zeytin değil, tarımdı...
Daha doğrusu tarım üzerinden verilen
savaş...
Cahit Çetin'e göre tarım alanında bir
savaş var...
Küresel bir savaş...
"Küresel ekonominin yeni savaş silahı
tarım" diyor...
Sübvansiyonlu, yani destekli tarım
üretimi...
Çok geniş bir çerçevede etkileri var...
Öyleki neredeyse tüm ekonomik birimleri
kendine göre pozisyon almaya zorluyor...
Başrolde devletlerden daha çok firmalar...
Uluslar üstü devasa firmalar...
Senaryoyu da onlar yazıyor...
Hükümetleri kendi amaçlarına uygun
davranmaya itiyorlar...
TARİŞ'çiler diyor ki;
Gücü ne olursa olsun, hiçkimse bu
savaşın dışında değil...
Örneğin Çin...
Batılı devletler Çin'i tarımla sıkıştırmaya
çalışıyor...
Çin'de nüfus malum; 1.3 milyar...
Ve Çinliler artık sadece bir tabak pirinç
yemek istemiyor...
Tabağına başka şeyler de koymak
istiyor...
Tarım teknolojisini kontrol eden Batı, bu
yolla Çin'i de kontrol etmek istiyor.
Gıda fiyatlarındaki artış da bu oyunun bir
parçası...
Sıkıştırıldığını Çin de fark etti, şimdi
Afrika'da büyük topraklar kiralıyor...
Ya Türkiye?
Bize bir dönem "Siz sanayileşmeye
çalışmayın, tarıma yönelin" denirdi...
Şimdi "Dünya fiyatlarını yakalayamazsınız,
tarımı bırakın" deniyor...
TARİŞ'çilerin görüşü net:
"Uygulanan politikalarla, Türkiye'de
1980'den beri tarım geriliyor...
Yerini yabancı ülkelerin ürettiği ürünler
alıyor..."
Ne veri var bu tezi desteleyecek
derseniz...
Bence rakamlar çarpıcı...
İşte Türkiye'nin tarım ticareti tablosu...
1980-1989 dönemi:
İhracat 19.5 milyar dolar...
İthalat 3.9 milyar dolar...
1990-1999 dönemi:
İhracat 24.2 milyar dolara yükselmiş
Ama ithalat da 15.3 milyar dolara...
Yani ihracatın ithalatı karşılama oranı yarı
yarıya düşmüş...
2000-2010 dönemi:
İhracat daha da artıyor: 35.1 milyar
dolar...
Ancak ithalattaki artış devasa: 38.5 milyar
dolar...
30 yılda tablo tamamen tersine dönmüş
durumda...
Tarımda dış ticaret fazlasından, 3.4 milyar
dolar açığa...
Sanıyorum, buraya bir nokta koymak için
şunu söylemek yeterli:
Bugün en yüksek ithalat artışı tarımda...
Artış oranı ise yüzde 46!
Başka rakamlara da bakalım...
Ekonomiyi oluşturan temel sektörlerin
gelirlerine...
Son 30 yıla bakınca tablo ortada...
1980 ile 2009 arasında yüzde 5.4 ile en
çok sanayi büyümüş...
Hizmetlerdeki büyüme yüzde 4.7...
Aynı dönemde tarımın yurtiçi geliri
payındaki büyüme sadece yüzde 1.2...
Peki ne yapılması lazım?
TARİŞ'çilerin yanıtı net:
Dünyadaki tarım savaşından çıkmanın tek
yolu var...
Kooperatifleşme...
Birleşmiş Milletler...
Dünya Bankası...
FAO kısa adıyla bildiğimiz Dünya Gıda
Örgütü...
Her fırsatta gıda fiyatlarındaki artışa ve
gıdaya ulaşmadaki sorunlar nedeniyle
dünyadaki açlık tehlikesine dikkat
çekiyor...
Dünyadaki aç insanların sayısı 1 milyara
dayandı...
BM, 2012'yi "Dünya Kooperatifçilik Yılı"
ilan etti.
Genel Sekreter Ban Ki Moon, "küresel
krizlerin domino etkisini kooperatiflerin
azalttığından" dem vuruyor.
Biz gündemimizi sürekli meşgul eden
konulardan sıyrılıp konuya
odaklanamadık...
Ne hükümet, ne de diğer siyasi partiler...
Türkiye'de tarımda 800 bin kooperatif
üyesi var...
Bu aileleriyle birlikte 3 milyonluk bir kitle
demek...
Siyasi partilerin bu konudaki politikalarını
bilmek hakları...
Sadece onların mı?
Hepimizin...
Tarım ve tarım politikaları A'dan Z'ye tüm
ekonomik birimleri ilgilendiriyor.
En sanayileşmiş, en gelişmiş ülkelerin
tarımdan kopmamadaki ısrarı
düşündürücü...
Tarıma verdikleri maddi destekler de...
Adeta haddi hesabı yok...
Avrupa'da tarımdaki nüfus toplamın
yüzde 14'ü...
Tarımın 27 üyeli AB'nin toplam gayri safi
hasılasının içindeki payı sadece yüzde 3...
Buna rağmen;
AB bütçesinin yüzde 43'ü tarıma destek
olarak veriliyor.
Yaklaşık 58 milyar euro...
Tarım AB için o kadar önemli ki...
Mevzuatının 3'te birinden fazlası tarımla
ilgili...
AB müktesebatının on binlerce sayfası
aralarında ilk uzlaştıkları konu olan "Ortak
Tarım Politikası"na ilişkin...
Kooperatifçiliğe de AB'de çok önem
veriliyor...
AB'deki kooperatiflerin cirosu 230 milyar
euro...
Desteklerin yüzde 75'i de onların
oluşturduğu kooperatifler aracılığıyla
dağıtılıyor...
Şimdi, bu bilgiler ışığında dönüp
Türkiye'ye yeniden bakalım...
30 yılda Türkiye'nin nüfusu 44.7
milyondan 73 milyona çıktı...
Yüzde 43.9 olan şehirleşme oranı da
yüzde 75.5'e...
1980'de tarımda çalışanların toplam
çalışan nüfusa oranı yüzde 50.6'ydı...
Bugün yüzde 25.2...
Küçük, orta ya da büyük...
Türkiye'de tarım alanında 3 milyon 21
bin işletme var...
5 milyon 683 bin kişi tarım alanında
çalışıyor...
727 ziraat odasına 4.5 milyona yakın
çiftçi kayıtlı...
Türkiye'de hane sayısının 18 milyonu
aştığı göz önüne alındığında tarımın
toplumsal yaşamdaki ağırlığının bir hayli
azaldığını söylemek yanlış olmaz...
"Yetmez, daha da azalmalı" diyenler var...
"Tarım, Türkiye'nin en büyük sosyal
güvenlik kuruluşu. Daha fazla
zayıflatmayın" diyenler de...
Tartışma süre dursun, üretici uygulanan
politikadan şikayetçi...
Dünyadaki sübvansiyonlar ile
karşılaştırılınca, tarım ürünlerine verilen
desteğin yetersiz olduğunu savunuyorlar...
Uygulanan doğrudan gelir desteğinin ise
yeterince fayda sağlamadığını...
Üretici, yasal haklarının bile
kullandırılmadığı görüşünde...
"Nasıl yani?" diye sorduk...
Şunları söylediler:
Türkiye'de tarıma yasayla belirlenmiş bir
destek oranı var.
Yasa "Ulusal gelirin yüzde 1'i tarıma
destek olarak verilir" diyor.
Ancak tarıma aktarılan destek bu yasal
oranın yarısı...
2010 ulusal gelirine göre, tarımın 11
milyar lira alması gerekiyordu.
Tam rakamı istiyorsanız 10 milyar 980
milyon TL...
Ama verilen 5 milyar 807 milyon lira
oldu...
Anlaşılan tartışma sürecek...
Bence sürsün de...
Bu stratejik konunun daha fazla tartışması
Türkiye'nin zararına değil...
Aksine yararına...
Çünkü gelişmeler ve veriler ortaya
koyuyor ki...
Dünyanın yeni gerçeklerine uygun yeni bir
tarım politikası oluşturulması hayati
önemde...
Tabii, TARİŞ gibi "iyi kooperatifçilik
örneği" kuruluşları...
Üreticileri de bu tartışmaya katarak...
Unutmayalım, üreticiler oluşumuna
katıldıkları politika ve stratejilere daha
kolay uyum sağlayabilir.
Türkiye'ye yakışan, onurlu bir tarım
politikası oluşturulabilir...
Yeter ki, Cahit Çetin'in dediği gibi,
"Siyasetçisinden gazetecisine,
sanayicisinden tüketicisine herkes tarıma
ilişkin bakış açısını değiştirsin..."