Küresel ekonominin ağustos böcekleri ve karıncaları

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Financial Times yazarı Martin Wolf "Ağustos Böceği ve Karınca" fablını günümüze uyarlıyor. Wolf'e göre, karıncalar Almanya, Çin ve Japonya.  Ağustos böcekleri ise ABD, İngiltere, Yunanistan, İrlanda ve İspanya.  Wolf'ün bu masaldan çıkardığı sonuç şu: "Sürdürülebilir bir refaha ulaşmak istiyorsanız, ağustos böceklerine borç vermeyin." 

Ağustos böceği bütün yaz, saz çalıp şarkı söyler. Kış geldiğinde ise yiyecek hiçbir şey bulamaz. Sonunda, yaz boyunca çalışmış olan karıncanın kapısını çalar ve ondan yiyecek ister. "Bütün yaz ne yaptın? Hep saz çalıp, şarkı söylemek olmaz. Sen de çalışsaydın" diyen karınca ise, kapıyı suratına kapatır.

La Fontaine'in Ağustos Böceği ile Karınca fablını herkes bilir. Financial Times ekonomi yazarı Martin Wolf, bu fablı günümüz ekonomisine uyarlıyor. Wolf'e göre, karıncalar Almanya, Çin ve Japonya. Ağustos böcekleri ise ABD, İngiltere, Yunanistan, İrlanda ve İspanya. 

Wolf, bu iki taraf arasındaki ilişkiyi oldukça ironik bir şekilde ortaya koyuyor: "Karıncalar, ağustos böceklerinin satın almak istediği çekici mallar üretiyorlar. Ağustos böcekleri bunun karşılığında, karıncalara herhangi bir şey isteyip istemediklerini soruyorlar. Karıncalar ise, 'Hayır. İstediğimiz hiçbir şeye sahip değilsiniz. Belki deniz kenarında bir ev olabilir. Biz de size borç para veririz. Böylece siz bizim ürünlerimizden yararlanırsınız. Biz de para biriktirmiş oluruz' cevabını veriyorlar."

Wolf'a göre bu alışveriş ilk başlarda hem karıncaları hem de ağustos böceklerini mutlu ediyor. Çünkü karıncalar, kazandıkları paraları güvenli olduğu söylenen bankalara yatırıyorlar. Bu bankalar da, ağustos böceklerine borç veriyor. Ağustos böceklerinin bir süre sonra hiçbir şey üretmeye ihtiyaçları kalmıyor, çünkü ihtiyaç duydukları her şeyi karıncalardan çok uygun fiyatlara satın alabiliyorlar. Bu arada karıncalar, her şeyi üretmelerine rağmen, ağustos böceklerine ev, ticaret merkezi veya toplu ofis alanlarını satmıyorlar. Dolayısıyla, evleri veya ticaret merkezlerini ağustos böcekleri inşa etmeye devam ediyor. Bu sırada ağustos böcekleri toprak fiyatlarının hızla artığını fark ediyorlar. Bunu karşılayabilmek için bankalardan daha fazla kredi alıyorlar, daha fazla inşaat yapıyorlar ve daha fazla para harcıyorlar.

"Karınca gibi davranma sözü verin"

Wolf, bu noktada farklı karınca kolonilerinin hareketlerine odaklanıyor. İşte masalın devamı:

"Alman karınca kolonisi, çok sayıda küçük ağustos böceği kolonisinin yakınında duruyor. 'Sizinle arkadaş olmak istiyoruz. Neden hepimiz aynı parayı kullanmıyoruz? Ama önce, her zaman karınca gibi davranacağınıza dair söz vermek zorundasınız' diyor Alman karıncalar. Bunun üzerine ağustos böcekleri birkaç sene boyunca karınca gibi davranma testinden geçiyorlar. Ortak parayı kullanma hakkını kazanıyorlar. Belli bir süre boyunca herkes mutlu bir şekilde yaşıyor. Fakat bir gün ağustos böceklerinin kolonisinde toprak fiyatları tepe noktasına ulaşıyor. Bu durum, karıncalara ait olan bankaların sinirini bozuyor. Bankalar paralarını isteyince, borçlu ağustos böcekleri satış yapmak zorunda kalıyorlar. Bu da zincirleme iflasları, iş kayıplarını beraberinde getiriyor. Alman karıncalar, bugüne kadar oluşturdukları rezervlerin bir işe yaramadığını görüyorlar, çünkü ağustos böcekleri onlara güneş altında ucuz evlerden başka bir şey veremiyorlar."

Asya'da çok sayıda karınca yuvası var

Wolf, masalına kurtarma planları, vergilerin artırılması, masrafların azaltılması, ağustos böceklerinin gerçek bir resesyon sürecine girmeleri, Alman karıncaların sonunda borçları ertelemeye karar vermesi  ile devam ediyor. "Fakat Alman karıncalar, bu deneyimden ders almadılar ve mallarını, yeni borçlanmalar karşılığında daha uzak kolonilere satmaya başladılar" diyen Wolf, özellikle Asya'da çok sayıda karınca yuvası olduğunu söylüyor. Bu karınca yuvalarından biri Japonya. Japonya, büyük ölçüde Almanya'ya benziyor. Çok daha büyük bir karınca yuvası olan Çin ise, aynı zamanda en fakir yuvalardan birisi. Her iki yuvanın da amacı ağustos böceklerine ucuz mal satarak zengin olmak.

Wolf'un masalının bundan sonrası bir hayli ilginç:

"Bankaya 100 dolar borcunuz varsa, bu sizin sorununuz; 100 milyon dolar borcunuz varsa, bu bankanın sorunu"   

"Asya için, ABD adında son derece sanayileşmiş ve büyük bir ağustos böceği kolonisi var. Asyalı karıncaların ABD'li ağustos böcekleri ile olan ilişkisi, Almanya'nın diğer kolonilerle ilişkisine benziyor. Tek fark şu: ABD'de kriz yaşadığında ve ağustos böcekleri harcama yapmaya son verdiklerinde, hükümet, 'Tehlikeli bir süreçteyiz. Harcamaları kesin' demek yerine 'Ekonominin işlemeye devam etmesi için daha fazla harcamamız gerekiyor' diyor. ABD hükümetinin, bu tutum karşısında sinirlenen Asyalılara verdiği cevap ise şu: 'Bize borç vermenizi isteyen bir değiliz. Hatta bunun bir çılgınlık olduğunu bile söyledik. Bugün hedefimiz, ABD'li ağustos böceklerine istihdam yaratmak.  Eğer bize borç vermek istemiyorsanız, paranızın değerini artırın. Eğer bir bankaya 100 dolar borcunuz varsa, bu sizin sorununuzdur. Eğer bir bankaya 100 milyon dolar borcunuz varsa, bu bankanın sorunudur."

Ve masalın sonu

Bundan on sene sonrasında ABD'nin borçlarının dev boyutlara ulaşacağını ve Çinli karıncaların tek çaresinin borçları karşılığında ABD'den ürün istemek olacağını söyleyen Wolf, ABD'li ağustosböceklerinin bu talep karşısında kahkahalarla güleceklerini ifade ediyor. "Bunun sonunda Çinli karıncalar tüm ekonomilerini kaybedecekler ve bazıları açlıktan ölecek" yorumunu yapan Wolf'ün, bu masaldan çıkardığı ders ise son derece açık: "Sürdürülebilir bir refaha ulaşmak istiyorsanız, ağustos böceklerine borç vermeyin." 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar