Küresel ekonominin açmazdaki politikaları

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Politik sağduyu ekonomi potasında eritilmedikçe, er ya da geç kriz gerçeğiyle yüzleşilir. Gelişmişlerin politik karar karnesi zayıflarla doldu. 2012 sonunda ABD başkanlık seçimi, 2012 ilkbaharı Fransa başkanlık seçimi, 2013 sonu Almanya şansölye seçimi, işte bu nedenle korkutuyor. Kararsızlık, ekonomileri sarabilecek ciddi bir riske dönüşüyor.

2008'den bu güne süren kurtarmalar 3 kanaldan işlediler. İlki acil likidite desteği; ikincisi her türlü sorunlu aktifi ve finansal kuruluşu satın almak, üçüncüsü ise birleşme ve satın almamaları teşvik edici olmaktı. Gelelim bugüne: Ekonomilerin basınç ölçeri VIX, 20-25 arasındaki sakinliği çağrıştırır. 35-45 arasına yüksekliğinde, önemli bir kararsızlığı işaret eder. Tedirgin bir haftaya 37.92 seviyesiyle giriyoruz.                                                                                                                                                                                                                                                                                        Yanlış durakta beklemek

Krugman, yanlış teşhisin hastalığı kronikleştirici etkisine işaret ediyor. ECB 2008'de emtia fiyatlarındaki artışlara rağmen, resesyona karşı faiz artışına gitmişti. Korkulan o ki, ECB geçen zaman içinde krizden ders almadı. Düşük seviyeli enflasyon hedeflenmesi, fiyat istikrarını yüceltiyor. "Önümüzdeki 5 yılda %1 civarındaki bir enflasyon hedeflemesi halinde, Euro projesini bir bütün olarak ölüme terk edilir" diyor Krugman. Trichet'in itibarını kurtarmak adına, bu çarpık faiz artışı adımı geri de alınamayor. Bizde durum farklı mı acaba

Fiyat istikrarını savunmak

Dalgalı kur, Merkez Bankası'nın enflasyon hedeflemesi paralelinde kullanıldıkça; serbest dalgalı kur sistemi, yerine kirli dalgalı kur sistemine bırakıyor. Bankanın para polikası, dört destek üzerinde duruyor. İlki, fiyat istikrarı; bu politika için TL'yi savunmaktan, ters repo ihaleleriyle piyasadan para çekmekten, likidite koşullarını sıkı kontrolde tutmaktan çekinilmiyor. İkincisi, kredi artışının frenlememek. Üçüncüsü, sıcak paranın girişinin sınırlanması. Sonuncusu da, finansal istikrarın sağlanması... Banka, "dövizde dalgalanmalara müdahale etmemek, enflasyonu %2 kadar artırabilecektir" diyor. Dövizdeki ani çıkışların kırpılmasıyla sağlanan fiyat istikrarı; borç deflasyonunu, durgunluk, işsizlik, üretimde kapasite düşüşü, çıktı açığı pahasına sağlanıyor.

Düğüm

Gelişmiş ülkelerde krizin faturası, döndü dolaştı vergi mükellefine, mudiye, hanehalkına kesildi yine. Enflasyonun da bir çeşit vergi olduğunu, enflasyon yaşadığımız yıllardan iyi biliyoruz. Paranın tura yüzündeki fiyat istikrarını, yazı yüzünde; durgunluk, işsizlik, sosyal patlamalar karşılıyor. Tek siyasi parti, FDF, düşük dış borç yükü, IMF'le güçlü ilişkiler; tüm yanlış adımların üstüne sıva çekebiliyor. Göreceli olarak daha iyi konumdaki ekonomimizin avantajlarının sunduğu opsiyonu kullanıyoruz. Gün gelip, krizde saatler bitmeye döndüğünde, işte o zaman acısı çıkar bu hataların. Koşan bir atletin bacağını çalılara çizdirip, ayağını burkmasına karşın terliyken bir şey hissetmeyip acısının sonradan çıkması gibi bir şey.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar