Küresel ekonomi için bir umut ışığı

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

FRANK APPEL - Deutsche Post DHL Grubu İcra Kurulu Başkanı

Çok tarafl ılık giderek güç kaybediyor. Serbest ticaret de öyle. Birleşmiş Milletler (BM) veya Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’nün anlamlı bir gelişmeye yol açacak her önerisi, insanlara giderek daha az güven veriyor. Şüphesiz, küreselleşmenin akışı hızlı oldu. Ortaya çıkan tedirginlik hissi, anlaşılabilir bir durum.

Çeşitli çevrelerde yaşanan rahatsızlıklar göz önünde bulundurulduğunda, genel konjonktürde önemli bir ilerleme kaydedildiğinde buna kayıtsız kalınması neredeyse beklenen bir durum haline geldi. Şu an işte böyle bir dönemden geçiyoruz.

2013 yılında kabul edilen Ticaretin Kolaylaştırılması Antlaşması (TFA), yürürlüğe girdi. Dünya Ticaret Örgütü’nün 100 üye ülkesinden üçte ikisinin antlaşmayı onaylaması ile gerçekleşti.
Ancak belki de teknokratik niteliğinden dolayı TFA şimdiye kadar büyük ilgi görmedi. Küresel ticaretle ilgilenen gözlemcilerin bile birçok zaman bu kısaltmanın karşılığı hakkında en ufak bir fikirleri yoktu.

Yine de özellikle gelişmekte olan ülkeler için büyük bir antlaşma. TFA ticari faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmeler için fırsat eşitliği yaratmanın anahtarı.

Özünde TFA küresel bir kapsayıcılığı genişletmeyi hedefler. Bunu birtakım ülkelerin sınırları konusundaki verimsizlikleri ve rantla mücadele ederek yapar.

Günümüzün küresel ekonomisinde dahi, gelişmekte olan ülkelerdeki pek çok girişimci gümrüklerdeki bürokratik engeller ve kompleks prosedürler nedeniyle sınırlar arası ticaret potansiyelinden tümüyle faydalanamıyor.

TFA’nın amacı duvarları kaldırmak

Dünyaya milyonlarca iş insanının gözüyle bakalım: TFA, bir taraftan, e-ticaret dünyası ve internetin gücü, doğrudan küresel piyasalara giriş sağlamayı onlara taahhüt ediyor. Bu da iç piyasadaki müşterilerinden daha fazla sayıda müşteri potansiyeli demek. Diğer taraftan da onlar önlerinde duran asıl engellerle, “duvarlarla” yüzleşmeye devam ediyorlar. TFA’nın asıl amacı da bu duvarları kaldırmak aslında. Aynı gün teslimat yapılan bir dünyada, dijitalleşen akıllı telefon çağında, şeffaf kuralların olmayışı ve kağıt kullanımındaki ısrar asla Kabul edilemez.

Ticaretin demokratikleşmesine yönelik bir başka önemli adım ise sözde mikro girişimciler için özel bir önem taşıyan e-ticarettir. Bu onlara geçmişte kendilerine kapalı olan uzak piyasalara giriş olanağı sağlardı.

Gümrük süreçlerinin dijitalleştirilmesi gibi adımlarla küresel ticarete yönelik bu engellerin üstesinden gelmek de TFA’nın kapsamına girmekte.

Kabul etmek gerekir ki bu her şeyi değiştirecek bir antlaşma değil. Ama zaten her şeyi değiştiren antlaşmalar geçmişte kaldı. İlerleme kaydetmek için küçük adımlar atmamız gereken bir dönemde yaşıyoruz. Bazılarına göre yeterli olmayabilir, ancak en nihayetinde insani koşulların bir yansıması.

TFA vasıtasıyla bu ülkeleri – Ruanda ve Sri Lanka’dan Kırgizistan ve Jamaika’ya kadar – şeff af ve basit kurallar benimseyerek, küresel ekonominin bir parçası yapabilsek, bu bize başarı olarak yeter. Eninde sonunda küresel ticaretin amacı da budur zaten. Ve eğer bu ülkeler, daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekmek, daha fazla şeffafl ık ve liyakat aracılığıyla bölgesel merkez haline gelmek istiyorlarsa sürpriz olmayacaktır. Bu başarı ülkelerin komşuları için de umut vadeden bir unsur olacaktır. Bunlar, bölgesel ekonomiyi harekete geçiren itici güçlerdir. TFA, enformasyon teknolojileri ile güçlendirilmiş otomasyona ve şeffaf regülasyona dayanarak bu maliyetleri düşürecekse küçük ve orta ölçekteki işletmeler bu antlaşmaya ulaşılması konusunda istekli olmaları beklenir. Zaten ülkeler şeffaf kuralları olan ve bunları etkin işleten ülkeler artan bölgesel ve küresel ticaret ilişkileri aracılığıyla yüksek kamu geliri elde ederler.

Eğer TFA, sınırların ve uzun mesafelerin – ki bunlar hala gelişmekte olan ülkelerin büyüme fırsatlarının en büyük engelidir – küresel ticaretteki etkisini azaltırsa bunu memnuniyetle karşılamalıyız.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki insanlara hizmet eden küreselleşme, daha iyi bir yaşam sürmek ve küresel ekonomiye katılmak için daha fazla fırsat sağlamıştır. Dolayısıyla küresel ekonomik pasta küçülmedi, aksine genişliyor. Ticaretin Kolaylaştırılması Antlaşması da bu yönde daha fazla ilerleme sağlayacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar