Küresel dalgaya teğet geçemedik

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Dünya ekonomisi 1929 bunalımından buyana görülen en ağır kriz riski ile karşı karşıya. İpotek kredilerindeki bozulmanın mali sistemi tehdit eden boyuta vardığını gören ABD ve Avrupa toplam 3.2 trilyon dolara ulaşan bir kurtarma paketi açıkladı.

Yaşanmakta olan finansal krizin boyutu geçmişte yaşanan krizlere göre daha büyük. Bu yüzden özel sektörün sermaye koymasıyla kriz çözülemedi. Sepetteki çürük elmaların çokluğu para ve kredi piyasalarının işlemesini durdurdu.

Merkez Bankasının faizleri indirmesine rağmen kredi piyasası açılamadı. Sorunun çözülmesi için bankacılık sektörünün bilançosunun temizlenmesi ve sermaye yapısının güçlendirilmesi gerekiyor.  Bunun için 3 trilyon dolardan fazla kamu kaynağı kullanılacak

Kurtarma paketinin hayata geçirilmesiyle birlikte banka bilançolarındaki kanama duracak. Ancak yaranın iyileşmesi -hane halkının borcunun sürdürülebilir seviyelere indirilmesi- sürecinde ABD, Avrupa ve Japonya'nın eş anlı olarak durgunluğa girmesi ihtimali yüksek.

Uygulanmakta olan sıkı maliye ve para politikaları sayesinde Türkiye küresel piyasalardaki dalgalanmalara karşı eskisine göre çok daha dirençli. Kamu maliyesi ve bankacılık sektörü geçmiş yıllara göre çok daha sağlam.

Ancak son yıllarda elde edilen kazanımlara rağmen Avrupa ekonomisine bağımlılığımız ve özel sektörün kısa vadeli dış borcunun yüksekliği yüzünden Türkiye ekonomisi dış şoklardan olumsuz etkileniyor.

Avrupa'nın yavaşlaması ve küresel borçlanma kanallarındaki daralma Türkiye ekonomisini vurmaya başladı. Toplam ihracatımızın %60'ına yakınını oluşturan Avrupa durgunluğa girmek üzere. Petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş petrol üreticisi komşu ülkelerimizin büyümesini aşağıya çekmeye başladı.

Sanayicimiz ihraç pazarlarını çeşitlendirerek durgunluğu aşmaya çalışıyor. Ama kısa vadede yapılabilecekler sınırlı. İhracatımızın %50'den fazlasının otomotiv ve demir çelik gibi ekonomik büyümeye duyarlı ürünlerden oluşması işi zorlaştırıyor 

Buna ek olarak, özel sektörün döviz borcunun yüksekliği ekonomi için büyük bir risk oluşturmaya başladı. Yatırımlarını döviz borçlanarak yapan şirketlerin açık pozisyonu ekonomiyi tehdit edecek büyüklüğe ulaştı. 2008 yılı ilk üç ay itibariye finans dışı özel sektör şirketlerinin 74 milyar dolar uzun vadeli,1.5 milyar dolar kısa vadeli açık pozisyonu bulunuyor.

2009 yılında finans dışı özel şirketlerin 30 milyar dolar orta vadeli döviz borç ödemesi yapacağını tahmin ediyoruz. Özel şirketlerin ve bankaların 2009 yılı toplam borç servisi 70 milyar dolara yaklaşıyor. Küresel mali sistemin daraldığı bir ortamda bu borcun çevrilmesi kolay değil.

IMF ile yüklü bir standby programı üzerinde anlaşmaya varılmaması durumunda rezervlerin 15-20 milyar dolar azalması ve Türkiye ekonomisinin durgunluğa girmesi riski var. Bu zorlu süreçten nispeten az hasarla çıkmamız için,  AKP hükümeti'nin politik kaygıları bir yana bırakıp, IMF ile bir "standby" imzalaması ve reform programını hızlandıracak bir paket açıklaması zorunlu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019