Küresel büyümenin motoru: 5G
İnsanlar arasında, sınırlar arasında ve farklı cihazlar arasında sürekli iletişimi mümkün hale getiren mobil ağlar bugün hem ekonomik büyümenin hem de toplumsal eşitliğin en önemli motoru konumunda.
Ericsson CEO’su Börje Ekholm, Dünya Ekonomik Forumu için kaleme aldığı makalede, Imperial College of London ile gerçekleştirdikleri bir araştırmadan bahsediyor. Araştırmaya göre, genişbant erişiminde yüzde 10’luk artış, ekonomilere göre yüzde 0.6 ila 2.8 oranında değişebilen bir ekonomik büyümeye yol açıyor. Bu da, 500 milyar dolar ila 2 trilyon dolar arasında bir miktara denk geliyor.
Ekholm, mobil teknolojilerin getirdiği değişimin inanılmaz boyutta olduğunun altını çiziyor. Verdiği rakamlar bunu kanıtlar nitelikte;
İlk mobil telefon kullandığımız yıllar 1980’lere dayanıyor.
O tarihten bugüne dünya genelinde mobil abone sayısı 7.8 milyara ulaşmış durumda. Bu sayının 2023’te 9.1 milyara ulaşması bekleniyor.
Mobil telefonlar ilk başta sadece konuşmak amacıyla kullanıldı. Bu 2G teknolojisiydi. 3D teknolojisi ile işin içine veri girdi. 4G, 3G’ye hız getirdi. Müzik ve video yayın hizmetleri geliştirildi. Alışveriş, masaüstü bilgisayarlar ve laptoplardan mobile taşındı.
2.5 milyar insanın 3G’ye ulaşması sekiz yıl alırken; 4G’ye geçiş sadece beş yıl sürdü. 4G sürecinde büyük internet şirketleri inanılmaz bir büyüme sürecine girdi. Bugün ise mobil ağlardaki trafik yılda yüzde 50 büyüme kaydediyor.
Bir sonraki mobil devrim: 5G
Mobil ağlardan bahsederken öne çıkan en önemli özellik hız. 5G, 4G’den 10 ila 100 kat daha hızlı. Fakat 5G’nin daha önemli bir özelliği gecikme unsurunu ortadan kaldırarak, neredeyse “gerçek zamanlı” iletişimi sağlaması.
2G, 3G ve 4G insanlar arasındaki iletişimi temel alırken, 5G makineler arasındaki iletişimi temel alıyor.
Bu sayede, fabrikalardaki makineler kablosuz hale geliyor; buluta daha fazla veri yükleniyor; robotlar ucuzluyor; üretim esnekleşiyor.
Bu arada 5G sadece teknoloji ile ilgili bir konu değil; önemli politikaları da beraberinde getiriyor. Hükümetlerin, yeni teknolojiler için gerekli olan altyapının gelişiminde önemli bir rol üstlenmeye devam etmeleri gerekiyor. 2G, 3G ve 4G’nin yaygınlaşması için küresel bir spektrum uyumu sağlanmıştı. Aynı uyumun 5G için de sağlanması gerekiyor.
Ekholm’ün dikkat çektiği bir konu daha var. O da, 5G’de trafiğin eşit şekilde yaratılmayacağı. Yani, 5G’de hizmet sağlayıcılar, farklı erişim seviyelerinde farklı hizmetlerle eşleşebilecekler. Bu kavram “ağ dilimi” olarak tanımlanıyor. Otonom otomobiller ve uzaktan ameliyat gibi kritik uygulamalar için, hizmetin kesintisiz olarak sağlanması amacıyla, özelleştirilmiş ağ dilimlerine ihtiyaç duyulacak.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne odaklanan çözümler
Toplum genelinde bakıldığında, bu paradigma değişiklikleri, dünyanın yaralarını sarmaya katkıda bulunabilecek güçte.
Ekholm’ün de dediği gibi bugün devletler gibi şirketler de Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefl eri’ne (SKH) odaklanıyorlar ve bu hedefl ere ulaşacak çözümler üretmekte iletişim teknolojilerini ortak bir platform olarak görüyorlar. Nasıl mı?
Örneğin şehirlerde, sokaklar otomobillerle iletişime geçerek yol bilgisi verecekler; sürücünün karanlıkta farketmediği bir yayayı görüp, uyarıda bulunacaklar.
Bu yeni dünyada sokak ışıklarına bile ihtiyacımız olmayacak. Böylece 11. SKH olan sürdürülebilir şehirler ve toplumlar hedefi ne yaklaşacağız.
Ev aletlerindeki sensörler sayesinde su ve elektrik tasarrufu sağlayacağız; iklimden zarar görmemizi engelleyecek erken uyarı sistemleri; toprak, su ve ısı veri sistemleri ile tarım ve gıda üretimini iyileştireceğiz.
Sağlıktan, eğitime, ulaşımdan, imalata her alandan çok sayıda örnek vermek mümkün.
Ekholm’un da dediği gibi, büyük değişimler kapıda. Ama işin en önemli tarafı bu değişimleri görmek ve doğru yönetmekte.
Bakın ne diyor Ekholm: “Sektördeki 30 yıllık deneyimim gösterdi ki, yasalar ve düzenlemelerde öngörülebilirlik olmaması, serbest ticaretin ve rekabetin engellenmesi veya sermayeye ulaşımın sınırlı olması yatırım kararlarının yavaşlamasına veya durmasına neden oluyor. İletişim temelli şirketler; bu hizmetleri kullanan insanlar ve iyi bir yatırım ortamı sağlayabilecek kamu kurumları arasında işbirliği sağlamalıyız. Telekom, toplumumuzun ve ekonomimizin her alanında akıllı insanların eline akıllı cihazlar veriyor. Mobil ağlar olmadan inovasyonların yaygınlaşması veya hayata geçmesi mümkün olamaz. Bugün bizim temel inovasyon platformumuz olan mobil ağlar, yarın da, akıllı, esnek ve güvenli ağlar olmaya devam edecekler.”