Küresel büyümede yumuşak iniş

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Dünya piyasalarındaki satış dalgası yerini yeniden iyimser rüzgarlara bıraktı. Avrupa'nın çevre ülkelerindeki borç krizi ve ABD ekonomisinde çift dipli durgunluk endişeleri yerini yumuşak inişe bıraktı. ABD şirketlerinin 2. çeyrek karlarının beklentilerden iyi gelmesi, Avrupa bankacılık sektörü üzerinde yapılan stres testinden stresli bir sonuç çıkmayacağının anlaşılması ve borç sorunu yaşayan Avrupa ülkelerinin piyasalardan rahatlıkla borçlanabilmesi Temmuz ayı başından buyana dünya borsalarında önemli bir yükselişe neden oldu.

Yatırımcılar bardağın dolu tarafını görmeyi tercih ediyor

RBC Capital Markets tarafından, 4.1 trilyon dolar yöneten bir yatırımcı grubu ile, yapılan bir ankete göre fon yöneticilerinin üçte ikisi dünya piyasalarındaki yükselişin devam etmesini bekliyor. Fon yöneticilerinin iyimserliği küresel büyüme ile ilgili olumlu beklentilerinden kaynaklanmıyor. Tam tersine katılımcıların yarıdan fazlası küresel büyümede yumuşak bir iniş bekliyor ve gelişmiş ülkelerin büyüme hızı konusunda özellikle endişeliler. Piyasalardaki çıkışın arkasında enflasyon beklentilerindeki gerilemeye paralel para politikasının gevşek kalacağı ve küresel likiditeyi destekleyeceği öngörüsü yatıyor.

Küresel büyüme yılın ilk yarısında beklenenden güçlü

Uluslararası Para Fonu (IMF) Temmuz ayı Dünya Ekonomisinin Görünümü raporunda ilk yarı performansına dayanarak 2010 yılı küresel büyüme tahminini %4'ten %4,5'e yükseltti. 2011 yılı büyümesini ise değiştirmeyerek %4.25 seviyesinde tuttu. Avrupa'dan gelen durgunluk işaretlerine rağmen küresel büyüme yılın ilk yarısında güçlü kaldı. Global ekonomideki canlanma ağırlıklı olarak düşük baz yılının ardından gelen döngüsel büyümeye dayanıyor. Ancak bizce bu döngüsel canlanmanın kalıcı ve sürdürülebilir bir büyümeye dönüşmesinin önünde önemli engeller var.

Ancak Avrupa'dan gelen durgunluk sinyalleri endişe verici

Doğu ve Güney Avrupa ülkelerinde kamu ve özel sektör borç yükündeki aşırı yükseliş, bu ülkelere borç veren bankalardan başlayarak Avrupa'nın geneline yayılan bir satış dalgasına neden oldu. Avrupa'nın önde gelen ülkeleri ve IMF tarafından açıklanan 750 milyar avro tutarındaki paket ve bankacılık sektöründe yapılan stres testleri sonrasında piyasalardaki panik büyük ölçüde kontrol altına alındı. Ancak borç seviyesinin sürdürülebilir seviyeye inmesi için alınacak mali önlemlerin küresel büyümeyi aşağı çekmesinden endişe ediliyor.

Gelişmekte olan ülkelerin büyümesinde yumuşak iniş bekleniyor

Avrupa'dan gelen durgunluk sinyallerinin gelişmekte olan ülkelerin büyümesini aşağı çekmesi kaçınılmaz. Çoğu gelişmekte olan ülke için Avrupa ABD ekonomisi kadar büyük bir piyasa. Ancak gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere göre daha iyi performans göstereceklerinde herkes hemfikir. Kamu borçlarının düşüklüğü, bankacılık sektörlerinin güçlü olması ve iç tasarrufların yüksekliği gelişmekte olan ülkelerin küresel durgunluğa rağmen görece hızlı büyümesini sağlayacak.

Para politikasındaki ayrışma devam edecek

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızındaki ayrışma kendini para politikasında da gösteriyor. Kaynak kullanım oranlarının düşüklüğü ve büyümenin zayıf olması gelişmiş ülke merkez bankalarının genişleyici para politikalarını uzun süre sürdürmelerini sağlayacak. Maliye politikalarını sıkılaştırmak zorunda kalan ve küresel rekabet sorunuyla boğuşan Avrupa ülkelerinde para politikasının uzun süre gevşek kalması bekleniyor. Buna karşı hızlı büyüyen, kaynak kullanım oranı kriz önceki seviyelere yaklaşan gelişmekte olan ülkeler para politikalarını sıkılaştırmaya başladılar. Söz konusu eğilim gelişmekte olan ülke paraları üzerinde carry trade imkanını artırıyor

Gelişmekte olan ülkelere para girişi devam ediyor

Küresel sermaye son dönemde ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülke tahvil fonlarına yöneliyor. 2010 yılının ilk altı ayına yönelik EPFR verisi gelişmekte olan ülke hisse senedi fonlarına girişin geçen seneki 35 milyar dolar mertebesinden 18 milyar dolara gerilediğini gösteriyor. Buna karşı aynı dönemde gelişmekte olan ülke tahvil fonlarına giriş 10 milyar dolardan 18 milyar dolara yükseldi. Gelişmekte olan ülke tahvil fonlarına girişin hızlanmasında gelişmiş ülke borçlanma piyasalarında yaşanan sorunların etkili olduğu tahmin ediliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019