Küresel büyüme ve enflasyon verileri ön planda
Yeşim Sarışen / Yapı Kredi Yatırım
28 - 29 Haziran 2012'de Avrupa Birliği liderler zirvesinde krizi çözmeye yönelik bazı temel kararlar alınmıştı. Bu kararların ardından, Eylül ayındaki Avrupa Merkez Bankası (ECB) tahvil alım planı ve FED'in düşük faiz politikasının, 2014'ün ikinci yarısından 2015 ortasına uzatılmasını ve mortgage destekli varlıkların süresiz satın alınmasını içeren yeni parasal genişleme adımları, risk iştahında artışı destekledi.
Bundan sonraki dönemde ise özellikle küresel büyüme ve enflasyon verilerinin daha önemli hale geldiğini düşünüyoruz. FED ve ECB'nin aldığı bu kararların reel ekonomiye ne oranda yansıdığı, piyasaların odaklanacağı ana konulardan biri olacak diyebiliriz. ABD ve Çin'deki büyüme trendleri ile birlikte Euro Bölgesi borç problemi başlığı altında Yunanistan'ın yardım dilimi alıp alamayacağı ve İspanya'nın tam kapsamlı yardım talep edip etmeyeceği ile ilgili gelişmeler ana konular. ABD'deki bütçe tartışmaları ve Kasım ayındaki seçimler de diğer önemli noktalar. Yurtiçinde de piyasaların büyüme ve enflasyon dinamiklerine odaklanmasını bekliyoruz.
İspanya'nın tam kapsamlı finansal yardım isteyip istemeyeceği odak noktasında yer alırken, basında İspanya Ekonomi Bakanı'nın yardım istemek için acele etmeyecekleri yönündeki açıklamaları ön planda. Ayrıca Der Spiegel'de yer alan ESM'nin (Avrupa İstikrar Mekanizması) büyüklüğünün kaldıraçla iki trilyon euronun üzerine çıkarılabileceği haberi de dikkat çekici. Fakat haberin orijinali okunduğunda yaklaşık bir senedir gündemde olan konu hakkında pek yeni noktalar bulunmadığını görüyoruz.
Yunanistan'da ise 180 milyar euroluk yardım programı için bütçe kesintileri ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Wall Street Journal'da yer alan ve soru işareti yaratan haberde ise Troyka'nın Ekim ayında açıklayacağı değerlendirme raporunda, hükümetin hedeflerin gerisinde kaldığını ve program sonunda Yunanistan'ın sürdürülebilir bir borç oranına ulaşamayacağını rapor edeceği ifade ediliyor.
Makro veri tarafına bakacak olursak bu hafta genelinde ABD'de tüketici güven endeksi, yeni konut satışları, dayanıklı tüketim mal siparişleri ve revize büyüme rakamları takip edilecek. Bu noktada dayanıklı tüketim mal siparişlerinde, uçak siparişindeki düşüşle birlikte manşet rakamında sert düşüş yaşanmasının beklendiğini de not edelim. Avrupa tarafında ise İspanya'da daha önce 60 milyar euro tutarında olduğu ifade edilen bankacılık sektörü sermaye ihtiyacı ile ilgili sonuçlar ve İngiltere revize 2. çeyrek büyüme rakamı ön planda. Ayrıca Japonya sanayi üretimi ve Ağustos ayı TÜFE rakamının ana konular arasında olmasını bekliyoruz.