Küresel büyüme S.O.S. veriyor
2012 yılının üçüncü çeyreği tarih kitaplarındaki yerini alırken bu dönemde büyümeye ilişkin verilerin ise hiç de iç açıcı olmadığı görülüyor. Avrupa ile başlamak gerekirse hem PMI İmalat hem de PMI Hizmet Endeksleri söz konusu dönem boyunca sınırlı toparlanma sinyallerine karşın büyümeyi daralmadan ayıran 50 seviyesinin altında kalarak bölge ekonomisine ilişkin endişelerin ne derece haklı olduğu sonucunu net bir şekilde ortaya koydu. Ekonomik aktivitedeki zayıflığı gözler önüne seren bu rakamlar zayıf bir ikinci çeyrek geçiren Euro Bölgesi'nde bu durumun üçüncü çeyrekte de devam ettiğini gösteriyor. Son birkaç aya kıyasla özellikle ECB'nin "kısa vadeli tahvil alımlarına hazırım" mesajı vermesinin desteğiyle periferi ülke tahvil faizlerinin daha ılımlı bir seyir izlemeye başlaması ise borç krizine ilişkin endişeleri hafifleterek bölge ekonomisinin bir miktar istikrar kazanmasına yardımcı olabilir. Ancak krizin ağırlığı uzun bir süre daha Avrupa'yı etkisi altında tutacağı için büyüme açısından bakıldığında hızlı bir toparlanma ihtimali son derece düşük. Bu nedenle Avrupa'yı zayıf bir üçüncü çeyreğin ardından zor bir dördüncü çeyreğin beklediği de şimdiden ortada.
Asya'da da büyümedeki zayıflığın devam ettiğine yönelik sinyaller gelmeye devam ediyor. Çin'de sanayi üretimi hızlı bir şekilde gerilerken PMI rakamları da ekonomik aktivitede kalıcı toparlanma ihtimalinin çok yüksek olmadığında işaret ediyor. Tankan endeksindeki zayıflıkla dikkat çeken Japonya'da ise Temmuz-Ağustos ayları arasında sanayi üretiminin yıllık bazda %2,5 oranında geri çekilmesi de ülkede büyüme oranının üçüncü çeyrekte eksi bölgede olabileceğine işaret ediyor. Ancak bu zayıflık sadece Çin ve Japonya ile sınırlı değil. Diğer Asya ülkelerinde açıklanan rakamlar da büyümedeki durgunluğu gözler önüne seriyor. Son olarak Dünya Bankası'nın Çin ve Asya-Pasifik için büyüme tahminlerini aşağı revize etmesi ve IMF'nin de küresel büyüme tahminini aşağı çekmesi zayıflığın tahminlere yansımaya başladığını gösteriyor. Yurtiçinde de görünüm çok farklı değil. Yılın ilk yarısında sanayi üretimindeki %3,1'lik büyümenin ardından, ikinci yarıda ekonomik aktivitenin momentum kaybettiği Ağustos ayı rakamının %1,5 geri çekilmesi ile bir kez daha teyit edildi. Buna bağlı olarak yılsonu için %2,9 seviyesindeki GSYİH büyüme tahminimizi koruyoruz.
Dünyanın her yerinde aynı koşulların geçerli olduğunu söylemek ise zor. Brezilya'da sanayi üretimi arka arkaya dört çeyrek düşüş gösterdikten sonra üçüncü çeyreğin ilk iki ayında toparlanarak bir önceki çeyreğe kıyasla %1 artış gösterdi. Ancak ülke bazında görülen bu toparlanmalar istisnanın ötesine geçmediği için büyümenin global olarak baskı altında olduğu gerçeğini değiştirmeye yetmiyor.