Küresel borsalarda son görünümler
Alper Koç / Yatırım Finansman
Geçtiğimiz Mart ayının sonuna doğru küresel hisse senetleri piyasalarında aşırı uçlara varmış olan iyimser algılama sonrası başlamasını beklediğimiz satış dalgası Nisan ayı içerisinde ilerlerken, 2009 yılının Mart ayından beri en zayıf geri alış çabalarının gerçekleştiği bir kaç endeksten biri olan İspanya IBEX endeksi ve İtalya MIB30 endeksleri 2009 Mart ayı diplerine iyice yaklaşmış durumda. Portekiz PSI20 endeksinde ise 5600 civarından geçen 2009 dip seviyeleri bir kez daha 2011 yılı sonuna doğru aşağıya kırıldıktan sonra bu seviyeye doğru geri dönüş çabaları geçtiğimiz Mart ayı sonuna doğru tıkandı. Avrupa'da Yunanistan borsasından sonra en zayıf borsa hala Portekiz borsası.
Küresel anlamda borsaların durumuna baktığımızda, 2011 Mayıs- Ekim arasında yaşanan satış dalgası sonrası yaşanan yukarı çabaların devamında artık gelişmiş pazarlar içerisinde başta S&P, Dow Jones Industrial, Dow Jones Transport, Nasdaq gibi ABD endeksleri olmak üzere İngiltere-FTSE 100, Almanya- DAX endekslerinin ve gelişmekte olan pazarlar içerisinde de Endonezya- Jakarta, Meksika- Merval endekslerinin haricinde Avrupa pazarlarının ve diğer gelişmekte olan pazarların bugüne kadar olumsuz ayrıştığını görüyoruz. Bu durumda Mayıs ayından başlamak üzere 2012 yılının geriye kalanında iki alternatif senaryo ön plana çıkıyor; Birinci senaryoda bugüne kadar göreceli olumsuz performans gösteren zayıf Avrupa pazarlarındaki düşüşlerin derinleştiğini ve devamında çevre ülkelere de yayılarak Almanya ve İngiltere piyasalarından başlayarak tüm dünyayı etkisi altına aldığını görebiliriz. Böylece 2009 yılı Mart ayında başlayan geri alış çabasının ABD piyasaları da dahil olmak üzere küresel anlamda tamamlandığını ve bir sonraki adımda düşüşlerin fırsat vermeden hızlandığını ve ilerlediğini göreceğiz. İkinci senaryoda ise, geçtiğimiz Ekim ayından bu yana göreceli güçlü performans gösteren pazarların önümüzdeki bir kaç ayda da olumlu performanslarını devam ettirip yaz aylarından yılın son çeyreğine kadar motivasyonu düşük, ivmesiz yükseliş çabalarıyla 2009 Mart ayında başlayan geri alış çabasını tamamlamaya çalıştıklarını gözlemleyeceğiz.
Uzun zamandır küresel finans piyasalarının duygusal arka planında düşüş dinamiklerinin hızının yavaş ta olsa ivmelenmeye başladığını ve son dönemde hızlandığını vurguluyoruz. Geçtiğimiz hafta sonu Fransa'da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunu Sosyalist aday Francois Hollande'ın önde bitirmesi "beklenen sonuç" olarak değerlendirilirken, Euro Birliği karşıtı aşırı sağın oylarındaki patlama "seçimin sürprizi" olarak yorumlandı. Öte yandan yeni bütçe hedeflerini tutturmak için 16 milyar Euro'luk tasarruf paketini görüşen Hollanda'da koalisyon hükümetinin yıkılması Avrupa kamuoyu tarafından yine sürpriz olarak karşılandı.
Halbuki Avrupa'da uzun zamandır ilerleyen duygusal düşüş dalgası, her türlü spekülasyon, iyimser beklenti yönetimi çabası ve siyasi otoriteler tarafından desteklenen dışsal müdahale çabalarına rağmen derinleşerek devam ediyor. Şimdilik görüşüm; yılın bundan sonraki kalan aylarında ikinci senaryonun devrede kalması için her türlü dışsal müdahale denemesinin devam edeceği ve ABD'de başkanlık seçimlerine kadar bu çabaların zorlanacağı yönünde. Sonrasına gelince, duygusal düşüş dalgası dinamikleri vites büyüttüğünde finans piyasalarına yansımaları da daha önceki tecrübelerimizden hatırladığımız kadarıyla acı olacaktır.
Şimdilik Türkiye'nin de göreceli olumlu performans gösteren pazarlar içerisinde yer almasının keyfini çıkarıp ikinci senaryomuz dahilinde IMKB 100'deki sert geri çekilmeleri kısa vadeli alım fırsatı olarak kullanmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.