Küresel belirsizlikler çok dikkatli olmayı gerektiriyor

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel belirsizliğin çok yönlü olarak artış eğiliminde olduğu bir süreçten geçiyoruz. Gelişmelerin kontrol dışına çıkması ve panik eğilimlerin oluşmaması adına, tüm ekonomilerde para otoritelerinin bir şeyler yapmaya veya yapmamaya zorlanması bile durumun daha farklı olmadığını teyit ediyor. Siyasiler ile birlikte finansal kesim de güvensizliğin odağı olmaktan kurtulamıyor. Yapay yönlendirmeler ve hayali senaryolara dayalı kötü fiyatlamalar, durumun daha da olumsuzlaşmasını önleyemiyor.
Sistemik kırılganlık dalgalı bir şekilde yükseliyor. Ciddi boyutta risk taşıyan kesimler, çıkarları gereği gerçekçi olmayı beceremiyor ve itibar kaybetmeye devam ediyor. Küresel sorunlara uzlaşıya dayalı küresel çözüm üretilemiyor olması, sorunları ağırlaştırarak güç dengelerini ve gücü temsil eden değişkenleri farklılaştırıyor. Tehdit içeren dayatmalar veya sorunları görmezden gelen yaklaşımlar pek bir işe yaramıyor.

Kutuplaşmalar gerginliği artırıyor

Ortaya çıkan ve giderek keskinleşen kutuplaşmalar, gerginliği artırıyor. Riskten kaçınma eğilimi güçleniyor ve buna bağlı olarak dolar diğer tüm paralara karşı değerleniyor. Fakat diğer yandan, ABD yaptırımlarından kaçınmak adına dolar kullanımından uzaklaşma eğilimi güçleniyor ve söz konusu para diğerlerine karşı değer kaybediyor. Bu iki farklı olgu doların değeri konusunda birbirini dengeliyor ve bu durum söz konusu eğilimlere sebep olan belirsizliklerin katlamalı olarak artmadığı anlamına gelmiyor!

Artan belirsizlik ve buna bağlı güvensizlik, gelişmiş veya gelişen tüm ekonomileri vuruyor. Sistemi oluşturan kurumsal yapı ile geniş kesimler arasındaki uyumsuzlukların büyümesi, istikrarsızlığın altyapısını genişletiyor. ABD’de düzenin hassasiyetlerine uygun olmayan biri Başkan seçilebiliyor. Fransa’da sarı yelekliler hareketinin, ortaya çıkması ve büyümesi önlenemiyor. İngiltere’de birkaç yıl önce yapılan AB referandumunun karabasana dönmesi engellenemiyor. Güçlü sanılanların gücü buharlaşıyor, göründüğü kadar güçlü olmadığı iddia edilenlerin etki alanı genişliyor.

Çin ile uzlaşılamaz ise neler yaşanabilir?

Bir yıl aradan sonra, Çin ile ABD arasındaki gerginlik yeniden artıyor. ABD Başkanı muhatabına posta koyuyor! Çin Lideri, bu ay sonunda Japonya’da yapılacak G-20 Liderler Zirvesinde kendisi ile görüşmez ise yaptıkları tüm ithalata gümrük vergisi uygulayacağı tehdidini savuruyor; herhalde görüşme sözcüğü ile teslimiyeti ifade etmeye çalışıyor! Bu Zirveden hemen sonra da, İran’ın P5+1 anlaşmasından çıkmak konusunda açıkladığı 60 günlük sürenin dolacağını unutmamak gerekiyor!

Bir an için düşünün, Çin ile uzlaşılamaz ve İran nükleer çalışmalarına yeniden başlar ise devamında neler yaşanabilir? Olumsuzluklar bardağı taşar ve gelişmelerin kontrol dışına çıkması olasılığı çok tehlikeli düzeylere yükselir mi? Tüm yerküre küresel düzeydeki kutuplaşmaların çatışma alanı haline gelebilir mi? Ekonomik beklentiler ve finansal eğilimler bu durumdan nasıl etkilenir? Bu tür sorulara verilen yanıtların da tehlikeli bir kutuplaşmayı teyit eder nitelikte olduğunu dikkate almak gerekiyor!

Avrupalı otomotiv ihracatçılarına yönelik korumacı tavırları rafa kaldırmak zorunda kalanlar, neden bu yola girmek zorunda kaldıklarını unutmuş olabilir! ABD’nin Çin’den yaptığı tüm ithalata yüksek gümrük vergisi uygulamaya başlaması, fiyatlanmayan finansal olumsuzlukları tetikleyerek önce kendisini vurabilir; eğer Çinliler de bu olasılığı ön plana çıkaran tedbirlere yönelirler ise uzlaşmamayı veya başka bir deyişle bu konuları görüşmemeyi tercih edebilir! ABD Yönetimi blöfünün görülebileceği endişesine kapıldı ise, kendi para otoritesini ciddi yan tesiri olabilecek eylemlere zorlayabilir!

Yaklaşık çeyrek asırdır hüküm süren sürdürülebilir olmayan eğilimler ve geleneksel olmayan politikalar bileşimi, nasıl çözüleceği bilinemeyen bir kördüğüme dönüştü. Çıkar çatışmaları büyüdü, sorunlar ağırlaştı ve uzlaşmazlıklar derinleşti. Küreselleşme denilen kuralsızlık, yerini korumacılığa bırakmaya başladı. Ekonomik, sosyal ve siyasi beklentiler dalgalı bir şekilde olumsuzlaştı. Kısa vadeleri uç uca ekleyerek, sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmak çok zorlaştı. Bugünün küresel belirsizlik ve kırılganlığı, 2008 yılındaki küresel kriz öncesinin çok üzerinde seyrediyor!


Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar