Kurala bağlı güzel bir ilk adım
60.Hükümet döneminde Dış Ticaret Müsteşarlığının 81 ilin üretim olanaklarını inceleyerek, yabancı uzmanlarında katkısıyla hazırladığı illerin "İhracata Dönük Üretim Stratejisi" çalışması kurala bağlı doğru ve güzel bir adımdır. Ancak, bunun hayata geçip işlerlik kazanması için yeni dönemde başka önemli adımlarla desteklenmesi gerekir. Bunun başında bu modele uygun yeni , projeye dayalı doğru bir teşvik sistemi gelir.
Dış Ticaret Müsteşarlığı , "İhracata dönük Üretim Stratejisi" geliştirmek amacıyla 81 ilin rekabet açısından mukayeseli üstünlüğü olan bir çalışma gerçekleştirmiş. Bu çalışmada illerin sadece bugün için en rekabetçi gözüken sektörleri, yada ilin önde gelen en büyük sektörü veri kabul edilmemiş. İlin potansiyeli rekabet açısından yeni bir değerlendirmeye tabi tutulmuş o ilde henüz üretimi olmayan ama rekabetçi olabileceği sektörler bile saptanmış. 81 il tek tek hangi 5 alanda yatırım yapılabilecek ve rekabet üstünlüğü elde edebilecekse o tablo ortaya konmuş. Her ilin rekabetçi olduğu sektörlerde rekabetçilik endeksinin ne olduğu bir veri tabanı olarak belirlenmiş. Kurallı bir yola çıkmanın önemli bir adımı atılmış.
Doğaldır ki, bunu yeni dönemde yeni adımlar izleyecektir. Örneğin ihracat açısından rekabet üstünlüğü olan ürünü hangi uluslar arası ülke pazarlarında daha avantajlı olarak satabilecekleri ayrıca Ekonomi Bakanlığı tarafından saptanım o kentin üreticilerine sunulacaktır."Şu ürünü şu kalitede, şu fiyatta ürettiğiniz takdirde, şu ve şu ülkeye satabilirsiniz…" denilebilecektir.
Doğaldır ki, üreticinin istenilen rekabetçi konuma gelebilmek için ekonomi yönetiminden beklentileri de olacaktır. Rekabette üstün olabilmek için girdi maliyetlerini düşürücü destekler ve kendilerini avantajlı kılacak teşviklerle ekonomi yönetiminden katkı bekleyeceklerdir.
Türkiye uzun süre teşvik sistemini doğru ve rekabetçi olarak hayata geçirememiştir. Dört bölgeye ayrılan son dönem teşvik sistemine de doğal olarak birçok ilin itirazı söz konusudur. O nedenle şimdi, "İhracata dönük üretim stratejisi" hayata geçirilirken buna uygun, rekabeti geliştirmeyi esas alan, üretimi ve girdileri destekleyen, girecekleri pazarda kendilerini rekabetçi kılacak yeni bir Teşvik sistemi de hayata geçirilmelidir. Bu teşvik sistemi toptancı olmamalı ve üretim esasına projeye dayalı bir sistem olmalıdır.
Doğaldır ki, illerin rekabetçi sektörlerine yatırım yapılması için o alana harcanacak fonların bulunmasını gündeme getirecektir. Bir yerli yada yabancı sermaye grubunun, bir üretim alanında rekabet avantajı olan ile yatırım yapabilmesi için kendi birikiminin yanında kullanabileceği fonların, kredilerinde imkanlı olması gerekir. Bu modeli geliştirilirken bu konunun önemi de unutulmamalıdır.
Ayrıca, özellikle tarımsal ürünlerle rekabetçi olabilecekleri düşünülen illerde, parçalanmış toprak yapısıyla verimli ve rekabetçi üretim yapılamayacağı için ya toplulaştırma çalışmalarına gidilmesi, ya ortak üretim ve ortak pazarlama sistemlerinin geliştirilmesi gerekecektir. Ancak, belli bir büyüklükte alanda üretim yapılabilmesiyle rekabet üstünlüğü sağlanabilecektir.
Görüldüğü gibi , Dış Ticaret Müsteşarlığının 60. Hükümet döneminde yabancı uzman desteği de alarak gerçekleştirdiği , 81 il için hazırladığı "İhracata Dönük Üretim Stratejisi" önemli ve doğru bir ilk adımdır. Ancak, bunun olumlu sonuç verebilmesi için 61. Hükümet döneminde seçilen alanlarda illeri rekabet üstünlüğüne ulaştırabilmek için yeni bazı adımların atılmasına ihtiyaç olacaktır. Bu adımlar ne kadar kısa zamanda atılabilirse, illerimiz doğru ve rekabetçi üretim alanlarında üretimlerini geliştirerek bir yandan kendi illerinin gelişmesine katkıda bulunacaklardır. Bir yandan da ülkemiz üretiminin gelişmesine ve ihracatının artmasına yol açacaklardır.