Kuraklık elektrikte kimi, nasıl etkiler?

Mehmet KARA
Mehmet KARA ENERJİ GÜNDEMİ [email protected]

Son haftalarda serbest piyasadaki (Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi - PMUM) elektrik fiyatlarında ciddi artış gözlendi. Geriye dönük orta-uzun dönem ortalaması 150 TL/MWh seviyelerinde hareket eden fiyatlar, bir anda 180 TL/MWh seviyelerine dayanıverdi. 

Bunu kuraklık riskine bağlayanlar çoğunlukta ama yine de kafalar karışık. Ama konumuz bu değil. Biz fiyatlardaki yükselişin kimleri nasıl etkileyeceğine bakalım... 

Önce tüketiciler… 

1) Hane halkı tüketicileri: Onları bu gelişmeler kısa vadede hiç etkilemiyor. Zira sabit tarife üzerinden elektrik kullanıyorlar. Olsa olsa, serbest piyasadaki fiyat artışları EPDK’yı yılın üçüncü çeyreğinde tarifeleri yükseltmeye zorlayabilir. 

2) Serbest tüketiciler: Bunlar, geçtiğimiz yıl itibariyle yıllık 4500 kWh ve üzerinde elektrik tüketip, bu yıl istediği tedarikçiyle anlaşarak görece daha düşük bir fiyata elektrik kullananlar. 

Bu tip tüketicilerin fiyat artışından nasıl etkileneceğini, daha önce aldıkları pozisyonlar belirleyecek. 

a) Şayet en az 1 yıl süreyle sabit fiyata elektrik almak üzere anlaşma imzaladılarsa, onlardan iyisi yok. Piyasada fiyatlar ne kadar artarsa artsın, onlar bir yıl boyunca aynı fiyattan elektrik kullanmaya devam edecek. 

b) Bu tip tüketiciler, kısa dönemli, örneğin 1 ya da 3 aylık anlaşma imzaladılarsa, sözleşmeleri bittiğinde onları sıkı bir pazarlık süreci bekliyor. Serbest piyasada fiyatlar yüksek kalmaya devam ederse tedarikçiler pazarlığı yüksekten başlatacaklardır, o kesin. 

c) Bir de önümüzdeki dönemde kullanacağı elektriği, PMUM’daki fiyatlara endeksli olarak satın alanlar var ise serbest piyasadaki her yükseliş onları olumsuz etkileyecek. Düşüşler ise kendilerini rahatlatacak. 

Üreticilere gelince... 

1) Elindeki üretim kapasitesini, en az bir yıl süreyle sabit fiyattan satmayı taahhüt etmişlerse, PMUM’daki fiyat artışları onlar için olumsuz. Yani taahhütte bulunmamış olsalardı daha yüksek fiyattan satma imkanı bulacaklardı ama fırsatı kaçırdılar. 
2) Üretecekleri elektriği, 1-3 ay gibi kısa dönemli olarak sattılarsa, sözleşme bitiminde müşterilerine daha yüksek fiyat çekmek için elleri güçlendi. Çünkü “Sen almazsan, PMUM’da daha yüksekten satabilirim” diyebilecekler. 

3) Herhangi bir alıcıya satış taahhüdü bulunmayan üreticiler ise fiyat artışlarının kaymağını en çok yiyecek kesimi oluşturuyor. 

Ya ticaretçiler? 

Bunları da üretim kapasiteleri olmayan ya da olsa bile ek olarak üretim kapasitesi devralanlar olarak gruplandırabiliriz. Fiyat artışlarının onlar üzerindeki etkisi de halen almış oldukları pozisyona göre farklılık gösterecek. 

a) Bu tip oyuncular şayet uzun dönemli sabit fiyattan alım sözleşmesi imzaladılar ve bunları satmak için nihai tüketicilere satış taahhüdünde bulunmadılarsa fiyatların yükselmesiyle keyifl eri yerine gelmiş demektir. Nasıl olsa sabit uygun fiyattan almış durumdalar, satarken yüksek fiyatlardan istifade edecekler. 

b) Fiyatlar nasıl olsa istikrarlı seyrediyor diyerek nihai tüketiciye belli fiyattan elektrik satmayı taahhüt ettiği halde, bu elektriğin en azından bir kısmını sabit fiyattan tedarik etmek üzere herhangi bir sözleşme imzalamamış durumdakiler ise tam anlamıyla “yandı” diyebiliriz. Çünkü müşterileri elektrik bekliyor ama bunu şimdi tedarik etmek durumunda kalacakları için uygun fiyattan elektrik bulmaları zor. 

c) Hem müşteri tarafıyla hem de üretici tarafıyla dengeli şekilde tedarik ve satış taahhüt sözleşmeleri imzalamış ticaret şirketleri ise fiyat artışlarından etkilenmeyecek. 

Yukarıda yazdığımız senaryoların daha karmaşık başka versiyonları da üretilebilir ama bu kadar yeterli sanırım. 

Aslında elektrik fiyatlarındaki dalgalanmanın tartışılması, sektördeki üretici, tüketici ve satıcılara serbest piyasanın nimetlerini ve risklerini göstermesi bakımından gayet öğretici. 
Umarız öğrenmenin maliyeti birileri için çok yüksek olmaz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar