Kur, yabancı döviz getirirse aşağı, getirmezse yukarı gidiyor
Yurt dışında yerleşiklerin ya da yaygın söylemle yabancı yatırımcıların geçen yılın tümünde Türkiye’ye hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi (DİBS) alımı yoluyla ne miktarda döviz getirdikleri kesinleşti. Yabancılar geçen yıl 3.4 milyar doları hisse senedi, 7.9 milyar doları da DİBS alımı yoluyla olmak üzere tam 11.3 milyar dolar getirdiler.
Aralık ayının son hafta verileri belli değilken de genel durumu yazmıştık; geçen yıl yabancılar son beş yılın en yüklü miktarda dövizini getirmişlerdi. Aralık ayının son hafta verisi de açıklandı ve bu durum kesinleşmiş oldu. 2017’ye ilişkin tutar da bir miktar değişti.
Döviz kuruyla ters yönlü hareket
Yazımız ekinde bir grafik yer alıyor. Bu grafik çok belirgin bir şekilde bize şunu söylüyor:
“Yurtdışında yerleşikler, her ne sebeple olursa olsun Türk menkul kıymetlerine ilgi gösterip yatırım yaptılar mı, döviz kuru aşağı gidiyor. Yine her ne sebeple olursa olsun yabancılar alımlarını kıstılar ya da net satıcı konumuna geçtiler mi, bu sefer de döviz kuru yükseliyor.”
2017’de bu durumu çok somut olarak gözledik. Geçen yıl ocak ayı ortalaması 3.73 olan dolar kuru, kademe kademe gerileyerek eylülde 3.47’ye indi. Bu dokuz ayın nisan-ağustos dönemi, aylık bazda ortalama 1.8 milyar dolarlık giriş gerçekleşen bir dönem oldu. Zaten yılın tümündeki 11.3 milyar dolarlık girişin 9.1 milyar doları bu beş ayda gerçekleşti.
Son çeyrekte uzak durdular
Yabancı yatırımcı Türkiye’den son üç ay önceki dönemlerle kıyaslanmayacak ölçüde uzak durdu. Öyle ki, son çeyrekteki yabancı alımı yalnızca 34 milyon dolarda kaldı. Yabancılar bu dönemde 286 milyon dolarlık hisse senedi alırken 252 milyon dolarlık devlet iç borçlanma senedi satışı gerçekleştirdi.
Yabancı yatırımcıların hisse senedi ve DİBS almak suretiyle döviz getirmeyi bir anlamda bıçak gibi kesmeleriyle birlikte kur tırmanışa geçti. Doların son üç aydaki ortalaması 3.80 oldu. Doların üçüncü çeyrek ortalaması 3.51’di. Yani çeyrekten çeyreğe geçişte dolar yüzde 8 değer kazandı.
Tek gösterge değil ama...
Döviz kurunun seyri konusunda yurtdışında yerleşiklerin hisse senedi ve DİBS alımları tek ölçü değil kuşkusuz.
Çünkü hisse senedi ve DİBS, yurda döviz girmesinin (ya da çıkmasının) yollarından yalnızca biri. Ödemeler dengesinin finansman kalemlerine bakarsak tüm detayı görebiliriz; döviz kanalı olarak doğrudan yatırımlar da var, bankaların ve reel sektör kuruluşlarının borçlanması da var.
Yurt dışı yerleşiklerin hareketi, kamuoyuyla paylaşılan ilk veri olması açısından önem taşıyor ve Türkiye’ye olan ilgi veya ilgisizliğin de temel göstergelerinden birini oluşturuyor. Bu açıdan söz konusu veri tek gösterge olmamakla birlikte gelecek açısından bir ipucu niteliğine sahip bulunuyor.
Kuşkusuz bir de şu yön var. Yurtdışında yerleşikler hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi için getirdikleri parayı, gidişatı iyi görmedikleri ve risk sezdikleri ya da çok iyi kar elde ettikleri anda hemen götürme olanağına sahipler. Bu iki kanalla getirilen para, bir anlamda vadesizmiş gibi işlem görebiliyor.
Tüm bu nedenlerle yurtdışı yerleşiklerin getirdikleri ya da götürdükleri para, döviz kurunu etkileyen bir dizi iç ve dış başka gelişme olmasına rağmen, kısa vadede en önemli belirleyicilerden biri olarak çıkıyor karşımıza.
Dolayısıyla bir kez daha altını çizerek belirtmekte yarar var. Her ne kadar iç ve dış başka gelişmeler de Türk parasının değerini belirliyorsa da, kurun aşağı gittiği zamanlarda yabancıların döviz getirdiğini, tersi olduğunda Türkiye’den bir çıkış yaşandığını, en azından döviz girişinde bir aksama olduğunu varsaymak yanlış olmasa gerek.