Kur savaşlarının gerçek sorumluları!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bıraktığımız hafta içinde Uzak Doğu’da yaşanan sürpriz sayılabilecek bir gelişme, beklentileri olumsuzlaştırarak küresel gündeme ipotek koydu. Artış eğiliminde olan kırılganlığı kontrol altında tutmaya çalışanların hesapları bozuldu, risk taşıyanlar nefeslerini tutmak ve sakin kalmaya çalışmak durumunda kaldı. Herkesin stratejik tercihlerini gözden geçirerek yeniden belirlemek zorunda kalacağı bir döneme geçilmiş olması, bu sonuçta belirleyici oldu. Çin merkezli kur hamlesi, muhtemelen tüm küresel dengeleri etkileyecek! 

Konunun önemini hatırlatabilmek için biraz gerilere gitmekte yarar var. 2003 ve 2007 yılları arasında, ABD önderliğindeki küreselleşmecilerin Çin üzerinde kurmaya çalıştığı baskı hatırlamalıyız; parasını düşük değerli tutan Çin, küresel sorunları ağırlaştırmakla suçlanmış ve tersini yapmaya zorlanmıştı! Ancak küresel kriz sonrasında ve pazar daralırken parasını kısmen değerlendirmiş, büyümesinin yapısını değiştirmek üzere harekete geçmişti. Geçen senenin sonbaharında Avustralya’da yapılan G-20 Zirvesinin tavsiyeleri de önemli idi: küresel durgunlaşma eğilimi kırılganlığı arttırıyordu, kur savaşlarından ve bunu tetikleyebilecek olası hamlelerden özellikle kaçınılması gerekiyordu; enflasyon ve yapısal reformlara odaklanmak tek çıkış yolu idi! 

Ama olmadı! ABD Merkez Bankası’nın faize ilişkin söylemleri ve 2014 yılı Kasım ayındaki petrol şokları sebepleriyle korkular gerçek olmaya başladı. ABD’nin yönlendirdiği OPEC’in petrol arzını kısmaması sebebiyle bardak taştı ve çok sert fiyat hareketleri yaşanmaya başladı, riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesi ile birlikte kur savaşları başrolü kapar oldu; Rusya krizle yeniden tanıştı, gelişenler sarsıldı ve küresel beklentiler hızla bozuldu. Bu sürece kayıtsız kalmaya ve kendi iç pazarına odaklanmaya çalışan Çin, geride bıraktığımız hafta içinde sahne aldı, kur savalarında yeni bir dönemin perdesini indirdi! Bu aşamada sormak gerekiyor: kur savaşlarının gerçek sorumlusu kimlerdir? Risk alma isteğini uzunca bir süre besleyen ve sürdürülebilir olmayan eğilimleri finanse edenler, daha sonra yaşanan tüm olumsuz eğilimlerin de sorumlusudur. Bu açıdan baktığınızda Çin’in kur savaşlarına katılmak durumunda kalması kesinlikle sürpriz değildir; kısa vadeli eğilimlere odaklanan ve bu nedenle evdeki hesabını çarşıya uyduramayanların, başkalarını yönlendirerek günü kurtarmak adına tam aksini iddia etmesi de normaldir. 

Son iki aydır Çin’de yaşanan gelişmeler küresel ekonomi gündeminde özel bir yer tutuyor. Gelişmeleri küreselleşmecilerin gözü ile değerlendirmek ise gerçekçi olunabilmesini engelliyor. Söz konusu ülkedeki varlık değerlerinin kısmen kontrolden çıkarak sert bir şekilde değer kaybetmesi, güvensizliğin artması ve büyüme hedefinden uzaklaşılması önemliydi; ihracattaki daralmayı önlemek ve küresel pazar payını korumak tercihinin öncelikli hale gelmesi olasılığı güçleniyordu. Fakat günü kurtarmaya çalışan ve diğerlerini kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışanlar, bu gerçeğin algılanmasını istemiyordu; bu nedenle yaşanan devalüasyon hamlesine şaşırmadılar, sadece olduğundan farklı imiş gibi göstermeye çalıştılar! 

Muhtemelen Çin büyüme hedefinin gerisinde kalmaya devam ettiği sürece, aralıklı olarak kur ayarlamalarına devam edecek! Bu süreçte küresel pazar durgunlaşmaya devam edecek, riskten kaçınma eğilimi güçlenecek ve kur savaşları giderek daha yıkıcı olacak. 

Yeni bir küresel krize doğru, doludizgin yol alınacak; güvensizlik ve kırılganlık artacak. Sorunlar ağırlaştıkça tüketimin yapısı değişecek; markasız veya taklit ürünlerin Pazar içindeki payı artacak ve güç dengeleri farklılaşacak. Sorunlu kredi hacmindeki patlamalar ve faaliyet dışı zarar hacimlerindeki yeni rekorlar, aza tamah edemeyenlerin nefesini kesecek. Jeopolitik riskler, bu eğilimlere paralel olarak etki alanını genişletecek. Züğürt tesellisi arayanlar, ABD Merkez Bankası’nın faiz yükselişini öteleyebileceği beklentisi ile oyalanabilir! Yükselen gelişen ülke risk primlerinin de tahvil balonunu patlatacağını görmezden gelebilir! Batmakta olan gemiyi önce kimlerin terk edeceğini unutabilir ve finansal sermayeyi yönlendirebilmenin giderek zorlaştığı gerçeğini herkesten saklamaya çalışabilir!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar