Kur savaşları ve arka plandaki büyük oyun...

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Bugün kur savaşları şeklinde karşımıza çıkan eğilimlerin bir sonuç olduğunu, geçmişe bakıp sebeplerini irdelemeden geleceğe yönelik isabetli öngörüler yapmanın mümkün olmadığını düşünüyoruz. Küresel düzeyde giderek olumsuzlaşan rekabet koşulları nedeniyle faaliyet gelirleri eriyor, kademeli olarak gevşetilen para politikaları ise bir yandan varlık balonları yolu ile faaliyet dışı gelir yaratır iken rekabet sorunlarını ağırlaştırıyor. Bazı gelişmekte olan ekonomiler de bu genel tablonun yarattığı fırsatlardan azami ölçüde yararlanır iken bu süreçteki tehditlere karşı kendilerini korumaya kararlı olunca küresel düzeydeki dengesizlikler büyüyor ve sorunlar ağırlaışyor; güç dengeleri değişiyor. Eğer sadece fırsatlardan yararlanma ve tehditlere karşı tedbir gündem gelmese idi, küresel güç dengesindeki değişim çok daha sınırlı olabilecekti. Zira gelişmiş ekonomilerin yönlendirdiği sermaye akımları gelişmekte olan ekonomilerin tercihlerinde belirleyici olacaktı. Bu açıdan baktığımızda kur savaşlarının ekonomik olduğu kadar siyasi bir anlam taşıdığını, yeni bir düzen konusunda uzlaşı sağlanmadığı sürece birtakım baskılar ile sonuç alınamayacağını düşünüyoruz.

Çin her türlü baskıya rağmen parasını düşük değerli tutmakta kararlı görünüyor, küresel pazar payını artırır iken sermaye akımlarına teslim olmayı aklından bile geçirmiyor. Brezilya ve Rusya giderek yükselen hammadde fiyatlarından yararlanıyor, sermaye akımlarını kontrol altına almak ve teslim olmamak konusunda kararlı görünüyor. Benzer eğilimlerin Hindistan için de geçerli olduğunu görüyoruz. Bu gruptaki ülkelerin genel tavrı Çin ve Hindistan gibi sınai ürün ihraç eden veya Rusya ve Brezilya gibi hammadde ve temel ürün dış satımı yapan diğer gelişmekte olna ekonomileri de aynı yönde etkiliyor. Gelişmiş ekonomilerin etki alanı daraldıkça iç sorunları ile mücadele güçleri de azalıyor. Evdeki hesaplar çarşıya uymayınca devreye sokulan baskılar da sonuç vermiyor.

Bu genel tablo gelişmiş ekonomiler ile önde gelen gelişmekte olan ekonomiler arasındaki yeni dünya düzenine liişkin uzlaşmazlıı gözler önüne seriyor. İlk grup önce günü kurtarmak istiyor ve güç kaybını telafi edtmeden yeni düzen konusunu tartışmaktan kaçınıyor. Diğerleri ise örneğin rezerv para konusunu tartışmaya açarak hem güçlerini göstermeye, hem de artırmaya çalışarak söz sahibi olmak istedikleri yeni düzeni tartışmak istiyor, kur savaşları da amaca ulaşmak için kullanılan bir değişken haline dönüşüyor ve Batı'nın tüm hesaplarını bozuyor. Gelişmiş ekonomiler iyi bildiklerini sandıkları "güç oyununu"nu kaybetmek yönünde ilerlemeye devam ediyor. Son küresel kriz bu durumu tescil ediyor. Batı için "aza tamah etmemenin" bedeli çok ağır olacak gibi görünüyor. Küresel sermayeyi yönlendirme gücünü kaybetmekte olduklarını görmek ve kabul etmek istemiyorlar; merkez bankalarını zorlamanın kısa vadede günü kurtarmaya yardım etse bile, orta vadede yaşanacak büyük kaosun en önemli sebeplerinden biri olacağını hem biliyorlar, hem de başka bir şey yapamıyorlar.

Gelişmiş ekonomilerin yaşadıkları rekabet gücü kaybı ve faaliyet gelirlerindeki erimeyi telafi etmesi, bu olumsuzlukları terse çevirmesi pek mümkün görünmüyor. Gevşek para politikası ve varlık balonları ile faaliyet dışı gelirler yaratarak günü kurtarmanın sorun ve dengesizlikleri ağırlaşmaktan başka bir işe yaramayacağı biliniyor. Fakat faaliyet dışı gelir oyunu ve sermaey akımları tüm gelişmekte olan ekonomileri baştan çıkarıp, bağımlılaştırabilse sonuç belki farklı olabilirdi; ama olmuyor, onlar bu tuzağa düşmemek için tedbirlerini alıyor, diğerlerini de bir anlamda uyandırmaya çalışıyor.

Gelişmiş ekonomiler günü kurtarmaya odaklanınca güç kaybediyorlar ve yeni dünya düzeninde söz sahibi olmak konusunda kararlı gelişenlere karşı pazarlık şanslarını azaltıyorlar. Arka plandaki büyük oyunu görmeden, buzdağının tepesi haline dönüşen kur savaşlarının nasıl sonlanacağını öngörmek mümkün olamayacak. Gelişmiş ekonomiler, gelişmekte olanlara sıklıkla yaşattıkları istikrarsızlık ve sosyal patlama gibi eğilimlerle tanışmak zorunda kalabilecek...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar