Kur Savaşları, Ticaret Savaşları ve Stagflasyon
UZMAN GÖRÜŞÜ / Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Son haftalardaki yazılarımızda özellikle emtia fiyatlarında tekrar ciddi bir yükseliş görebileceğimizi ve bunun dünya ekonomisi ve piyasalar için ciddi bir risk oluşturduğuna dair düşüncemizi iletiyoruz. Özellikle en son Fed'in ikinci bir niceliksel gevşeme sinyali vermesi ile "rekabetçi kur devalüasyonları dönemi"nin açılmış olduğunu düşündüğümüzü aktarmıştık. Brezilya Maliye Bakanı Guido Mantega'nın daha da ileri giderek bu durumu "döviz kuru savaşı" ilan ettiğini de hatırlatalım. Bu kur savaşlarının ilk etapta doların değer kaybı ve karşılığında emtia, hisse senedi, gelişmekte olan ülke para birimleri ve bonoları gibi aktiflerde değer kazancı getirdiğini görüyoruz.
Merkez bankalarının gevşek para ve niceliksel gevşeme benzeri politikalar ile piyasaları etkileyebileceği, yönlendirebileceği ama para akımlarının gideceği yeri belirleyemeyeceği gerçeği de önemli bir nokta. Uygulanan bu politikaların zararlı yan etkileri olmaihtimalini de hatırlamakta fayda var. Özellikle de Fed'in faizleri düşük tutarak, reflasyon yoluyla ekonomileri canlandırmak istemesi ile güçlenen spekülatif talebin 2008'de görülen emtia balonunda etkili olduğunu düşünüyoruz. Aşırı artan emtia fiyatları özellikle tüketime yönelik bir vergi gibi etki gösterdi. Zaten kırılgan olan ve büyüme momentumu düşmekte olan dünya ekonomileri için belki de bardağı taşıran damlalardan biri oldu. Bu durumun2008 krizinde önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Hatırlanacağı gibi 2008'de dünyanın birçok yerinde emtia (özellikle de gıda) fiyatlarındaki artış sosyal problemlere ve protesto gösterilerine yol açmıştı. Emtia fiyatlarındaki böyle bir artışın kırılgan dünya ekonomisindeciddi tehditler yarattığı içinbazı açılardan 2007-2008 benzeri bir senaryo kurmak mümkün olur mu diye düşünmüştük. Emtia balonu yaşanırken, uluslararası alanda dayanışma yaşanmadığını ve ülkelerin çıkarlarını korumak için tek başına hareket ettiklerini de hatırlamak gerekiyor. Bu bağlamda haftasonu gerçekleştirilen IMF toplantısının da hayalkırıklığı yarattığını düşünüyoruz. Yani son aylarda gördüğümüz trendlerin uluslararası bir uzlaşının ortaya çıkması ile tersine dönmesi şu an çok olası gözükmüyor.
Öte yandan biri kısa diğeri daha uzun vadeli iki önemli uyarının da yerinde olacağını düşünüyoruz. 1) kısa vadede önemli piyasalarda yaşanmış olan hareketlerin çok hızlı ve keskin yaşanmış olması (trend dönüşü değilse de) piyasalarda düzeltme görme ihtimalini arttırıyor. 2) daha uzun vadede, şu an uygulanan politikalar amaçlarına aykırı ve zararlı yan sonuçlara sebep olabilir. Gelişmiş ülke kağıt paralarından (fiat currency) kaçışın etkilerinden birininaralarında emtiaların da bulunduğu bazı alanlara tekrar girişe neden olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum sonrasında artan emtia fiyatlarının ekonomilerin durgunluğa girmesinde etkili olduğunu ve durgunlukile birlikte tekrar reflasyon çabalarının yaşandığı sarmalı yaratabilir mi diye düşünmek gerekiyor.Ekonomik ve finansal tarih eğer bir kılavuz ise, uluslararası alanda ülkelerin anlaşma ve dayanışma göstermemeleri durumunda, kur savaşları sonrasındaki aşamanın ticaret savaşları olmasını olası görüyoruz.
Ağustos sonunda Fed'in verdiği son sinyalden petrol ve bakırın yaklaşık yüzde 15 kadar yükselmiş olduğunu, mısır, buğday, soya fasulyesi, şeker gibi birçok emtianın fiyatının ciddi artmış olduğunun altını çizmek gerekiyor. Özellikle ekonomik büyümelerin kırılgan olduğu ve işsizlik oranlarının kronik olarak yüksek kalmaya devam ettiği bu ortamda stagflasyon riskinin arttığını düşünüyoruz.