Kur arttıkça ihracatçı fiyat kırmaya mı başladı?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

İlk işaret ağustos ayına ilişkin ihracat birim değer endeksindeki azalmayla ortaya çıktı. Yedi ay boyunca geçen yıla göre hep artış gösteren ihracat birim değer endeksi ağustosta yüzde 0.6 oranında geriledi.

TÜİK tarafından dün açıklanan eylül ayına ilişkin yurtdışı üretici fiyat endeksi de ihracatta bir ucuzlama olduğu izlenimini güçlendirdi.

Yurtdışı üretici fiyat endeksi, ülke sınırları içinde üretimi yapılarak ihraç edilen malların ihraç fiyatlarındaki değişimi gösteriyor. Söz konusu endeks kapsamındaki ürün fiyatı şöyle tanımlanıyor:
“Ürün fiyatları, malın siparişin verildiği andaki (varsa iskonto sonrası) navlun, sigorta ve yurtdışında yapılan diğer masraflar hariç FOB satış fiyatıdır.”

TÜİK, yurtdışı üretici fiyat endeksinde ürünlerin ihracat fiyatlarını doğrudan sanayi sektörlerindeki firmalardan alıyor.

Kur artışından daha düşük

TÜİK’in dün yaptığı açıklamaya göre yurtdışı üretici fiyatları endeksi eylül ayında yüzde 10.14, ilk dokuz ayda yüzde 59.98, son bir yılda ise yüzde 75.04 artış gösterdi.

İlk bakışta bu oranlar çok yüksek görünebilir. Ama bu oranların ihraç fiyatlarını yansıttığını gözden uzak tutmamak gerekiyor.

Bir birim malı geçen yıl 100 dolara satmışsak ve bu yıl birim fiyat değişmemişse, kur artışı kadar bir oran görmemiz zaten normal. Ama işte biz kurda yaşanan yükselme kadar bir artış görmüyoruz.

Eylül ayları itibarıyla ay ortalaması olarak son bir yılda dolar (efektif satış) yüzde 83.6, euro yüzde 79.5 arttı. Dolar ve eurodan oluşan sepetteki artış ise yüzde 81.4 oldu.

Kur sepetindeki artışın yüzde 81’i aştığı bir dönemde fiyat artışının yüzde 75’te kalmasını nasıl izah etmeliyiz?

Oranı aşağı çeken TL mi?

Hani yıllardır ulusal paralarla ticaret yapalım diyoruz ya. Bakın şimdi karşımıza ulusal paralarla ticaretten kaynaklanan çok başka bir sorun çıkıyor ve bu sorun ulusal paranın dış ticaretteki payı arttığı takdirde daha da büyüyecek gibi görünüyor.

Bu yılın ilk sekiz ayındaki ihracatın yüzde 4.6’sı TL cinsinden gerçekleştirildi. TL’nin payı geçen yılın tümünde yüzde 8.8, 2016’nın tümünde ise yüzde 5.5 düzeyinde bulunuyordu.

İki ihracatçı düşünelim. İkisi de aynı ürünü ihraç ediyor. Biri dolar ile satış yapıyor, diğeri TL ile. Ürünün fiyatı da 100 dolara eşit.

Dolarla çalışan 100 dolar karşılığında cebine geçen yıl 348 lira, bu yıl 639 lira koyuyor. Yüzde 83.6 artış var. (Doların efektif satış kuru geçen yıl eylülde 3.48, bu yıl 6.39 olarak gerçekleşti. TÜİK bu hesaplamada efektif satış kurunu kullanıyor.)

Ama TL cinsinden satış yapan çok muhtemeldir ki satış fiyatını 348 liradan 639 liraya yükseltemiyor. Belki yüzde 50 dolayında bir artışa razı olmak durumunda kalıyor.

İşte bu da, ihraç fiyatlarındaki artışın ortalama kur artışının altında kalması sonucunu doğuruyor.

Ya da fiyat kırılıyor

TL cinsi ihracatın geneli ne ölçüde etkilediğini bilme şansımız yok. Ama bu güçlü bir olasılık.

Bir diğer olasılık da Türk ihracatçısının pazar yitirmemek uğruna fiyat indirimine gitmekte olduğu.

Bakalım ağustosta gözlenen ihracat birim değer endeksindeki gerileme eylül ve içinde bulunduğumuz dönemde de sürecek mi...

Yöntemin de etkisi olabilir

Yurtdışı üretici fiyat endeksi her bir sektör bazında yüzde 70’e kadar olan ihracatı gerçekleştiren kuruluşlar dikkate alınarak hesaplanıyor.

Dolayısıyla hesaplamaya dahil olmayan yüzde 30’un az da olsa genel eğilimi değiştirmesi olasılığı da yok değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar