Kupanın ekonomilere etkisi nasıl olacak?

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

Geçen  hafta Dünya Kupası sahibini bulduktan hemen sonra medyada, Kupa'nın küresel ekonomiye olası etkileri üzerinde yoğun tartışmalar yaşandı. Konuya ilişkin çoğu yazılı ve görsel medyada önemli sayılabilecek haberler çıktı. Bu haberlere göre özellikle Kupa'yı kazanan İspanya'nın bu turnuva sonunda ekonomik olarak büyük bir kazanç elde edeceği konuşuldu.

Gerçek durum nedir? Gerçekten Dünya Kupaları ekonomiyi etkileyebiliyor mu? Etkiliyorsa nasıl ve ne ölçüde? Bu işten en karlı hangi ülke çıktı? Bu konulara biraz daha farklı bir bakış açısıyla yaklaşmaya çalışacağız. Tartışmaların aslında yanlış yönde gittiğini düşünüyorum. Elbette bu organizasyonun İspanya başta olmak üzere final oynayan Hollanda ekonomisine, kupayı organize eden Güney Afrika ekonomisine önemli katkıları olmuştur. Olmaya da devam edecekmiş gibi görünüyor. Ancak bu etki öyle algılandığı gibi çok kısa zaman içinde ve belirtilen tutarlarda değil. Bu nedenle bu konu üzerinde duracağız.

Araştırma raporları şampiyonu bilemediler!

Dünya Kupası öncesi yayımlanan önemli iktisadi ve mali raporlardan birisi JP Morgan'ın düzenlemiş olduğu 18 mayıs 2010 tarihli, İngiltere'nin Kupayı alacağını öngören "2010 Dünya Kupası'na Sayısal Bir Rehber" başlığıyla yayınlanan rapordu.

Söz konusu rapor turnuvaya katılan tüm ülkelerin milli takımlarının piyasa değerlerini, FİFA sıralamalarını, bugüne kadar aldıkları tarihsel sonuçları ve diğer bazı istatistiki bilgileri temel alarak  oluşturulan bir model kapsamında düzenlenmiş ve sonuçta istatistiki verilere göre İspanya ile İngiltere'nin final oynayacağını ancak kupayı  İngiltere'nin alacağını;  Hollanda'nın da üçüncü alacağını tahmin etmişti. Tahminde iki ülke doğru tespit edilmiş ancak şampiyon ıskalanmıştı. İngiltere'nin çeyrek finalde Almanya'ya yenilerek kupa dışı kalması raporun en önemli argümanının boşa gitmesine neden oldu.

Bu satırların yazarı ise finali Almanya ile Hollanda'nın oynayacağını, kupayı da Almanya'nın kazanacağını tahmin etmekteydi. Yarı finalde Alman milli takımının hocası Joachim Löw'ün İspanya karşısında takımına mahkum bir oyun oynatabileceğini tahmin edememişti. Alman hocanın yarı final maçında  yaptığı önemli stratejik ve taktiksel hatalar İspanyolların finale gelmesine olanak  sağladı. Doksan dakika boyunca oyunu kendi alanında kabul etme ve İspanya'yı durdurma felsefesine göre takımını oynatan Löw, dünya kupasını alabilecek bir takımı bu kupadan mahrum etti… Bu teknik saptamayı bir kenara bırakıp biz tekrar rapora geri dönersek;

İngiltere'yi %52.5'lik bir olasılıkla şampiyon tahmin eden rapor, alternatif olarak ta İspanya ve Brezilya'yı da şampiyon olabilecek takımlar olarak öngörmüştü.

Rapora göre Hollanda, Fransa, Arjantin, İtalya, Brezilya, İngiltere, Slovanya ve İspanya çeyrek finale çıkacak (İtalya, Fransa ve Slovanya gruptan çıkamadı); bu takımlardan İngiltere, Hollanda, Slovanya ve İspanya yarı finale kalacak (Yarı final anımsanacağı üzere Almanya, Uruguay, İspanya ve Hollanda arasında oynanmıştı) ve finali de İngiltere ile İspanya oynayacak, kupayı da penaltılarla İngiltere müzesine götürecekti ama ne yazık ki model şampiyonu tahmin edemedi.

Yayınlanan raporlar Dünya Kupası'nın ekonomiye önemli etkileri olacağını gösteriyor!

Geçmişte yapılan araştırmalar Dünya Kupası gibi önemli futbol ve spor organizasyonlarının küresel ekonomiye önemli etkileri olabileceğini ortaya koyuyor. Bu turnuva öncesinde JP Morgan Stanley'nin ve ABM Ambro Bank'ın yapmış olduğu ekonomik ve finansal araştırmalar Dünya Kupası'nın diğer organizasyonlar ile kıyaslandığında küresel ekonomiye daha önemli etkileri olduğunu gündeme getirdi. Bu ekonomik araştırmalara göre;  Dünya Kupası'nı kazanmak ulus çapında bir moral tazelenmesine sebep oluyor ve tüketici güvenini olumlu yönde geliştirerek hane içi harcamalarda artışlara yol açıyor. Yine futbolun kendisinin dışsal etkileri de dikkate alındığında bu etki daha büyük bir katma değer yaratıyor. Bu etki özellikle futbolun çok daha yaygın ve popüler olduğu, nüfusu  kalabalık ve  milli geliri yüksek ülkelerde daha önemli boyutlarda gerçekleşiyor.

Bu araştırmalara göre;  dünya kupası şampiyonu ülkeler arasında ekonomik büyüme aynı yıl şampiyonluk şansını kaçıran ülkelere göre daha yüksek gerçekleşiyor.

Soccereconomy (Futbol ekonomisi) 2006 raporunda verilen bilgiye göre, şampiyon ülke binde 7 oranında ekstra ekonomik büyümenin tadını çıkarırken final maçını kaybeden ülkede bir önceki yıl sonuçlarıyla kıyaslandığında ekonomik büyümenin binde 3 oranında gerilediği görülüyor.

Raporda kazancın büyük bir kısmının özellikle barlar ve alışveriş merkezlerinden elde edildiği not ediliyor. Hediyelik eşya satışlarının da önemli bir gelir kaynağı olduğu belirtiliyor.

Finans piyasaları üzerindeki makro ekonomik etkilerin ise çok fazla olmadığı; daha doğrusu ekonomik durgunluğu ekonomik patlamaya dönüştürecek güçte olmadığı kaydediliyor. Yine de rapor, bu gibi etkilerin göz ardı edilmemesini salık veriyor.

Ekonomistler ayrıca şampiyon olan ülkenin dünyanın ilgisini çekmeyi başardığını ve dolayısıyla daha kolay ticaret bağlantıları yapabildiğini, ülkeye yeni iş yatırımları çekebildiğini belirtiyor.

İspanya ekonomisi daha önce öngörülen binde 4'lük daralmanın aksine bu yıl büyüme kaydedebilir.,

Ancak işsizlik oranı yüzde 20'ye yaklaşırken ve bütçe açığı giderek artarken ekonomistler İspanya'da herhangi bir sıçrama beklentisi içinde değil. Yine de Dünya Kupası şampiyonluğu nedeniyle İspanya'yı ekonomik durgunluğun bütün bir yıla yayılmayacağı not ediliyor.

Otuz altı milyar dolarlık gol doğru mu?

İspanya'nın finalde Hollanda'yı uzatma dakikalarında Iniesta'nın attığı golle devirip şampiyonluğa ulaşmasının ekonomiye yansıması 36 milyar dolarla ifade ediliyor. Öncelikle bu tutarın nasıl hesaplandığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Araştırmalarda belirtilen oranlara göre kupayı kazanan ülke ekonomisi binde 2.5 ile binde beş civarında bir büyüme yaşıyor. Bu kapsamda yaklaşık gayri safi milli hasılası 1.5 milyar trilyon dolar olan İspanya'nın binde 2.5'lik büyümesinin 36.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşeceği hesaplanıyor.

Buna göre İspanyol ekonomisi tüketim harcamalarında yaşanılacak bir artışla ilk etapta kupayı kazanmış olmanın olumlu etkilerini yaşayacak. Ancak gerçek büyümenin etkilerini izleyen yılda görebilme olanağımız olacak.  Çünkü, Hollanda'yı yenerek Dünya Kupası'nı evine götüren İspanya tarihi zaferle ekonomisinin kaderini değiştirebilir ama bunun için zamana ihtiyaç bulunuyor. Çünkü, Dünya Kupası zaferiyle yaşanacak sevincin, birliktelik duygusunu ve harcamaları artırma dinamiği ancak zaman içinde ve ekonominin yaklaşık 2 ila 3 yılı arasında gerçekleşebilir.

Harcamalar beklendiği gibi artacak mı?

Bu etkinin yaratılmasında şüphesiz en büyük etki yaklaşık  700 milyon kişinin bu maçları canlı ve eş zamanlı izlemiş olması. Televizyon saati olarak bakarsak oynanan altmış dört maçın toplam 44.5 milyar insan tarafından izlendiğini burada dile getirebiliriz.  İşte bu izlenme ve buna bağlı olarak oluşacak gelirler toplamı Dünya Kupası'nın küresel ekonomiye olan etkisini maksimum seviyeye çıkartıyor. Yani kupanın paraya tahvil olabilmesi ve ekonomik etkisinin ortaya çıkabilmesi ancak tüketici harcamalarının öncelikle ülke içinde tetiklenmesiyle ortaya çıkabilecek. Ancak  bu ekonomik büyümenin asıl etkisi İspanyol Ligi'nin marka değerinin daha da artarak naklen yayın gelirleri başta olmak üzere sponsorluk, maç günü ve medya hakları, reklam gelirlerinin büyümesine bağlı. Bu oranda bir katkı 2010'da ekonomik olarak yüzde 0.3 küçüleceği öngörülen İspanya'nın büyümeyi ucu ucuna yakalayabileceği anlamına geliyor.

Kupa İspanyol ekonomisine merhem olabilecek mi?

Kupanın İspanya'ya gitmesi, İspanyollara büyük mutluluk yaşattı. Ancak kupanın beklenen etkisi sanıldığının aksine ekonomiye o kadar hızlı olamayacak gibi görünüyor. Bu yıl %0.3 daralması beklenen ekonomide kupayla gelecek hareketliliğin harcamaları artırması bekleniyor. Her ne kadar kupanın ülke ekonomisine etkisi binde 2.5 civarında olacaksa da, ülkenin içinde bulunduğu iktisadi ve mali sıkıntılar, sosyalist hükümetin yeni önlemler almasını zorunlu kılıyor. 

İspanya'nın gayri safi yurtiçi hasılasının 1 trilyon 464 milyar dolar olduğu dikkate alındığında, şampiyonluğun ülke ekonomisine 36.6 milyar dolarlık katkıda bulunacağı ortaya çıkıyor. İşsizlik oranının yüzde 20'yi bulduğu İspanya Avrupa'daki işsizlik sıralamasında listenin ilk sırasında bulunuyor. 15 milyar Euro'luk kemer sıkma programına başlayan ülkeyi zorlu bir süreç bekliyor.

Hollanda ne kaybetti?

Peki Boğalar ile mücadelede Portakallar galip gelseydi durum ne olacaktı? Zafer 795 milyar dolarlık gayri safi yurtiçi hasılaya sahip Hollanda ekonomisine 19.9 milyar dolarlık katkı sağlayacaktı. ING ekonomistlerinden Charles Kalshoven kupayı kazanması halinde Hollanda'da tüketici harcamalarının bu yıl yaklaşık 700 milyon euro artacağını hesaplamıştı. Euro bölgesinin en büyük beşinci ekonomisi Hollanda'nın bu yıl yüzde 1.25 büyümesi bekleniyor.

Güney Afrika'nın yüzü güldü mü?

Dünya Kupası için 4 milyar dolar üzerinde harcama yapan ev sahibi ülke Güney Afrika bu organizasyondan para kazanabildi mi? Deloitte'un raporuna göre hazırlıklara 2007'de başlayan Güney Afrika, altyapısını yenileme fırsatı buldu, yeni istihdam yarattı ve küresel ekonomik krizin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini de azalttı. Grant Thornton araştırma şirketi, kupanın toplam 700 bin yeni istihdam yarattığını ve istihdam artışının, bu yılın ilk çeyreğinde en fazla işsizliğin kaydedildiği sektör olan inşaatta görüldüğünü belirtiyor.

2007'den bu yana yaklaşık 33 milyar rand (4.3 milyar dolar) harcayan Güney Afrika hükümetinin yaptığı harcama alanları ve tutarları şöyle:

·Yeni yollar ve hızlı tren inşası ile havayollarının yenilenmesi için 13 milyar rand,

·5 yeni stadyum inşası ve mevcut 5 stadyumun yenilenmesi için 11,7 milyar rand,

·Ülkeye giriş noktası hazırlamak için 3 milyar rand,

·Haberleşme sistemlerinin modernizasyonu için 1.5 milyar rand,

·44 bin yeni polisin işe alımı, donanımı ve eğitimi için 1.3 milyar rand,

·Uluslararası Futbol Federasyonu'nun (FIFA) Dünya Kupası etkinliklerinin lojistik harcamaları için yaklaşık 8 milyar rand (1.08 milyar dolar) yardım yaptığı ülkede, maçların düzenlendiği 9 kentin konaklama ve düzenlenmesi için harcamalar yapıldı.

Grant Thornton araştırma şirketi, Güney Afrika'ya, Dünya Kupası için 200 bin ekstra turistin geldiğini ve buna ilişkin konaklama ve diğer turizm gelirlerinin yaklaşık 1.5 milyar Euro civarında gerçekleştiğini ifade ediyor. Stadyumlar, Amerika günlerinin ardından en dolu günlerini yaşadı. 3.2 milyon bilet satıldı. FIFA 3.2 milyar dolarla Afrika'da tarihinin en yüksek kârını etti..

Dünya Kupası ilk kez Afrika kıtasında organize edilirken, FIFA sadece G. Afrika'nın ev sahibi olmak için verdiği teklifi değil, ülkenin ulaşım, telekomünikasyon, turizm ve spor altyapılarını da dikkate aldı. G. Afrika hükümeti iyi bir ev sahipliği yapmak için milyarlarca dolarlık altyapı projelerine imza attı. Haziran 2010'a kadar G. Afrika maçların oynanacağı 10 stadyum için yaklaşık 658 milyon dolar, havalimanlarının yenilenmesi için 685 milyon dolar, ülkenin yol ve demiryolu ağına da 461 milyon dolar bütçe ayırdı.

Asıl zafer Çin de mi?

Güney Afrika düzenlenen Dünya Kupası en çok turnuvaya katılamayan Çin'e yaradı denilebilir. Çünkü Günef Arika'nın milli enstrümanı vuvuzeladan kupanın resmi resmi topu Jabulani'ye kadar kupanın simgesi olan ne varsa Çinde üretildi.  'Çin'in Tahtakale'si olarak bilinen Wu Yuwe kentinde tanesini 40 sente üretilen vuvuzelaların fiyatı Johannesburg'da 8 dolara kadar çıktı. Vuvuzeların yüzde 85'ini üreten Çin dünya kupasına katılan ülkelere bayrak ve forma satışlarıyla milyar dolar kazandı.

Güney Afrika, Hollanda ve İspanya'da ekonomik durum ne?

Turnuvayı organize eden ve bu turnuvada final oynayan Hollanda ile kupayı kazanan İspanya'nın genel makro ekonomik durumlarına da bir bakmamız gerekiyor.

Söz konusu ülkelerin Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) genel istatistiki bilgilerinden derleyerek oluşturduğumuz genel makro  göstergeleri aşağıdaki tablo ile dikkatlerinize sunuluyor.

Karşılaştırmalı verdiğimiz tabloda her üç ülkede de büyüme hızlarının negatif olduğunu, çok önemli iç borca sahip olduklarını, işsizliğin inanılmaz boyutlara ulaştığını, bütçe açıklarının giderek arttığını, yoksulluk oranının yükseldiğini görüyoruz. Bu ülkelerin milli gelirleri arasında çok önemli farklar bulunuyor.

Makro göstergelerindeki bu olumsuzluklar, her ne kadar kupayı düzenleyen ülkeye, final oynayanlara da bazı olumlu etkiler yapacak olsa da mevcut durumun gerçekten de çok kötü olduğunu gösteriyor. Nispeten Hollanda ekonomisi Güney Afrika ve İspanya ekonomisi ile kıyaslandığında görece olarak iyi görünse de ülkede yaşayanların %10.5'inin yoksulluk sınırına geldiğini, işsizliğin yüzde beşe yaklaştığını, büyüme hızının eksi olduğunu burada vurgulayalım. Hal böyle olunca kupa ne kadar ekonomilere olumlu etki yaparsa yapsın, ortada gerçekten çok önemli iktisadi ve finansal problemler bulunuyor ve bu sorunlar küresel ekonomik krizin etkisiyle de bir süre daha devam edecekmiş gibi görünüyor. 1986'dan beri Kupa'yı kazanan ülkelere Dünya Kupası'nın  olumlu etkilerini gördüğümüz bir trende, ne yazık ki Kupa'yı kazanan İspanya'nın küresel krizin azizliğine uğrayacak olması ise tamamen bir şansızlıktan kaynaklanıyor.  

Ülkelerin Makro  Göstergeleri

 G. Afrika İspanya Hollanda

Milli gelir 495 milyar dolar 1.5 trilyon dolar 790 milyar dolar

Kişi başı milli gelir  10.100 dolar 33.700 dolar 39.900 dolar

Nufus 49.5 milyon 40.5 milyon 16.7 milyon

İşsizlik % 24 18 4.9

Bütçe açığı 15 milyar dolar 136 milyar dolar 40 milyar dolar$

Enflasyon % 7.10 -8 1.2

Yoksulluk oranı %  50 20 10.5

Büyüme hızı % -1.80 -3.60 -3.90

İç borcu 74 milyar  dolar 2.4 trilyon dolar 3.7 trilyon dolar

FİFA'nın gelirleri 3.2 milyar dolara ulaştı

FIFA'nın Dünya Kupası'ndan elde ettiği  gelirin 3,2 milyar doları geçtiği tahmin ediliyor. Bu gelirin 2 milyar dolarlık kısmı  görüntü haklarından, 1.2 milyar dolarlık bölümünün de satış ve pazarlamadan elde edileceği tahmin ediliyor.

Kupayı alan büyüyor!

Dünya Kupası'nı kazanan ülkelerin şampiyonluk sonrası ekonomilerine bakıldığında önemli gelişmeler yaşandığı görülüyor. Ülkelerin makro göstergelerinden hareketle oluşturduğumuz aşağıdaki tabloları incelediğimizde birkaç istisna dışında Kupayı kazanan ülkenin de, kupayı organize eden ülkenin de ekonomilerinde büyümeler gözlemleniyor.

2006 yılında Almanya'da düzenlenen Dünya Kupası'nda kupayı kazanan İtalya'da ekonomik büyüme şampiyonluk yılında iki kattan fazla oldu. 2005 yılında binde 65 oranında büyüyen İtalya, bir sonraki yıl yüzde 2.03 civarında büyüdü. Şüphesiz bu büyümede dünya ekonomisindeki olumlu konjonktürün de olumlu etkisi vardı ama bu sportif performans İtalyan liginin de gelirlerini önemli ölçüde artırdı.

2002 yılında Kupa'ya uzanan Brezilya'da da benzer bir gelişim yaşandığı görülüyor. 2001 yılında yüzde 1.3 büyüyen Brezilya ekonomisi, kupayı kazandığı yıl yüzde 2.65'lik bir büyümeye ulaştı.  1998 Dünya Kupası'nı kendi evinde düzenleyen ve kupayı kazanan Fransa'nın da bu büyüme trendini yakaladığı görülüyor. Şampiyon olduğu yıl yüzde 2.21 büyüyen Fransa bir sonraki yıl büyümesini yüzde 3.54'e ulaştırdı.

Kupayı Kazanan Ülkelerde Ekonomik Büyüme

Ülke Kupayı  1 Yıl Önceki Kupayı Aldıktan

  Aldığı Yıl Büyüme(%) Sonraki Yıl Büyüme(%)

İtalya 2006 0.65 2.03

Brezilya 2002 1.31 2.65

Fransa 1998 2.21 3.54

Brezilya 1994 4.92 5.85

Almanya 1990 3.91 5.72

Arjantin 1986 -6.95 7.14

Kupayı düzenleyen ülke de kupadan olumlu etkileniyor mu?

Dünya Kupası'nın ekonomiye olan etkilerini inceleyebilmek amacıyla bu ülkelerin kupanın düzenlendiği ve sonraki yıla ilişkin ekonomik büyüme verilerine baktığımızda karşımıza aşağıdaki tablo çıkıyor.

Dünya Kupası'nı evinde organize eden ülkelerden 1970'de Meksika, 1982'de İspanya, 1994'te Amerika, 1998'te Fransa, 2002'de Kore, 2006'da Almanya önemli büyüme sergilemişler. 1970-2010 arasında IMF verilerinden ulaşarak oluşturduğumuz tablo bize özellikle 1994'ten sonra kupaya ev sahipliği yapan ülkelerin önemli bir büyüme performansını yakaladıklarını ortaya koyuyor.  Buna karşın 1974'te Almanya'nın, 1978'de Arjantin'in, 1986'da Meksika'nın, 1990'da İtalya'nın ev sahibi olarak kendilerinden beklenen büyüme performanslarına ulaşamadıklarını görüyoruz.

Kupa'nın oynandığı yıl itibariyle makro göstergelere bakıldığında ise; on bir ev sahibi ülkeden altısının  ekonomilerinde büyüme gözlenirken, kalan beşinde ise beklenen büyümenin sağlanamadığı görülüyor. Kupanın oynandığı yıl itibariyle Meksika, İspanya, Amerika, Fransa, Kore ve Almanya kupadan olumlu etkilenip ekonomilerini büyütürken; 1974'te Almanya, 1978'de Arjantin, 1986'da Meksika,  1990'da İtalya ve 2010'da Güney Afrika Kupa'nın nimetlerinden yararlanamamışlar. Buna göre on bir dünya kupasını düzenleyen ülkenin  yüzde elli beşi (6 ülke) kupadan yararlanarak ekonomilerini büyütürken; yüzde kırk beşi ise kupa rüzgarını arkalarına alıp ekonomilerini büyütememişler.

Dünya kupasının düzenlendiği yılın ertesine bakıldığında ise yukarıdaki tablo biraz tersine dönüyor. Kupayı düzenleyen ülkelerden 1978'de Arjantin'in %10.5, 1986'da Meksika'nın  %5.5, 1999'da Fransa'nın %1.29, 2007' yılında da Almanya'nın 1.8 büyüdüğü gözlemlenirken; 2010 Afrika'yı dikkate almadığımızda kalan altı ülkenin kupa etkisinden yararlanamadıklarını ortaya çıkıyor. Bu tablo bize ev sahibi ülkelerin kupa sonrası yıllarında ekonomik büyümelerinde beklenen gelişimi sağlayamadıklarını  ya da daha açık ekonomiye izleyen yılda kupa etkisinin çok da fazla olmadığını gösteriyor. Yani sanıldığının ve raporlarda belirtilenlerin aksine genel kanı olarak Dünya kupasını organize eden ülkelerin kupa sonrası ekonomilerinde büyüdüklerine ilişkin tez çok genellik göstermiyor. Burada olumluluk rasyosu %55'den %40'a gerilerken; Dünya Kupası'ndan etkilenemeyen ülkelerin oranı ise %45'ten yüzde 60'a çıkıyor. Bunun çeşitli sebepleri olabilir ama 1970 ile 2006 arasında düzenlenen dokuz kupada sadece dört ev sahibi ülkenin ekonomik göstergelerinde olumlu büyümeyi görüyoruz. Kalan altı  ülkenin ekonomilerinde ise kupa etkisi ne yazık ki görülmüyor.

Ev Sahibi Ülkelerin Ekonomilerine Dünya Kupası'nın Katkısı

Yıl Ev Sahibi   Kupa Yılı Fark İzleyen Fark

 Ülke Kupa Öncesi Büyüme (%) Büyüme(%) (%) Yılki Büyüme (%) 

1970 Meksika 5.5 6.9 1.4 4.2 -2.7

1974 Batı Almanya 0.6 0.2 -0.4 -1.3 -1.5

1978 Arjantin 8.7 -3.4 -12.1 7.1 10.5

1982 İspanya -11.3 1.2 12.5 1 -0.2

1986 Meksika 2.1 -3.7 -5.8 1.8 5.5

1990 İtalya 3.4 2.05 -1.35 1.7 -0.35

1994 Amerika 2.1 3.5 1.4 1.4 -2.1

1998 Fransa 2.2 2.21 0.01 3.5 1.29

2002 Kore-japonya 4.1 6.3 2.2 6.2 -0.1

2006 Almanya 1.2 3.9 2.7 5.7 1.8

2010 Güney Afrika 0.2 -1.8 -2.0 ? 

Sonuçta;

Dünya Kupası yarattığı gelir ve sonraki yıllara olumlu etkisiyle gerçekten çok önemli ekonomik ve sportif bir organizasyon. Bu organizasyonun etkileri iyi kullanıldığında ekonomileri büyütüyor. En olumlu etkiyi de doğal olarak kupayı kazanan ülke görüyor. Bu organizasyona yönelik ev sahibi ülkelerin yaptıkları yatırımlar ise küresel ekonomiye katkılar sağlıyor. Başta o ülkelerde önemli istihdam yaratabiliyor, ilave gelirler sağlayabiliyor. Bu konuda yapılan araştırmalarda kupayı kazanan ülkelerin parasal gelirlerini izleyen yıllarda daha da artırma olasılıkları daha güçlü görünürken, ne yazık ki ev sahipliği yapan ülkelerin bu olanaktan çok da fazla yararlanamadıkları görülüyor. Ancak turnuva sonrası bu ülkelere önemli alt yapı tesisleri, statlar kalıyor ve çok önemli dış tanıtım da bu sayede gerçekleştirilmiş oluyor. Yani futbolun sadece sosyal bir olgu olmadığı, aynı zamanda ekonomik olarak  tekstilden turizme, turizmden medyaya, medyadan elektroniğe, elektronikten iletişime varıncaya kadar bir çok sektörde çok önemli katma değer yaratan bir endüstri olduğu gerçeği de bir kez daha kendiliğinden ortaya çıkıyor. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar