Kulüpler neden ve nasıl borçlanır?

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

 

UEFA'nın ısrarla ve kararlıkla üzerinde durduğu ve 2014-15 Sezonu'ndan itibaren tüm kulüplerimizi ve doğal olarak liglerimizi etkileyecek olan Finansal Fair Play uygulamalarının etkilerini daha şimdiden görmeye başladık. Özellikle aşırı borçlu kulüplerin, başta kendi oyuncularına, üçüncü kişi ya da kurumlara ve devlete olan yükümlülüklerini yerine getirememeleri nedeniyle yaşadıkları sorunlar, onları otomatikman sportif yarışmada rekabet dışına itiyor. Öncelikle, UEFA kulüplerin böylesi bir sorun yaşarken, söz konusu kulüplerin kendi organizasyonlarında, yani Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'nde oynamalarına izin vermiyor. Bir an önce bu kulüplerin kendi mali yapılarına çeki düzen vermelerini istiyor. Düzenlenen mali yapı Finansal Fair Play kriterlerine uygunsa, UEFA lisansı bu kulüplere veriyor.

Gecikmiş borca af yok
Finansal Fair Play Kriterleri çerçevesinde, yıllık bütçesi 5 milyon euronun üzerinde olan tüm kulüplere 'gecikmiş borcun bulunmaması' koşulunu getiren UEFA, 2012-2013'ten itibaren uygulamaya soktuğu 'dördüncü versiyon' mali kriteriyle birlikte, kime olduğuna bakmaksızın, 'vadesi geçmiş borcun bulunmaması'nı bir zorunluluk haline getirdi. Kulüplerin gelir-gider dengesini sağlama zorunluluğunu da bir mecburiyet olarak kulüplerin önüne koyan UEFA, bu kriterlere uymayan kulüplere uygulayacağı cezaları daha şimdiden kulüplere kesmeye başladı bileÖ Bu sayede UEFA, Finansal Fair-Play Kriterleri ile 2015'e kadar geçiş sürecini tamamlayıp, kulüpleri mali açıdan disiplinli bir yapıya kavuşturmayı hedefliyor.

Anımsanacağı üzere, bu senenin mayıs ayı içinde UEFA, bazı Avrupa liglerinde oynayan kulüplerle birlikte, ülkemiz Süper Ligi'nde oynayan Beşiktaş, Gaziantep ve Bursaspor kulüplerimizi 1 yıllığına Avrupa kupalarına katılmaktan men etmişti. Bu hafta Avrupalı futbol kulüpleri ve bu kulüplerden oluşan liglerin neden ve nasıl borçlandıkları üzerinde duracağız.

Bir kulüp temel olarak neden borçlanır?
Bir futbol kulübü genel olarak;
1. Faaliyet gelirleri, faaliyet giderlerini karşılayamayan kulüpler, aradaki farkı gidermek için borçlanır.
2. Tesis yatırımı, sta renovasyonu ve altyapıya yatırım nedeniyle borçlanır.
3. Oyuncu transferi nedeniyle borçlanır.
4. Kulüp satın alımlarında, kulüp sahibi bir kulübü borç altına sokabilir. (Manchester United örneğinde olduğu gibi)
Kulüpler nasıl borçlanır?
Kulüpler genelde üç şekilde borçlanmaya gitmekteler. Bu enstrümanları kullanırken de, kısa vadeli borçlanmak için mali piyasalara yönelirlerken, orta ve uzun vadeli fon temin edebilmek için de sermaye piyasalarına yönelirler.
1. Mali piyasalardan, yani bankalardan borçlanırlar. Kredi kullanırlar.
2. Ortak ya da kulüp başkanı veya yöneticilerinden borç para alırlar,
3. Şirket hisselerini halka arz ederek ya da kısa vadeli bono veya orta ve uzun vadeli tahvil ihraç ederek sermaye piyasalarından borçlanırlar.
Kulüplerin gelir yapısı hangi gelirlerden oluşur?
Aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere bir futbol kulübü ve bunların bileşkesi olan üst kuruluş, yani futbol liglerinin temelde dört ana geliri bulunuyor.

Bunlar;
1. Naklen yayın gelirleri,
2. Reklam, medya ve sponsorluk gelirleri,
3. Maç günü gelirleri ve
4. Ticari ve diğer gelirler.
UEFA'nın 2010-11 Sezonu'nda Avrupalı 650 kulüp finansallarını inceleyerek yaptığı Avrupa Kulüp futbolu Lisanslama ve Finansal Raporlaması'na göre, Avrupalı Liglerin 2010 sezonunda yarattıkları toplam 12,8 Milyar Euro'luk gelirin %35'ini oluşturan 4.5 milyar euroluk gelir naklen yayın gelirlerinden, %25'ini oluşturan 3.2 milyar euroluk gelir reklam, medya ve sponsorluk gelirlerinden, %21'ini oluşturan 2.6 milyar euroluk gelir maç günü gelirlerinden ve %19'unu oluşturan 2.5 milyar euroluk gelir de ticari ve diğer gelirlerden oluşuyor.
- Naklen yayın gelirleri 
- Reklam, medya ve sponsorluk
- Maç günü gelirleri
- Ticari ve diğer gelirler

Kulüplerin giderleri nelerden oluşuyor?
Yine aynı çalışmaya göre Avrupalı kulüplerin gider kalemlerine bakıldığında, 2010-11 Sezonu'nda toplam gelirleri 12.8 milyar euroya ulaşan kulüplerin, gelirlerinden 1.6 milyar euro daha fazla harcama yaparak toplam da 14.4 milyar euro gidere ulaştıkları görülüyor. Giderlerin detayına bakıldığında ise; kulüplerin en fazla gider harcaması yaptıkları kalemin 8.2 milyar euroluk kısmının, yani toplam gelirlerinin %64'ünün oyuncu, teknik adam ve kulüp çalışanlarına yapılan harcamalardan oluştuğu görülüyor. İkinci büyük gider kalemini ise %39'luk payı ve 5 milyar euroluk tutarıyla, kulüp operasyonel giderleri, yani faaliyet giderleri oluşturuyor.
Yine aşağıdaki tablo bize kulüplerin giderlerinin, gelirlerini %113 oranında aştığını gösteriyor. Yani, kulüpler olmayan parayı harcama yoluna gitmişler.

- Toplam oyuncu, teknik adam ve kulüp çalışan maliyeti
- Net Transfer giderleri-harcamaları
- Operasyonel giderler
- Faaliyet dışı giderler
Gelir gider dengesi bozulan kulüpler öz kaynak açığı veriyor
UEFA'nın anılan çalışmasında ortaya koyduğu tabloya göre, arasında ülkemiz Süper Ligi'nin de bulunduğu 18 lig net öz kaynak açığı veriyor. Öz kaynak açığı veren liglerin içinde yıllık geliri 2.5 milyar euroya ulaşan İngiliz Premier Lig'de bulunuyor. Aşağıdaki tabloya göre Avrupalı 37 lig ise pozitif öz kaynağa sahip görünüyor.

Daha fazla borçlanan ve özkaynak açığı veren ligler zarar ediyor
Aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere, gelir gider dengesi bozulmuş, bu nedenle hemen hemen her sene gider fazlası, yani bütçe açığı veren kulüplerin oluşturduğu ligler zarar etmeye devam ediyor. Nitekim, bu zararların gelişimine bakıldığında, 2006 ile 2010 yılları arasında geçen beş yıllık süre içinde liglerin birikimli (kümüle) zararlarının tam altı buçuk kat artarak, 216 milyon eurodan 1 milyar 641 milyon euroya ulaştığı görülüyor. Yine, liglerin kar/zarar brüt marjlarına baktığımızda, 2006 yılında gelirlerinin sadece %2.4'ü kadar zarar eden liglerin, 2010-11 sezonunda bu olumsuz marjlarının da tam 4,3 kat artarak %12.8'e ulaştığını görüyoruz. Yani, gelirlerinin yaklaşık yüzde on üçünü ziyan eden bir yapılanma görüyoruz. Ticaretin devamlılığı ve kurumların sağlığı açısından karlılık esas olmakla birlikte, Avrupalı kulüplerde bu olumlu duruma ulaşmaları da kısa vadede çok mümkün görülmüyor.

Sonuç
Mevcut gelirlerinin giderlerini karşılayamaması nedeniyle açık veren kulüplerin yoğun bir şekilde farklı enstrümanları kullanarak borçlanmaya yöneldiklerini görüyoruz. Bu borçlanmaya etki eden faktörlerin başında kulüplerin net transfer harcamaları ve kulüp faaliyet giderlerinin kontrol altına alınamaması geliyor. Bunun yanı sıra, kulüplerin yanlış yönetim ve farklı nedenlerle de borç altına sokulabildiklerini, tıpkı Manchester United örneğinde olduğu gibi gözlemleyebiliyoruz. Kısacası, yanlış transfer harcamaları, kulüp yönetimlerinin yaptıkları yanlışlıklar, kulüplerin fonlarının heba olmasına neden oluyor. Aslında bir kulübün borçlanması gereken tutar asla kulüp gelirinin yüzde yetmişini geçmemeli. Bu rasyoyu geçen kulüpler ne yazık ki, bir borç sarmalına giriyorlar ve bu sarmaldan da çıkamıyorlar. Sonuçta da yetersiz ve zayıf finansal yapı, kulübün sportif rekabette daha da geride kalmasına neden oluyor. Sportif performansın giderek düşmesi, zaman içinde kulübün rekabette ciddi ölçüde geride kalmasına yol açıyor ve bu durum, kulübün mali yapısını daha sıkışık hale getiriyor ve olay tamamen bir fasit daireye dönüşüyor.

 

tugrulaksar01102012_i01.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar