Küçülmeyin, büyüyün!

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Pek çok ekonomi yazarı ve yönetim da­nışmanı 2025’in zorlu geçeceğini ve şirketlerin bu dönemde odağının tasar­ruf, verimlilik ve mümkünse küçülme ol­duğunu söylüyor, şirketlere bunu öneri­yor. Ben de 2025’in zorlu geçeceği düşün­cesindeyim, ancak odaklanılacak yerin küçülme veya tasarruf olmaması gerekti­ğini düşünüyorum.

Neden derseniz, kriz dönemleri fırsat dönemleridir, rakipler ile arayı açacaksan bu dönemlerde açarsın.

Neden küçülme olmamalı?

Bugün iş dünyasında yerinde saymayı dahi başarı gören bir anlayış türedi. Sa­nayici bir büyüğümün seneler önce bana dediği gibi, “güçlü şekilde büyümüyorsan küçülüyorsundur”. Küçülme; yatırım yap­ma, sektörünüze yön verme, gelecekte var olma ve en önemli kaynakları elde tutma şansınızı azaltır.

Ülkemizdeki pek çok popüler ekonomi yazarı ve yönetim danışmanı şirket yö­netim stratejilerini konjonktürel yorum­ladığı ve buna göre tavsiyeler verdiği için şirketlerimizin hali ortada. Ana akım gö­rüş bu olduğundan patronlara “bırakın şu konjonktürel yönetimi, stratejik yöne­timle pekala büyürsünüz” dediğimizde, çoğunluk şüpheyle bakıyor.

Herkes aynı yoldan gidiyor. Herkesle aynı yoldan gidip, farklılaşmayı nasıl ba­şarabilirsiniz?

Olmuyor.

Ülkemizde ana stratejisi faiz indirimle­rine dayalı ekonomik canlanma olan (dik­kat edin sizin değil, dış faktörlerin kont­rolünde) ve konjonktürel yönetilen yüz­binlerce firma var.

Peki nereye odaklanmak gerek?

Odak bence tasarruf, verimlilik, küçül­me falan olmamalı. Hakim yönetim an­layışına ters şeyler söylediğimin farkın­dayım ama küçülme asla bir strateji ol­mamalı. Rekabetin Kuzey Afrika, Çin ve Doğu Avrupa eksenli olarak arttığı, ölçek­li rakiplerin bizi zorladığı, Türkiye paza­rının makro irrasyonaliteler nedeniyle bizi kurtarmadığı, üstüne de teknolojinin her şeyi yıkıp geçtiği bir dönemde, oda­ğınız daha kaliteli, verimli, tasarruflu ol­mak olursa, birkaç sene içinde zor duru­ma düşersiniz.

Sizin büyümeye ihtiyacınız var. Büyü­me stratejileri konusu çok çetrefilli ve de­taylı ancak anlaşılması adına basitçe an­latıyorum. İki tür büyüme var. Bir ölçek artırma, ikincisi farklılaşma. Ölçek ar­tırmak, maliyetleri azaltmak ve fiyat re­kabeti ile rakipleri ekarte etmek bir yol. Ancak burada yatırım gerekiyor.

Bizde bu kaynaklar var mı? Çoğumuzda yok. Borç alabiliyor muyuz? Şartlar çok ağır. Sene­lerce iyi fizibilite + kaynak bulma + hızlı­ca hayata geçirme formülü ile senelerce iş yaptık. Bugün o model rekabet ve tekno­loji nedeniyle geçersiz. O zaman bu seçe­neği bırakalım. Diğer seçenek inovasyon yolu ile farklılaşmak.

Pazar, süreç, ürün, hizmet, iş modeli, pazarlama gibi alanlar­da yapılacak inovasyonlar ile rakiplerden daha verimli değil, daha farklı olmaya ça­lışma işi! İnovasyon önümüzdeki tek yol. Sizin yedi sekiz katınız ölçeğe sahip, pa­zarlamada çok agresif olan Çinli rakibiniz karşısında tek şansınız bu.

Stratejik yönetin

İşinizi konjonktürel yönetmeyi bırak­mak ve bu felsefeden kurtulmak ilk adım. İkinci adım, şirket içinde inovasyonu or­taya çıkartmak. Bu doğru teknikler ile hızlı şekilde yapılabiliyor. O kadar iyi fi­kirler çıkıyor ve hemen uygulanabiliyor ki şaşırırsınız.

Bu kısa vadede sizi bir miktar büyüte­cektir. Sonrasında bunu kurumsallaştır­mak lazım. Yani organizasyon, süreçler, sistemler ve kültürü inovasyona göre ya­pılandırmak. Konjonktürel yönetim anla­yışını terk etmek. İkinci ile paralel yürü­mesi gereken diğer adım, stratejik yönet­mek. Yani strateji üretmek. Sektöre yön verecek işler yapmak. Stratejiniz; inovas­yona dayalı ürün, hizmet ve iş modelle­ri içerdiğinde, bu büyüme anlamına gelir. Rakipleriniz tasarruf yapıp bir yandan da müşterileri elde tutmakla uğraşırken, siz niş alanlarda, mavi okyanuslarda büyür­sünüz.

Perşembe büyüme üzerine sohbete de­vam edelim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar