Küçük ölçekli iş yerlerinde ayıklama ve yalıtım

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Yeni nesil küçük ölçekli iş yerleri : 5

Evrimin ilk adımı üreme, ikinci adımı mutasyon, üçüncü ayıklama, dördüncü adımı yalıtım, beşinci adımı da işbirlikleridir. Evrimin üçüncü ve dördüncü adımları olan “ ayıklama ve yalıtım” sürecinin küçük ölçek iş yerleri odağından bakıldığında ne anlama geldiklerini tartışırsak; ekonominin bu vazgeçilmez araçları olan küçük ölçek yapı kullanarak maddi ve kültürel zenginlik üretimine etkin katkılar yapabilmenin koşullarını kavrayabiliriz.

Bu çalışmanın ilk bölümlerinde açıklamaya çalıştığımız “özel konumları nedeniyle küçük yapı” her zaman geçerlidir, ama aynı zamanda daha etkin, daha verimli çalışma süreçlerine sahip olanların yarattığı “ayıklama” alanının da dışında değillerdir. Adına ister “konsolidasyon” deyin, isterseniz “kendini yeniden üretme gücü” olarak tanımlayın, evrende ayıklama vardır.

Küçük ölçekli yapıların ayıklanma sürecinin işleyişi, bir önceki üretim örgütlenmesini oluşturan ekosistemleri yerine yeni ekosistemlerin baskına hale gelmesiyle hızlanır. Burada yapılan analizlerin merkez düşüncesinden yola çıkarsak, küçük ölçekli iş yerleri yönetenler “ayıklama süreci” konusunda bilgi ve fikir sahibi değillerse işlerini gerektiği gibi yapamaz, birikim yeteneklerini koruyarak uzun dönemli geleceklerini güven altına alamaz.

Herhangi bir canlının kendine üstünlük tanıyan değerlerini yalıtması da evrim sürecinde vardır .Bir küçük ölçekli iş yeri özel bir yetkinliği, becerisi varsa, bu konuda “ilkeli gizlilik” uygulayabilir; ışın sırrını başkalarına kaptırmamaya çalışabilir. İlkeli gizlilik ne kadar varlıkları korumanın yolu ise, “ilkesiz gizlilik” de o kadar varlıkları israf etmenin araçlarıdır. Çünkü ilkesiz gizlilik çalışanların ve müşterilerin birikiminden yararlanmayı odaklama yerine saptırır. Ayrıca, süreçlerin uçtan-uca kontrolü ve verimliliklerin artırılması da eski ve yeni ekosistemlerin tampon mekanizmalarının etkilerinden uzak duramaz. Özellikle de çağımızda rekabetin olmaz olmazı olan “inovasyon” katkısını “açıklık ve gizlilik dengelerinin ince ayarına” sıkı sıkıya bağlıdır.

Sürdürülebilir inovasyon

Küçük ölçekli iş yerleri, oluşmakta olan ekosistemde varlıklarını korumak için,”piyasa yapıcısı kuruluş bağlantısı kurma ve işe odaklanma” ihtiyacı giderek artıyor. Daha önce bir kaç kez vurgulandı, küresel ölçekte erişebilirlik yaratan yeni platform yapılarda, rekabet edebilirlik için iki bileşen gerekiyor: Ölçek ekonomisinin yarattığı erişebilir ve küçük ölçekli yapının hız ve esnekliğinin yarattığı güç. Bu iki bileşen olmaksızın etkili rekabet yapılamıyor. Bu açıdan da net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma gerekiyor. Somut örnek büyük ölçekli perakende örgütlenmeleri. Zara gibi perakende örgütleri, kendi ölçek erişebilirliği ile Türkiye’deki gibi birçok küçük ölçek hazır giyim üreticisiyle sinerjik işbirliği yaparak gücünü artırıyor.

İş yerlerinin ölçekleri büyüdükçe hız ve esneklikleri göreceli olarak azalıyor. Bu azalış aynı zamanda ister örgütlü olsun isterse örgütsüz olsun inovasyon yetkinliklerini de azaltıyor. İnovasyon konusunda küçük ölçekli yapıların sayısız üstünlüğü var. Önce çalışanların birbirine dokunan sıkı ilişkileri. Bu durum etkileşimin, etkileyen ve etkilenen aktörlerinin rasyonel ve duygusal birikimlerini de etkin kullanma fırsatlarının kapılarını açıyor. ”Sürdürebilir inovasyon” için küçük ölçekli iş yerlerinin proje-odaklı, asimetrik yapılara uyumlu, çalışanların birikimlerini etkin kullanan, süreç verimliliğini gözeten ve inovasyon katsayısını azaltan etkilerini de dikkate almak gerekiyor.

Küçük ölçekli iş yerlerinin bir başka üstün yanı, “kol gücü teknolojilerinden zihin gücü teknolojilerine geçişte” net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanmada büyük yapılara göre daha hızlı, daha yoğun çalışabilmeleri. Yarı iletken teknolojilerin kozmik, jeolojik ve biyolojik alandaki en küçük yapıya bileşenlerine erişebilirliği artırması süreçleri uçtan uca izleme, kaydetme ve analiz ederek önlem almayı kolaylaştırıyor . Zihin gücü teknolojilere geçiş, önce de belirtildiği gibi büyük bir dönüşüm yarattığı için yeni işler ve iş alanlarında küçük ölçekli yapı yükselen değer haline geliyor. Teknolojinin hızını ve dönüştürme gücü en az yarım yüzyıl daha etkisini sürdüreceğine benziyor. Bu açıdan, küçük ölçekli iş yerleri yönetimlerinin meraklarını diri tutmak ilk ve önemli işleri olmalı. İkincisi, tutarlı bir kuramın çerçevesi ve sağlıklı bir bakış açısı kaynakları etkin değerlendirmenin yolu. Bu açıdan küçük iş yerleri yönetimlerinin gündemlerinde zihin gücü teknolojilerinin verimlilik ve etkinliği ön sıralarda yerlerini almalı.

Artan kişiselleşme

Küçük ölçekli iş yerlerinin net bilgi sahibi olmaları gereken bir diğer alan da, “kişiselleşmenin uyardığı talep” olmalı. Özellikle üç boyutlu baskı ve eklemeli üretim teknolojisinin giderek ana akım üretim teknolojisi olma özelliğini unutmayalım. Önce de değinildiği gibi, yeni teknolojilerin süreçleri uçtan-uca kontrol olanakları, eş anlı ölçme ve geri-bildirim yapabilme potansiyelleri ve programlayabilme güçleri “ürünlerin kişiselleştirilmesi” sınırlarını genişletiyor.

Üretim hızlarının artması, üretim planlama potansiyelleri, iş programlama olanaklarının genişlemesi, geleneksel kalıplardan bağımsızlaşan üretim süreçleri gibi daha bir dizi etken kişilere göre üretimi yapabilmenin önemini artırıyor. Küçük ölçekli iş yerleri yöneticileri, kişiselleşmenin uyardığı talebi dikkate almadan işlerini etkin yönetemeyebilir.

Yaptığımız her iş, kozmik, jeolojik ve biyolojik evrenin evrimini, bu evrim içinde insan aklının icatlarının etkileşimini dikkate almak zorunda. Her işi yakınsayan ya da ıraksayan etkileri olan ekosistemi bağlamıyla ele almak, uzun dönemli geleceği güven altına almanın gerek şartını oluşturuyor.

Küçük ölçekli iş yerlerini yönetenlerin “ekosistem bilinci” çok önemli bir rekabet gücü kaynağı. Öncelikle, iş yerlerini yönetenlerin, verimlilik artırmanın temel etkenleri arasında önemli yeri olan teknoloji kadar ekosistemin etkilerini sorgulamayı içselleştirmesi de önemli. Bu açıdan özellikle ihtisas medyalarının tutumları hayati önemde…

Ron Adner ve Rahul Rapoor’un HBR/T’nin Kasım 2016 sayısında, “Doğru Teknoloji Yanlış Zaman” makalelerine dönüş yaparak şu genellemeyi içselleştirmeliyiz: “Birincisi, sadece teknolojilerin kendisi değil; daha kapsamlı olarak, onu destekleyen ekosisteme bakmalıyız. İkincisi, rekabetin teknolojiler arasında olmaktan çok, yeni ve eski ekosistemler arasında olabileceğini anlamamız gerekiyor”

Gelecek yazı: “ Teşvik sistemleri yeni ekosistem oluşumunu dikkate almalı”

Ekosistem, etkileşim ve rekabet

Ron Adner ve Rahul Rapoor’un HBR/T’ nin Kasım 2016 sayısında, “Doğru Teknoloji Yanlış Zaman” makalelerine dönüş yaparak şu genellemeyi içselleştirmeliyiz: “Birincisi, sadece teknolojilerin kendisi değil; daha kapsamlı olarak, onu destekleyen ekosisteme bakmalıyız. İkincisi, rekabetin teknolojiler arasında olmaktan çok, yeni ve eski ekosistemler arasında olabileceğini anlamamız gerekiyor

Ming Zeng, HBR’deki makalesinde,”Ekosistem, çevresiyle ve birbirleriyle etkileşimde bulunan yapılar” olarak tanımlıyor. Burada “etkileşim” kavramı önemli. Etkileşimin en az iki aktörü var: Etkileyen ve etkilenen. Etkileyen ve etkileyenler rasyonel ölçütlere ve duygusal birikimlere göre hareket eder. Etkileyen ve etkilenenler çeşitlenince “etkileşim ağı” oluşur.

Batuhan Sarıca’nın HBT’deki makalesinde açıkladığı gibi, Alexander von Humbolt, yeryüzündeki her şeyin birbirine bağlantılı, yaşayan devasa bir organizasyon olduğunun farkına varmıştı. Bu açıdan, bağlantıların artışını. iletişimin kolaylaşmasını ve sınırlarının kalkmasını ve işbirliği potansiyellerini göz önüne aldığımızda yeni rekabet sisteminde olup bitenleri daha iyi okuyabiliriz…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar